"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sadettin Çelik Ağabeyimizin hatırasına

Hüseyin UZUN
16 Ekim 2016, Pazar
“Rabbim istikametten ayırmasın” Sadettin Çelik

"Rabbim istikametten ayırmasın" duâsını dilinden eksik etmeyen, Sakarya’nın fedakâr Nur Talebelerinden Sadettin Çelik Ağabeyimiz, Hakk’ın rahmetine kavuştu. Fail-i Hâkim-i Rahim tarafından yüzde doksan dokuz ahbabının olduğu berzah âlemine, saadet-i ebediye tarafına, vatan-ı aslisine terhis edildi. O artık en çok sevdiği Peygamberi (asm) ile, Üstadı ile, Nur Talebeleri ile beraber.

Gerçi günah cihetiyle aramızdan ayrıldı, ama sevap cihetiyle amel defteri hâlâ daha açık ve bizlerin arasında. Her okunan Kur’ân’dan, her yapılan duâdan, zikirden, tefekkürden, sohbetten hissedar.

Sadettin Ağabeyimiz, fedakârlığın zirvesinde bir Nur Talebesiydi. Onun gündeminde, Nur hizmeti, daima birinci sıradaydı. Hemen her akşam nerede bir Nur dersi varsa, kardeşleri organize eder ve beraberce o derse iştirak ederdi. Gidemediğinde ise hep üzüntüsünü dile getirirdi.

Gençlerle birlikte olmayı çok severdi. Gençlerin imanını kurtarmak, onlara dünyanın fani olduğunu hatırlatmak onun en önemli meselelerinden biriydi. Gençlerin Risale-i Nur programları mı var. En önce Sadettin Ağabeyimiz öne atılır ve görev almak istediğini beyan ederdi. Risale-i Nur hizmeti ile ilgili yapılması gereken bir hizmet mi var. Sadettin Ağabeyimiz ilk sırayı yine kimseye kaptırmazdı. Onun için hastalık, kar-kış, zorluk mazeret sebebi değildi. O fedakârlık dersini, Üstadı Bediüzzaman’dan almıştı.

Nur Talebeleri ile görüşüp, ayrılırken hep “Rabbim istikametten ayırmasın” duâsını yapardı. Çünkü o bu dehşetli ahir zamanda, istikamet dairesinde kalmanın ne kadar zor olduğunun farkındaydı. Ama o hayatı boyunca Üstadına, Risale-i Nur’a sadâkatten ayrılmadı. Hep hakkın tarafında yer aldı. Hep sarsılmadan dik durdu. Yeni Asya Risale-i Nur Cemaati’nin şahs-ı manevisinden hiç ayrılmadı. Dâvâsının doğruluğundan en ufak bir endişe bile duymadı. İfsat komitelerinin hücumlarına hiç aldırış etmedi. Sabırla, sebatla, sadâkatle hep meşveretin yanında oldu. Yaptığı duâya masadak olan, dirayetli bir Nur Talebesi ünvanını kazandı.

Yeni Asya gazetesini çok severdi. Risale-i Nur hakikatlerinin neşredilmesinde Yeni Asya gazetesinin ne kadar büyük bir hizmet ettiğinin farkındaydı. Yeni Asya’nın, milyonlarca Nur Talebesi kuvvetinde olduğuna inanırdı. Yeni Asya gazetesi, onun evlâdı gibiydi. Göz bebeğiydi, göz nuruydu. Gazetesini, daima Risale-i Nur hakikatlerine muhtaç olanlara ulaştırmak, haberdar etmek için yağmur, kar-kış demeden kapı kapı, dükkân dükkân dolaşır, dağıtırdı. Onun için hastalık bahane değildi. Hizmette hep öndeydi. Hizmet yarışında onu geçmeye çalışan bizler, hep geri kalırdık.

Sadettin Ağabeyimiz, Sakarya’nın manevî ve nuranî bir direğiydi. Takvada da öncüydü. Kışın soğuğunda, sabahın karanlığında üşenmeden, tembellik göstermeden, evinden kalkıp gençlerin yanına gelir, onlarla birlikte sabah namazını cemaatle eda ederdi.

Her Nur Talebesi gibi namazları vaktinde kılmayı düstur edinmişti. Bolu’da özel bir hastanenin yoğun bakım ünitesinde yatarken oradaki hemşirelerinin müşahadesiyle, yoğun bakımda hiçbir şeye tepki vermeyen Sadettin Ağabeyin, her ezan okunuşunda işaret parmağını kaldırıp indirmesi, hangi şartlarda olursa olsun, onun ibadetini terk etmediğinin göstergesi olsa gerek. Evet, “Nasıl yaşarsanız öyle ölür ve nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz” Nebevi hakikatini bizlere ders veriyor, değil mi?

O hep hizmet şehidi olmayı düşünürdü. Onun için duâ ederdi. Bandırma Nur Talebeleri’nden Tayyar Alnıak Ağabeyin vefatından üç ay sonrasında, mezarının bir vesile ile açılması sonucu cesedinde hiçbir çürüme emaresinin olmadığının görülmesini, bu ağabeyimizin hizmet şehidi olarak vefat ettiğine hep delil gösterirdi. Kendisinin de öyle olması için duâ ederdi. İnanıyorum ki Rabbim Sadettin Ağabeyimizin bu duâsını da kabul buyurmuştur. Son anına kadar en önemli vazifesi olarak Risale-i Nur hizmetini bilen Sadettin Ağabeyimiz, hizmet şehididir, inşallah.

Ruhunu teslim eden birinin, sizce yüzü niçin güler? Evet Sadettin Ağabey, ruhunu tebessümle teslim etmiş. Bu tebessüm, saatler geçmesine rağmen yüzünde hâlâ mevcut. Rabbine (cc), Peygamberine (asm), Üstadına, Nur Talebelerine, ahbaplarına kavuşan bir insan, hiç tebessüm etmez mi!

Rabbim makamını âli eylesin. Peygamberimizle (asm) Üstadıyla, Nur Talebeleriyle haşr eylesin. Kabrini Cennet bahçelerinden bir bahçe eylesin.

Yolun açık olsun Sadettin ağabey.

Başta ailesi olmak üzere, bütün sevenlerine sabırlar dilerim.

NOT: 16 Ekim 2016 Pazar günü, Sakarya’daki evinin yakındaki Yıldıztepe Zahit Kotku Camii’nden öğle namazına müteakip, cenaze namazı kılınacaktır.

Okunma Sayısı: 5310
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mikail Yaprak

    16.10.2016 23:11:28

    Sadeddin ağabeyimizi rahmet ve dua ile anarken, yazarımızı da tebrik ediyorum. Bizzat şahit olduklarını yazmıştır. Merhum ağabeyimizin hatırası yaşadıkça yaşayacak bir belge hususiyeti taşıyor. Geride kalanlara taziyetlerimi arz ederim. M.Y.

  • Ali Yardimoglu

    16.10.2016 20:23:25

    Inna lillahi ve Inna ileyhi raciuun, amin, rahmetullahi aleyhim. .

  • Sefer akgul

    16.10.2016 09:50:26

    Allah rahmet eylesin

  • Rüstem Garzanlı

    16.10.2016 09:16:24

    Hüseyin bey, Sadettin ağabeyle ilgili yazmış olduğun bu güzel hatıra için,seni tebrik ediyorum. "Rabbim İstikametten ayırmasın" Amin....

  • Rüstem Garzanlı

    16.10.2016 09:08:16

    Şualar kitabı, sayfa 520'yi okuyordum. İstikamet şehidi, Saadettin ağabeyin vefat haberini o sırada aldım. Üstadımız, Şualar kitabında istikamet şehirleri için şöyle diyor: Aziz, sıddık kardeşlerim, "..... Ehl-i keşf-i kuburun müşahedesiyle, müteaddit vakıatla, tahsil-i ulûm anında vefat eden bazı müştak ve ciddî bir talebe-i ulûm, şehirler gibi kendini hayatta ve kendi dersiyle meşgul görüyor." Bu vakıaya muvafık olarak, merhum Hafız Ali'yi, üstadımız örnek vermiştir. Risale-i Nurlarla meşgul olanları talebe-i ulûm görmüştür. Saadettin ağabey, " Yâ Rabbi bizi istikametten ayırma" diyordu. İşte istikamet duası ve hizmet-i Kur'an'iyede ki fedekârlığı, inşaallah talebe-i ulûm şerefine nail olmuştur. Talebe-i ulum meselesini okurken vefat haberini almam büyük bir tevafuktur. Saadettin ağabey, sen Sırat-ı Müstakim'de yürüdün, iyi bir örnek oldun. Şualar, senin istikamet şehidi olduğunu manen tasdik ediyor. Ruhu şad olsun, makamın cennet-i âlâ olsun.

  • Abdurrahman KOÇAK

    16.10.2016 09:04:21

    Çelik gibi iradeli istikametli Sadettin Ağabeye Cenabu Hak Rahmet eylesin...Binler Fatihalar..Amin...

  • özdemiroğlu

    16.10.2016 07:25:25

    Nur içinde yat Aziz Ağabeyim.Bizlerdeki hatıratın ve hayalin hep bir hizmet eri olarak yaşıyor. C. Allah daima peşinden koştuğun ve istikametini takip ettiğin Üstadımıza komşu eylesin, amin.

  • nur ferizli

    16.10.2016 02:20:12

    Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Bizler de Sadettin ağabeyimizin duasına mazhar oluruz inşallah... “Rabbim istikametten ayırmasın” amin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı