"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demokrasi ve terör

İbrahim ERSOYLU
05 Ağustos 2015, Çarşamba
İktidar, Avrupa Birliği Projesi ile Demokratik reformları askıya alarak şiddet ve baskı tedbirlerine sarıldıkça, terör daha çok azmaktadır.

Daha önce defalarca uygulanan, ancak neticesi kayıp ve ziyan olan bir metot tekrar uygulamaya konuluyor. Siyasî hesaplarla PKK ve IŞİD kampları bombalanıyor, ardından güvenlik güçlerini ve halkı hedef alan canlı bombalar devreye giriyor ve çok sayıda can ve mal kaybına yol açıyor. Şiddet şiddeti besliyor. 

TERÖRÜN ÇARESİ DEMOKRASİDİR 

Terörün panzehri Demokrasidir. Zira terör ve anarşi antidemokratik uygulamalardan beslenir. Onun gıdası; hak ve hürriyetlerin ortadan kaldırılması, haksız ve keyfi uygulamalar, kaynakların çar çur edilerek ülkenin fakirleşmesi, halkın, bilhassa gençlerin ciddî bir din ve iman eğitiminden yoksun bırakılmasıdır. Nasıl ki bataklık kurutulursa sivrisinekler yok olur. Hürriyetçi Demokratik Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, teröre dâvetiye çıkaran yukarıdaki şartlar ortadan kalkarsa, terör ülkede toplumsal zemin bulamaz. 

DARBELER TERÖRÜ DOĞURDU

Türkiye tarihinde yaşanan askerî darbeler ne yazık ki terörü ortaya çıkardı ve onu besledi. Çünkü darbeler Demokratik zemini, hak ve hürriyetleri yok ederler, kaynakları heba ederek ülkeyi fakirleştirir. 

Kemalizmi kafalara zorla çakmak için yapılan 12 Eylül 1980 darbesi, ırkçı, zalim ve baskıcı devlet yönetimi ile PKK terör örgütünü üretti ve besledi. Darbenin akabinde yurt çapında suçlu – suçsuz yapılan tutuklamalar ve hapishanelerde mahpuslara tatbik edilen işkenceler, özellikle Diyarbakır Cezaevinde Kürt kökenli vatandaşlara uygulanan dayanılmaz işkence ve zulümler, malûm terör örgütünü ortaya çıkardı. Yapılan zulme tepki olarak doğan bu örgütün, 35 senede verdiği maddî- manevî toplam zarar, ülkemiz için çok ağır olmuştur; bir kısmı asker ve güvenlik görevlisi olmak üzere 30 bin insan teröre kurban giderken, ülkenin kalkınmasına harcanabilecek yüz milyarlarca dolar heba olmuştur.

Adı geçen darbe üzerinden uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen, ihtilâl kalıntıları Anayasa, kanun ve mevzuat hâlâ ortada yerde duruyor. Bu kadar yılda nice sivil iktidarlar gelip geçti, bir kısım iyileştirmeler yapılsa da, ihtilâl şartları değiştirilmedi, Batı standartlarında bir Demokrasinin ülkemizde tesisi için ciddî adımlar atılmadı.

İKTİDARIN DEMOKRASİYİ ASKIYA ALMASI TERÖRÜ AZDIRIYOR

AKP iktidarı 2000’lerin başında askerî vesayet çemberini kırmak için takdire değer Demokratik reformlara imza atmıştı. Hedefine ulaşınca da Demokrasiden vazgeçti. Özellikle 2010’dan bu yana ki süreçte, Demokratik reformları askıya alarak çıkardığı kanun ve mevzuat ile baskı ve şiddete dayalı icraatlar yaparak teröre zemin hazırladı. İlk zamanlarında olduğu gibi, Avrupa Birliği’nin tavsiye ettiği Demokratik reformları yaparak hayata geçirseydi, Allahu âlem bugün ülkemiz her alanda farklı bir yerde olurdu ve anarşi belâsıyla bu seviyede boğuşuyor olmayacaktık. 

HALKA DEMOKRASİ ŞUURU KAZANDIRILMALI

Çare; Demokratik reformları askıdan indirmek ve yasallaştırarak hayata geçirmektir. Yaşanan halihazırdaki bütün sıkıntıların kaynağı olan Kemalizm’den arınmış Yeni Demokratik bir Anayasa yapmak, kanun ve mevzuatının tamamını demokratikleştirmektir. Bu da tek başına yeterli olmaz; halkı Demokrasinin erdemleri konusunda bilinçlendirmek gerekir. Zira hak ve hürriyetlerini göz ardı ederek sadece cebini ve ekmeğini düşünen fertler ile Demokrasi tesisi edilmez. “Ben ekmeksiz yaşarım, ama hürriyetsiz yaşayamam” anlayışı toplum hayatına hâkim olmazsa, istibdat ve anarşiden kurtulmak çok zordur. 

Diğer taraftan terör bataklığını kurutmak için, yönetimde adaletin sağlanması, yolsuzluk ve kanunsuz işlerin engellenmesi için tedbir alınması, ülke kaynaklarını israf etmeden, yatırım ve istihdam alanlarında yerli yerinde kullanılası ve ülkenin refah seviyesinin yükseltilmesi gerekir.

MEDRESETÜ’Z ZEHRA PROJESİ TERÖR İÇİN ÖNEMLİ BİR ÇÖZÜMDÜR

Terörü önlemenin en önemli diğer bir yolu da; Üstad Bediüzzaman’ın bir asır önce Doğu bölgesinin huzur ve sükûnu, maddî-manevî kalkınması için o zamanın idarecilerine önerdiği, ancak onların onu tatbik etmeye yanaşmadıkları; okullarda din ve fen ilimlerinin birlikte okutulmasını esas alan Medresetü’z Zehra eğitim projesini uygulamaya koymaktır.

Okunma Sayısı: 2083
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı