Yeni Asya’nın mevcut iktidara yönelik objektif, seviyeli, müsbet hareket düsturları çerçevesinde yaptıkları tenkit, ikaz ve tavsiyeler başta iktidar cenahı olmak üzere hoş karşılanmayıp, sert tepkilerle karşılansa da “hakkın hatırı âlidir; hiçbir hatıra feda edilmez” prensibini şiar edinen Yeni Asya şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da doğru bildiklerini söylemeye devam edecektir.
İktidarın şimdiye kadar bilerek veya bilmeyerek bilhassa demokrasi, insan hak ve hürriyetleri hususunda evrensel hukukla bağdaşmayan keyfi uygulamalarına karşı Yeni Asya’nın ülke ve millet yararına olacak şekilde yaptığı ikaz ve tavsiyeler “dost acı söyler” hakikatince iktidarın da faydasına olan tavsiyelerdir.
Yeni Asya siyasî iktidara hangi ikazlarda, hangi tavsiyelerde bulunuyor? Sözde değil; tatbikatta demokrasinin kaide ve kurallarını uygulayın. Fikir ve düşünce serbestini lâfta değil; uygulamada gösterin. Farklı görüş ve düşünce sahiplerine saygı gösterin; onları vatan hainliğiyle damgalamaktan vazgeçin. Devlet imkânlarından faydalanmakta eşitliği sağlayın. Size muhalif olan vatandaşlara devletin bütün kapılarını kapatmaktan vazgeçin. Kendi siyasî görüş ve düşüncelerinizi hukukun değişmez ölçü ve prensiplerinin yerine koymayın.
Birilerinin suçu ile cinayetleriyle hiç alâkası olmayan başkalarına, akrabalarına suçlu muamelesi yapmayın. Kurunun yanında yaşı yakmayın. Suçun şahsiliği prensibini çiğnemekten vazgeçin. Darbe ile ve darbecilerle hesaplaşmakta Yeni Asya sonuna kadar arkanızdadır, yanınızdadır. Ama darbecilerle hesaplaşmak adına çoluk çoluk demeden binlerce, onbinlerce insana vatan haini muamelesi yapmanıza elbette Yeni Asya razı olamaz ve şiddetle karşıdır.
En ufak bir kin, garaz, ard niyet veya hakaret ihtiva etmeyen Yeni Asya’nın tamamen vatan, millet hatta gerçek anlamda siyasî iktidarın da menfaatine olan bu tavsiyelerinden duyulan tepki ve rahatsızlıkları anlamak mümkün değil. Rahatsızlıktan öteye bu gazeteye ve dolayısıyla okuyucusuna karşı hakaretlerde bulunmayı da insaf ve vicdan sahiplerine havale ediyoruz.
Yapısı itibarıyla kendinden olmayan, destek vermeyen muhaliflere her türlü haksızlığı reva gören siyasî cenahın Yeni Asya’ya karşı olan dışlayıcı, keyfi, kanunsuz muamelelerini belki anlamak mümkün.
Fakat her fırsatta bizi siyaset yapmakla suçladıkları halde, kendileri başından beri mevcut iktidarın adeta birer kurşun askerî gibi aktif siyasetin içinde hareket edenlerin Yeni Asya’ya ve camiasına iftira atmaları, vicdanla, insafla izah edilebilir mi?
Yeni Asya’nın bu güne kadar siyasî iktidardan hiçbir maddî manevî menfaat beklemeden, makam mevki talebinde bulunmadan eğriye eğri, doğruya doğru diyebilme kararlılığını göstermiştir.
Bazıları ise ellerinde bulundurdukları makam ve mevkileri kaybetmemek için; yanlışları doğru görerek onu alkışlamaları mı vatanın, milletin veya iktidarın yararına olan tavırlardır?
Geçmişteki tarihî örneklerden biliyoruz ki devamlı güçlünün yanında görünmeyi alışkanlık haline getiren bu menfaatperest çevreler destek verdikleri iktidarın bir şekilde tökezlediklerini his- settiklerinde derhal iktidar saflarını terk ederler.
Ama işte Yeni Asya o güne kadar beğenmediği için rey vermediği; zaman zaman tenkit ederek ikazlarda bulunduğu iktidarları dahi demokrasi dışı müdahalelerle karşılaştığında her türlü tehlike ve bedeli göze alarak iktidarın yanında; müstebitlerin karşısında olacağına kimsenin şüphesi olmamalı.