"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir tecdid hareketi Risale-i Nur

Hüseyin UZUN
21 Nisan 2015, Salı
İzmir Yeni Asya Eğitim Merkezi tarafından organize edilen “Bir Tecdid Hareketi Risale-i Nur” konulu konferansa, konuşmacı olarak iştirak ettik.

Kutlu Doğum Haftasını, üç ayların başlangıcını ve Regaib Gecesini barındıran Nisan ayının mânevî iklimine yakışır bir bayram havasını, bizlere yaşattıkları için İzmirli Nur fedailerine teşekkür ediyoruz. Bu konferansta Üstad Bediüzzaman Said Nursî’nin orijinal fikirleri konuşuldu. Risale-i Nur hakikatlerinin çağımızın sorunlarına nasıl bir Kur’ânî ve Nebevî yenilikçi öneriler getirdiği, dikkat-i nazara sunuldu. 

Harika bir tarzda organize edilen manevi cihad hükmündeki bu konferans faaliyetini, hakkıyla yerine getirdiklerinden dolayı, İzmirli gönül fedakârlarını, bir kez daha tebrik ediyoruz.

Tecdid ve müceddid mânâlarını açarak başladığımız konuşmamızda, dile getirmeye çalıştığımız bazı hususları, sizlerle paylaşmak istiyorum.

Tecdid, teceddüd; Rabbimizin fıtrî âdetullah kanunlarından birisidir. Elektronlardan, atomlardan, vücudumuzun hücrelerinden tutun da güneş sistemimize, galaksilere kadar, her şey her an değişiyor, yenileniyor. İşte bu yenilenme, aynı zamanda insaniyet-i kübrâ olan İslâmiyette de asır be asır devam ediyor.

Asrın ihtiyaçları ve insanların tekâmül seviyeleri dikkate alınarak, dinimizdeki tecdid mânâsını, her asırda dine ve imana hizmet eden müceddidler yerine getirirler. Nasıl ki bir zamanlar İmam-ı Gazali, İmam-ı Rabbani, Mevlâna Halid-i Bağdadi bu müceddidlik vazifesini yerine bihakkın getirmişlerse, bütün peygamberlerin ve asırların, dehşetli şerrinden ve fitnesinden Allah’a sığındıkları, felâket ve helâket asrı olan âhirzamanda vazifelendirilen müceddidin, Bediüzzaman Said Nursî olduğunu, en güzel müfessir olan zaman ispat etmiştir.

İşte âhirzamanda yaşayan insanlığın bu yenilenme ve tekâmülünü ihmal etmeyen Rabbimiz, tüm asırların hastalıklarına, yeniliklerine ve tekâmül meyillerine münasip bir tarzda, yaş ve kuru her şeyi ihtiva eden Kur’ân eczahanesindeki ilâçları, Müceddid Bediüzzaman Said Nursî eliyle gün yüzüne çıkarttırmıştır. Risale-i Nur eserleri, yakaza olan rüya-yı sâdıkadaki Bediüzzaman’a, Peygamberimizin (asm) “İ’câz-ı Kur’ân’ı beyan et”1 emrinin bir meyvesidir. Risale-i Nur eserleri, bir rüya-yı sâdıkada iken Peygamberimizin (asm) Bediüzzaman’a, “Ümmetimden suâl sormamak şartıyla sana ilm-i Kur’ân verilecektir”2 müjdesinin, Kur’ân’ın îmucizeliğini gösteren bir meyvesidir.

Bediüzzaman, bu asrı ve istikbali analiz ederek bu âhirzamanın şahıs zamanı olmadığı, şahs-ı mânevî kuvvetinin esas alınmasını gerektiği yorumunu yapar. “Eski zamanda dalâlet bir şahıstan geldiği cihetle, karşısına bir dâhi-i hidayet çıkardı. Şimdi ise cemaat şeklinde bir şahs-ı mânevî olmasından, onun karşısında ancak bir şahs-ı mânevî mukâbele edebilir”3 tespitinde bulunan Hz. Üstad, kendisi de bu yaptığı yoruma riayet ederek, müceddidliği şahsına almaz. “Bütün kıymet Kur’ân-ı Hakîmin mânâsı ve hakikatli tefsiri olan Risale-i Nur’a aittir”4 dediği Risale-i Nur’un şahs-ı mânevîsine verir. Bu hususu “Ben bir hiçim; Risâle-i Nur Kur’ân’ın malıdır, Kur’ân’dan süzülmüştür. Şeref ve hüsün Kur’ân’ındır. Şahsımla, Risâle-i Nur iltibas edilmiş; meziyet, Risâle-i Nur’a âittir”5 şeklinde beyan eder. “Risale-i Nur şakirtlerinin bir şahs-ı mânevîsi var; şüphesiz o şahs-ı mânevî bu zamanın bir âlimidir”6 diyerek; alim, mürşid ve müceddid arayanlara Bediüzzaman, Risale-i Nur Külliyatını hedef gösterir. 

Bediüzzaman’ın, “Âhirzamanda, Âl-i Beyt-i Nebevînin (asm) cemaat-i nuraniyesini temsil eden Hazret-i Mehdîde ve cemaatindeki şahs-ı mânevîde ancak içtima edebilir. Bu asırda, Cenab-ı Hakka hadsiz şükür olsun ki, Risale-i Nur’un hakikatine ve şakirtlerinin şahs-ı manevisine, hakaik-i imaniye muhafazasında tecdid vazifesini yaptırmış”7 beyanı ışığında da âhirzamanda tecdid vazifesini, Risale-i Nur şakirtlerinin şahs-ı mânevîsinin yapacağını anlıyoruz.

Âhirzamanda, müceddidliğin şahs-ı mânevîsine mazhar olan Hz. Bediüzzaman’ın Risale-i Nur Külliyatını; sadeleştirilmiş veya sahteleştirilmiş Risale-i Nur eserleri temsil edemez. “Put” yerine “pot” terimlerinin yerleştirildiği, sansürlenmiş Risale-i Nur eserleri de temsil edemez. Vesayet gölgesindeki bir devlet tekeline alınan Risale-i Nur eserleri de temsil edemez. Risale-i Nur Külliyatının bütünlük vasfını bozan, bazı kısımlarının veya bölümlerinin çıkartıldığı, bazı eserlerinin ise yer almadığı bir Risale-i Nur Külliyatı da temsil edemez. Çünkü Bediüzzaman’ın tüm eserleri ve fikirleri, orijinal haliyle bir bütündür. 

Konuşmamızda bahsettiğimiz diğer ana başlıklar ise şöyleydi:

Âhirzamandaki manevi hayatımızı tehdit eden tehlikelere karşı, İmana ve Kur’ân’a hizmet etmek, “müsbet iman metoduyla” olur tecdidi.

Dini siyasete alet ederek, iktidarı ve bürokrasiyi ele geçirme tarzındaki İslâmî hizmet metodunun yanlışlığı tecdidi.

Bediüzzaman’ın, Peygamberimizin (asm) haber verdiği, ahirzamanda gelecek olan dehşetli şahsı ve onun şahs-ı manevisini teşhis etmesi; “Din öldürülecektir” müflis projesini deşifre etmesi de en önemli tecdid keşiflerinden birisidir. 

Maddi kılınçların kınına girmesi gerektiğini haykıran Hz. Üstad, âhirzamandaki cihad metodunun,  “mânevî cihad metodu” olduğu tecdidini yapar. Yani ilimle, irfanla, irşadla, nasihatle, neşirle, müsbet iletişim yolarını kullanmakla, mânevî cihad vazifemizi yapmaya gayret etmemiz gerektiğini hatırlatır. 

Bir doktorun silâhı, onun streskopudur; cerrahın silahı neşteridir; bir mühendisin cephanesi, freze çakısıdır, pensesidir, tornavidasıdır, elektronik devresidir, havya takımıdır, bilgisayarıdır. Bir yazarın mühimmatı; kalemidir, fikridir, kitabıdır, makalesidir, mürekkebidir, kâğıdıdır. Bir hanımefendinin silâhı tesettürüdür, başörtüsüdür, pardüsesidir, dikiş makinesidir. Bir öğrencinin cephanesi, kitaplarıdır, deneyleridir, laboratuvar araçlarıdır. 

İman ve Kur’ân hizmetkârlarının silâhı, irşaddır, nasihattir, seminerdir, paneldir, sohbetlerdir, ilmî müzakerelerdir. 

Bediüzzaman, bu zamanda cihad-ı mânevînin diğer bir yönünün de nefis terbiyesi olduğu; ferdin duygularının, göz, kulak, dil, akıl gibi azalarının terbiyesi olduğu tecdid yaklaşımıyla “Allah (cc), mü’minlerden canlarını ve mallarını, karşılığında onlara Cennet vermek sûretiyle satın almıştır”8 ayetini farklı bir bakış açısıyla tefsir eder.

İnsan, gözünü haramdan ne kadar koruyabilirse, işte gözün cihadı.

Lisanımızı iftira, gıybetten ve kötü sözlerden uzaklaştırabilirsek, işte dilimizin cihadı. 

Ağzımızı haram lokmadan sakındırabiliyorsak, işte ağzımızın cihadı. 

Aklımızı malayaniyattan, şehevî düşüncelerden arındırabiliyorsak, işte aklımızın cihadı. 

Son olarak Yeni Asya gazetesi ve camiasını tebrik ederek konuşmamızı tamamladık. Şöyle ki;

Risale-i Nur Külliyatının hiçbir eserini dışlamadan veya daha az ehemmiyetli demeden imanî, içtimai ve siyasî hakikatların tümünü hüve hüvesine kabul eden; 

Bediüzzaman’ı âhirzamanın en büyük son müceddidi olarak bilen; 

Hz. Ebubekir’in Peygamberimize (asm) sadakati derecesinde Risale-i Nur’a sadakat göstermeyi şiar edinen;

Meşveretin şahs-ı mânevîsini esas alan; 

Hz. Üstadın öngördüğü Kur’anî hizmet mesleğinin kıyamete kadar devam edeceğinde hiçbir şüphesi olmadan fedakârane gayret ve himmet eden; 

Müsbet hareket tarzının fikri ve fiili temsilciliğini yapan, 

YENİ ASYA GAZETESİ ve Camiasına tebrik ve takdirlerimi sunuyorum. 

Nurun baharı mahiyetindeki nice konferans ve seminerlerde kucaklaşmak temennisiyle Allah’a (cc) emanet olunuz.

Dipnotlar:

1- Kastamonu lahikası, s. 30

2- Tarihçe-i Hayat, s. 30

3- Sirâcü’n-Nûr, s. 2303

4- Emirdağ Lâhikası, s. 377

5- Tarihçe-i Hayat, s. 605

6- Lem’alar, s. 404

7- Sikke-i Tasdik-i Gaybi, s. 171

8- Tevbe Sûresi: 111

Okunma Sayısı: 2675
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • RAMAZAN ADIBELLİ

    21.4.2015 09:42:35

    biz de sizi tebrik ediyoruz maşallah..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı