"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Darbe teşebbüsünün yansımaları ve suçun şahsiliği

İbrahim ERSOYLU
27 Temmuz 2016, Çarşamba
Türkiye bir uçurumun kenarından döndü.

Darbeci caniler ülkenin geleceğine kast ettiler. Hedeflerine ulaşamadılar,  ancak devlet ve milletimiz için  içte ve dışta sonuçları çok uzun zamana uzanacak tahribatlara sebep oldular.

Darbeciler, dışarıda ülkemizin imajına büyük  bir leke sürdüler. Türkiye,  Demokrasinin olmadığı, güvenliği olmayan, yer yer darbelerle çalkalanan 3. dünya ülkesi konumuna düştü. Uluslar arası itibarı büyük bir darbe yedi.

 İslâm ülkelerinin gözünde bu talihsiz darbe girişimi yüzünden güvenilirliği sarsıldı. Onlar ise, 2000’lerin başında  Demokratik reformları devreye sokarak Avrupa Birliğine geçiş süreci yaşayan bir Türkiye’ye gıpta ile bakıyorlardı. Hatta o günlerde dünya ülkeleri tarafından Türkiye İslâm Coğrafyasında  örnek bir İslâm ülkesi olarak gösteriliyordu.

Şimdi ise durum fecaat. Darbe teşebbüsü yüzünden ortalık toz  duman. Göz güzü görmüyor. Olaylar soğukkanlılıkla, akılla, muhakeme ile değerlendirilip hukuka uygun kararlar alarak icraat yapmak lâzım. Kin ve intikam çığlıkları ile toplumu iyice germekten kaçınmak lâzım.

Hukukta suçun şahsiliği vardır. Suçlunun akrabaları, partisi, camiası onun yüzünden mesul olmaz. Kur’ân’da, “Hiçbir günahkâr, başkasının  günahını yüklenmez” (En’am,164) İlâhî prensibi varken,  insanlar  darbecilerle ilişkilendirilip tutuklanmamalı. Binlerce, on binlerce insan daha suçu sabit değilken  kamudaki  vazifesine son verilmemeli. Elbette suçu sabit olanlar cezalandırılmalıdır. Adalet yerini bulmalıdır. Ancak  darbecilerin yakınları, akrabaları suça iştirak etmedikçe  tutuklanıp cezalandırılmaları zulümdür.

28 Şubat sürecinde darbeci askerler, o zamanki hükümete baskı yaparak  “irtica bahanesi” ile dindar masum insanları  hukuksuz bir şekilde bürokrasideki vazifelerinden atmak istiyorlardı. O zamanki Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer bile “Kanun olmadan bu yapılamaz” diyerek onlara engel olmuştu. Ama  ne yazık ki şimdi bu işler,  masum insanların hukukunu koruması gereken muhafazakâr bir iktidar tarafından kanunsuz şekilde ve mahkeme kararı olmadan yapılmak istenmektedir. 

Kur’ân’da “Bir topluluğa olan düşmanlığınız sizi adaletsizliğe (zulme) sevk etmesin”  (Maide, 8.) buyrulur. Bu prensibe aykırı olarak topluma  bir linç algısı hakim kılınırsa, orada adalet tecelli edemez. Darbecilerle ilişkilendirilen bir camianın içinde hasbelkader  yer alan  bütün  fertlere darbeci gözüyle  bakılarak suçlu kabul edilmesi, haksız mağduriyetlere sebep olabilir. Bu bakış tarzı İslâmî ve insanî olmadığı gibi hukukî de değildir. ”İnsanlar mahkemece suçu sabit olmadıkça masumdur” diye bir hukuk karinesi vardır. Hiç ilgisi olmayan insanlar da darbeden sorumlu kabul edilerek  kamudaki işlerine son verilip çoluk çocuklarıyla parasız pulsuz sokağa atılırsa, bu da bir zulüm olur.

Devleti yönetenlerin darbe teşebbüsü sebebiyle bir travma yaşadıkları, büyük bir facianın eşiğinden döndükleri bir gerçektir. Bu yüzden işleri kolay değildir. Ama iyi  yöneticilik  bu durumlarda anlaşılır.

Onların bilhassa bu durumlarda soğukkanlı, mutedil olmaları, destekçilerine ve halka itidal tavsiye etmeleri, suçu sabit olmayanlara düşman gözüyle bakmamaları, taşkın hareketlerden uzak durmaları tavsiyesinde bulunmaları gerekir.

Okunma Sayısı: 2084
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • zeliha özpamukçu

    27.7.2016 12:34:51

    işte budur,Allah razı olsun ne kadar yazılsa azdır daha cok evıre çevire yazmanızı diliyorum,birbirinizin zulmüne mani olun ayet mi hadis mi hatırlamıyorum ama yeni asya inşaallah bu vazifeyi yapıyor

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı