"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cemaat ve tarikatlar rahat bırakılmalı

İbrahim ERSOYLU
16 Ağustos 2019, Cuma
Zaman zaman bazı art niyetli çevreler tarafından suçun şahsîliği göz ardı edilerek “Diyanet teşkilâtı vardır. Cemaat ve tarikatlara ihtiyaç yoktur. Eğer var olacaklarsa, üzerlerine devletin sıkı denetim ve kontrolü sağlanmalıdır” tarzında toplumda dinî cemaat ve tarikatlar aleyhine bir algı operasyonu devreye sokulmaktadır. Bu günlerde bunun işaretleri verilmeye başlandı.

İşin garip tarafı ilahiyatçı kimliği ile tanınan bir kısım zevat, yapılan propagandaya destek vermektedirler. Ne yazık ki 15 Temmuz uğursuz darbe teşebbüsü sürecinden sonra toplumun mühim bir kesimi bu kara propagandanın etkisinde kalarak bu yapılara menfi bir tavır takındığı müşahede edilmektedir.

Bir ülkede insanlar, sadece kanun ve inzibat korkusu ile kötülük yapmaktan, suç işlemekten, birbirine ve başkalarına zarar vermekten engellenemez. Onların akıl, kalp ve ruh yönünden irşad edilmeleri lâzımdır. 

Bunun için onların doğru bir şekilde iman ve ahlâk eğitimine ihtiyaçları vardır. İşte sivil cemaat ve tarikatların varlık sebebi bu vazifeyi yapmaktır.

CEMAATLER TOPLUMA DESTEK VERMEKTEDİRLER

Cemaatlerden Nur Talebeleri gibi bir kısmı iman takviyesi yaparken, diğer bir bölümü Kur’ân eğitimine ağırlık vermektedir. Tarikatlar da ahlâkî irşat vazifesini ifa etmektedirler. “Dinsiz on serserinin idaresi, bin mütedeyyin kişinin idaresinden daha zordur” kaidesi gereğince, onlar, bu vazifeyi yapmakla aslında asayişin temini yönünden devletin güvenlik güçlerine yardımcı olmaktadırlar.

Nitekim bu yapılar, zor şartlarda vaaz ve irşatlarıyla kitlelere sabır ve itidal telkin etmeselerdi, siyasîlerin yanlış politikaları sonucu bunalan toplumda suçlar pıtrak gibi çoğalır, güvenlik güçlerinin önlemekte aciz kalacakları sosyal patlamalar, yağma ve çatışmalar yaşanırdı.

Cemaat ve tarikatlar, bu mühim vazifelerini başarılı bir şekilde yapabilmeleri için Yeni Asya Camiası gibi istiğna düsturu ile hareket ederek devletten ve siyasîlerden maddî destek talep veya kabul etmeden, onlarla da çatışmadan kendi yağıyla kavrulmaları, siyaset üstü, sivil, Allah rızasına endeksli, bütün toplum fertlerini kucaklayan bir hizmet yapmaları lâzımdır.

DEVLETİN KONTROLÜNDEKİ DİNÎ HİZMET ETKİLİ OLMAZ

Günümüzde devletin kontrolünde seksen bin cami, iki yüz binlik kadrosuyla din hizmeti yapan Diyanet teşkilâtına, sayısız cemaat ve tarikatın varlığına rağmen, ülkede iman ve ahlâk buhranı sona ermemektedir. Bunun en büyük sebeplerinden biri; bu yapıların rahat bırakılmamalarıdır.

Bir taraftan derin devlet baskı yaparak onları Kemalizm ile barıştırmaya çalışırken, diğer yandan hâkim siyasîler maddî imkân, makam-mevki tuzaklarıyla onları kendilerine biat ettirmeye çalışmaktadır. 

Bu durum onların hasbî ve uhrevî hizmetlerinin ihlâsını bozup sulandırmakta ve çalışmalarının toplum nezdindeki etkilerini azaltmaktadır.

Elhasıl: Türkiye’de toplumun çoğunluğu hukukunu arayan, yanlışları sorgulayan demokratik şuura sahip olmadıkça, yönetim sistemi de demokratikleşmedikçe istibdat sona ermeyecek, her alandaki işler karışmaya devam edecek, cemaat ve tarikatlar da rahat hizmet edemeyecektir.

Okunma Sayısı: 3726
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı