Dünyalık insanlara yönelik olarak Üstadın; “bütün gücünüzle dünyaya çalıştığınız halde dünyanın işini dahi bilmiyorsunuz” dediği gibi biz de mevcut iktidarın beyin takımı konumundaki siyasilere; var gücünüzle çalıştığınız halde dünyaya bakan siyaseti bilmiyorsunuz desek yanlış mı olur?
Bazı parti aşıkları kızsalar da bu iktidar döneminde hemen her alanda yaşanmaya devam eden menfilikler yalnız partiyi değil, ülkemizi, hepimizi alâkadar eden ağır bedeller olduğunu söylemeye çalışıyoruz, bundan sonra da söylemeye devam edeceğiz.
Evet kanaatimiz odur ki iktidarın yakın çevresini ablukaya alan bazı karanlık mahfiller bizi idare edenleri yanıltıyorlar. Bu çevreler gün geçtikçe iktidarı halktan koparmak suretiyle ülkeye tamiri mümkün olmayan zararlara sebep oluyorlar maalesef. Dolayısıyla düştükleri tuzağı fark edebilme basiretini gösteremeyen iktidarın bize göre ülkeyi idare edebilme karnesi zayıftır, başarısızdır.
Aklı başında bir iktidar, dinî cemaatlere yönelik olarak “kökünü kazıyacağız...” diyerek açıkça hezeyanlar savuran ve halen de fırsat buldukça dinî cemaatlara saldırılarda bulunmaktan çekinmeyen malûm parti ile başındaki zat ile ortaklığa devam edebilir mi sizce?
Yine ülke idaresine talip hangi siyasî kadrolar kendi arka bahçeleri olarak gördükleri bir guruba önce devletin bütün kapılarını açarak, sonra da; “Allah ve milletimiz bizi af etsin” diyerek on binlerce insanı işinden, aşından etmekle kalmayıp, nice mağduriyetlere imza atar? Daha da önemlisi ülkemizin geleceğine verdikleri ağır bedellere sebep olan bu iktidarın siyasî kariyeri ve mahareti tam da başarılıdır diyebilir miyiz?
Meclisi devre dışı bırakarak yıllar sonra tekrar ülkeyi her türlü yanlışlara açık olan ucube tek adam sistemine sokmakla var olan sıkıntı ve problemlerin artarak devam etmekte olduğunu mevcut iktidar görebiliyor mu? İktidarın kendisi gerçekten başarılı olduğuna inanıyor mu acaba?
Bir siyasî parti kendinin tam dindar olduğunu, dolayısıyla dine ve dindarlara hizmet vaadiyle milletten destek talebinde bulunsa; sonrasında toplumun müsbet manasında dinî yaşantılarda hiç gelişme olmadığını, tam tersine dindar bilinen kesimlerde dahi bu gibi hassasiyetlerin zedelendiği ortaya çıksa ne denilir? Toplumun genelinde ciddî manevî savrulmaların, ahlâkî aşınmaların yaşandığını, dolayısıyla toplumda huzur ve sükûnun ciddî manada zedelendiği de belli. Bu iktidar döneminde bu iç karartıcı gerçekler yaşanıyorsa ve halen bunlar kendilerini dinin ve dindarların hamisi olarak lanse ediyorlarsa bazıları da bu güne kadar yaşananlara karşı gözlerini kapayıp, bu iktidardan dine ve dindarlara hizmeti bekliyorlarsa vay halimize.