Başta şimdiki iktidarın bazı mensupları olmak üzere, Yeni Asya’nın dışında her kesimden insanlar, sitayişle bahsettikleri malûm cemaatin okullarına çocuklarını gönderdiler. Gayet iyi niyetle o okullarda yetişen bir çok genç, bir taraftan dinlerini öğrendiler, diğer taraftan da iş güç sahibi oldular.
15 Temmuz hain darbe teşebbüsü ile, söz konusu cemaate karşı başlatılan linç hareketiyle, suçlu suçsuz ayrımı yapılmadan binlerce aileyi mağdur duruma düşürdüler. İyi niyetle o cemaatin saflarına katılan, okullarında okuyan gençler ve aileleri de hayal kırıklığına uğradılar.
Haksız hukuksuz bir şekilde kendilerine veya yakınlarına yapılan bu muamelelere karşı, “dinimizi öğrenerek, vatana millete faydalı bir insan olmanın ötesinde başka bir art düşüncesi olmayan bizim gibi gençlerin maruz kaldığı haksızlıkların, yıllarca taraftar olduğumuz bu iktidarın eliyle yapılmasını anlamış değiliz” diyerek deyim yerinde ise bunalıma girdiler.
Zalim elbette zalimliğini yapacak. Tarih boyunca bu böyle olmuş. Siyasî iktidarın bizim gibi darbecilerle uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmayan insanları darbeci, vatan haini olarak damgalaması olacak iş değildi. Bundan vazgeçtik, adaleti dağıtmakla vazifeli bazı hâkim ve savcıların da bize reva görülen bu haksızlıklara hukuksuzluklara “dur” diyememeleri bütün umutlarımızı yerle bir etti. Olup biten bu zulümlere, bu haksızlıklara alkış tutarak destek veren dindar olarak bildiğimiz çevrelerin tavırları da bu keyfi uygulamaların tuzu biberi oldu” diyorlar, bunalımdaki gençler.
Bir de bazı gençlerin olup bitenler karşısında içine düştükleri dehşet verici bunalımlarını ifade eden beyanlarına bakın: “Haydi hepsi bir tarafa, Yüce Allah zalimlerin yaptıkları bu zulümlere nasıl müsaade ediyor? Vatana, millete ihanet eden, darbeye karışan kim olursa olsun elbette cezasını çeksin. Ama bizim gibi darbe ile uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmayan on binlerce insanların cezalandırılmasına Cenâb-ı Hak nasıl müsaade ediyor? Demek oluyor ki bu memlekette dindar olmanın ve dinî değerlerin hiçbir kıymet-i harbiyesi yokmuş. Bilâkis zararı var ki bunlar başımıza geliyor..” diyerek, bazıları namazlarını terk ediyor, bazı tesettürlü genç hanımlar da açılmak suretiyle dinî değerlerle aralarına mesafe koyuyorlar. Doğrusu bunları öğrenince içim burkuldu, yüreğim yandı.
Yaşanmakta olan musîbetin sebebini bilemedikleri ve kader boyutunu da hesaba katamadıkları için darbecilerle hesaplaşmak adına “kurunun yanında yaşı da yakmak” insanların dinden ve devletten soğutuyorlar. Bu zulümlere seyirci kalmakla yetinmeyip alkış tutan sözde dindarlar vicdanınız rahat mı?