"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çözüm yolları nelerdir?

Hüsnü ŞAHİT
03 Nisan 2016, Pazar
Cezaevleri ve infaz Sistemi üzerine “farkındalık” neye yarar?

İlk olarak toplum kanayan yaralardan birinin farkına varır. Hasta, hasta olduğunu kabul ettiği zaman tedavi süreci başlar. STK lar, vakıflar, dernekler, toplum yararına çalışan herkes devletin desteği ile problemi çözmeye yardımcı olup, sorunun değil, çözümün bir parçası olmaya gayret eder.

Cezaevinden çıkan insanların rehabilitesi ve topluma kazandırılmaları kolaylaşır. En önemlisi de hata yapmış da olsa bir insanımızı kaybetmemiş, kazanmış oluruz.

İşte bunların yapılabilmesi için de; en önemli çözüm önerimiz sistemin ıslah üzerine kurulması olacaktır. Eğer ıslah etme niyetiniz olmazsa zaten bu kadar söylenen söz yapılan işte boşa gider. Deniz yıldızı hikâyesini hatırlayalım; okyanusun kenarına vurmuş deniz yıldızlarını kurtarmaya çalışan gence birisi sorar bu kadar deniz yıldızının hayatını kurtaramazsın boş ver uğraşma” der. O genç hiç aldırış etmeden bir deniz yıldızı daha alır ve okyanusa fırlatır “Bak!” der “Bunun hayatını kurtardım.” Sistemin bir kişinin dahi olsa, kurtarılabilmesi için ıslah edilmesi, değiştirilmesi ve güvenlik yerine ıslah sistemi üzerine inşa edilmesi şart ve elzemdir.

Peki nasıl ıslah olur cezaevindeki mahkûmlar?

Bunun da en önemli ayağını mânevî kalkınma hizmetleri teşkil etmektedir. İnsanlardaki vicdan mekanizmasını çalıştıracak olan imandır. Onun için öncelikle cezaevlerinde iman temelli, vicdan temelli problemlerin halledilmesi gerekir. Bu iş de, bugünden yarına olacak bir şey değil. Ciddî emek vermek ve zahmet çekmek gerekiyor.

Asrımızın yaralarına Kur’ân’ın eczahanesinden ve O eczahanenin eczacısı olan Peygamber Efendimizden (asm) aldığı ilâçları bizlere sunan, 1925 ve 1952 yılları arasında çeşitli sürgün ve hapis cezalarına çarptırılarak cezaevine kalmış, oraların nasıl yerler olduğunu bilen Bediüzzaman Hazretleri bu noktada da bir çok çözüm yolları göstermiştir. Devlet büyüklerinin ve bu noktada vicdanı sızlayan herkesin Bediüzzaman’ın tavsiyelerine ve çözümlerine kulak vermesi gerekmektedir.

Bakalım neler tavsiye ediyor Bediüzzaman:

“Risâle-i Nur’daki hakikî teselliye mahpuslar çok muhtaçtırlar. Hususan, gençlik darbesini yiyip taze ve şirin ömrünü hapiste geçirenlerin, Nurlara ekmek kadar ihtiyaçları var.”  (Sözler, s. 135)

“Yusuf (as) daha yıllarca zindanda kaldı” (Yûsuf Sûresi: 12:42.) âyetinin ihbarı ve sırrıyla, Yusuf Aleyhisselâm mahpusların pîridir; ve hapishane bir nevî medrese-i Yusufiye olur. Madem Risâle-i Nur şakirtleri iki defadır çoklukla bu medreseye giriyorlar; elbette Risâle-i Nur’un hapse temas ve ispat ettiği bir kısım meselelerinin kısacık hülâsalarını, bu terbiye için açılan dershanede okumak ve okutmakla tam terbiye almak lâzım geliyor.” (Şuâlar, s. 176)

“Hapishane müdürleri ve sergardiyanları ve belki memleketin idare müdebbirleri ve asayiş muhafızları, Risâle-i Nur’un bu dersinden memnun olmaları gerektir. Çünkü bin mütedeyyin ve Cehennem hapsini her vakit tahattur eden adamların idare ve inzibatı, on namazsız ve itikatsız, yalnız dünyevî hapsi düşünen ve haram-helâl bilmeyen ve kısmen serseriliğe alışan adamlardan daha kolay olduğu çok tecrübelerle görülmüş.” (Şuâlar, s. 177)

İşte cezaevlerinde ki asayiş problemine kesin ve kati çözüm. En problemli koğuşlara Risale-i Nur temelli iman ve vicdan eğitimi verin bakın bakalım daha sıkıntı yaşayacak mısınız? Cezaevlerinden iman dersi alarak bir mahkûmu tahliye edin mükerrer suç oranının ciddî mânâda düşeceğini hep beraber göreceğiz.

“İnşaallah, bir zaman hapishaneleri tam bir ıslahhane yapmak için bahtiyar müdürler ve memurlar, o Nurları mahpuslara, ekmek ve ilâç gibi tevzi edecekler.”  (Şuâlar, s. 185)

Bu noktada Ceza Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’ne çok iş düşüyor. Personelini bu noktada bilinçlendirmeli ve gerekli yasal düzenlemeleri yapmalı. Cezaevlerinde çalışan personellerin bu noktada eğitilmesi ile cezaevleri birer ıslahhane, cezaevi personelleri de mahkûmların başında birer zebani gibi değil, mahkûmların ıslahına çalışan ders arkadaşları hükmüne geçer. Hem cezaevinde çalışanların huzuru tesis edilmiş olur, hem de mahkûmların ıslah ve topluma kazandırılması kolaylaşır.

Hatta Cezaevi isminin yanına eskiden olduğu gibi Ceza ve Islahevi ibaresinin yeniden getirilmesi gerekir.

“Denizli hapsinde birbirine düşman bütün mahpuslar, Nurlar dersiyle birbirlerine kardeş oldular. Ve bizim berâatimize bir sebep olup, hattâ dinsizlere, serserilere de o mahpuslar hakkında “Mâşaallah, bârekâllah” dedirttiler ve o mahpuslar tam teneffüs ettiler.”  (Sözler, s. 139)

“Bunun bir numunesi Denizli Hapishanesi’dir. Oraya Nurlar ve mahpuslar için yazılan Meyve Risâlesi girmesiyle, üç dört ay zarfında iki yüzden ziyade o mahpuslar öyle fevkalâde itaatli, dindarâne bir salâh-ı hâl aldılar ki, üç dört adamı öldüren bir adam, tahta bitlerini öldürmekten çekiniyordu. Tam merhametli, zararsız, vatana nâfi bir uzuv olmaya başladı. Hattâ resmî memurlar bu hale hayretle ve takdirle bakıyordular. Hem daha hüküm almadan bir kısım gençler dediler: “Nurcular hapiste kalsalar, biz kendimizi mahkûm ettireceğiz ve ceza almaya çalışacağız, tâ onlardan ders alıp onlar gibi olacağız, onların dersiyle kendimizi ıslah edeceğiz.” (Lem’alar, s. 261)

Yıllardır Ceza İnfaz Sistemin yapamadığını Bediüzzaman bir kaç İman dersi ile gerçekleştiriyor. O iman dersini alan adam, evveliyatında 3-4 kişiyi dahi öldürmüş olsa bile vicdanın çalışması ile artık küçük böceklere bile kıyamaz bir hale geliyor. Madem öyle bir ders var bu dersten mahrum kalmak hiç kâr-ı akıl mıdır? Cezaevlerinde kalan 170 bin insanımıza bu ilâçları ulaştırmak, onların dünya ve ahiretlerinin kurtuluşuna vesile olmak insanlığımıza, toplumumuza en büyük hizmet değil mi? Duyarsız kalanların kulakları çınlasın.

Okunma Sayısı: 2740
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • okuyan Mehmet

    20.4.2016 14:36:07

    Allah razı olsan yazıyı yazandan tam yerinde bir tespit Allah hakka yardım etsin

  • Hasan muharrem okur

    3.4.2016 01:07:42

    Sevgili kardeşim,yazınızı tebrik eder tesirini halk etmesini Cenab ı haktan niyaz ederim.Sizinle tanışmayı arzu ediyorum.Cep tel:05324715352

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı