"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Din hizmetlerini devletleştirme planı

İbrahim ERSOYLU
23 Aralık 2014, Salı 11:42
İslam tarihi incelendiğinde, din hizmetlerinin devletten bağımsız, hür bir zeminde yapıldığı görülür.

Bunun en bariz örneği dört büyük müçtehit ve diğer büyük İslam âlimleri, zamanlarındaki yöneticilerin kontrolüne girmeyi red etmeleri, onlardan bağımsız din hizmeti yapmalarıdır. Yakın geçmişte Üstad Bediüzzaman’ın da hayatı boyunca devletten bağımsız, hür bir şekilde iman ve Kur’an hizmeti yaptığı bilinmektedir.

BATI ÜLKELERİNDE DİN HİZMETLERİ BAĞIMSIZDIR

Demokrasi ile yönetilen Batı ülkelerinde de din hizmetleri, Hıristiyanlar için devletten bağımsız, özerk bir konumda olan kilise, Müslümanlar için de sivil ve bağımsız gruplar, vakıflar, dernekler tarafından yapılmaktadır. Oralarda devletler, bu hizmetleri yapan grupları değil baskısı ile kontrolüne almak ya da imha etmek, bilakis onları bu hizmetleri gönüllü olarak yaptıkları için takdir etmekte, hatta hiçbir karşılık beklemeden onlara maddî manevî destek vermektedirler. 

KEMALİZM DİNİ KONTROL ALTINDA TUTMAK İSTER

Türkiye’de Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte Kemalizm’in antidemokratik kuralları ile yapılandırılan devlet, her meselede olduğu gibi bütün dinî hizmetleri de kendi kontrolü altına almak ve aslî hedefinden saptırmak istemektedir.

Cumhuriyetin başından itibaren ipleri eline geçiren kadro, var olan bütün resmî ve sivil dini müessese ve kurumları kapattı. Onların yerine “Diyanet İşleri Başkanlığı”nı kurarak onun aracıyla dini devletin kontrolüne aldı. Müthiş bir istibdat ve baskı ile sivil dinî hareketleri yasakladı. Din âlimlerine, ilim ve fikir adamlarına hayat hakkı tanımadı. İskilipli Atıf Hoca gibi bir çok din âlimi İstiklal mahkemelerinde asıldı.

BEDİÜZZAMAN DEVLETİN KONTROLÜNE GİRMEDİ

O zamanlar Kemalist zihniyet, Üstad Bediüzzaman’a da “Bizim din hizmeti yapan devlet teşkilatımız var. Sen ne salahiyetle dinî neşriyat yapıyorsun?” diye itiraz etmişler. O onlara “Hak ve hakikat inhisar altına alınamaz, devlet muamelesi şekline sokulamaz” diye cevap vermiş, onlara rağmen iman ve Kur’an hizmetini devam ettirmiştir. Ama ona ve Nur Talebelerine dünyayı zindan etmişler, hayatı çekilmez bir hale getirmişlerdi. Onları baskı, zulüm, hapis, zehirleme gibi gayr-i insanî ve acımasız yollarla imha etmeye çalışmıştır. Ancak Allah’ın yardım ile hedeflerine ulaşamamıştır.

SİVİL DİNÎ CEMAATLER ASAYİŞİN BEKÇİLERİDİR

1950’de Demokratların öncülüğünde demokrasiye geçildikten sonra hürriyetlerine kavuşan sivil cemaatler ve tarikatlar dinsizleştirilmek istenen nesillerin ıslahı için çalıştılar. Ehl-i Sünnet çizgisinde olan bu sivil yapılar, aslında toplumun manevî dinamikleridir. Onlar halkı dinî yönünden bilinçlendirmekte, sosyal kriz ve çalkantılarda onların moralini yükselterek anarşinin, sosyal patlamaların ve isyanların oluşmasına engel olmaktadırlar. Türkiye’de yaşanan zulümler, ekonomik sıkıntılar, krizlere rağmen toplumsal patlamalar ve isyanlar olmuyorsa, bunun en büyük sebebi; önce Allah’ın yardımı, sonra bu grupların yaptıkları manevî  hizmetler sayesindedir.

ZINDIKA KOMİTESİ SİYASAL İSLAM ELİYLE DİN HİZMETLERİNİ SULANDIRMAK İSTİYOR

Aslında zındıka komitesi, devlet adına Kemalizme dayanarak dini kontrol altına alma icraatını devletin önde gelen yönetici ve bürokratlarını etkisi altına alarak yapmaktadır. O yaptığı tahrip planının çok yönlü hedefleri vardır. Bir taşla çok sayıda kuş vurmayı tasarlamaktadır. Onun arka plandaki hedefi;  hem planını uygulayan siyasal İslamcıları, hem de dinî cemaatleri yok etmektir. Son MGK’da alınan kararın hedefi bu istikamettedir. 

İÇİ BOŞ DİNDAR GENÇLİK YETİŞTİRİLMEK İSTENİYOR

Öğretmen, plan–program, bina gibi alt yapısı olmadan, çok sayıda İmam Hatip Liselerinin açılması, din hizmetlerinin sivil dinî gruplardan alınıp devlet kapsamına dahil edilmesi planının bir parçası olduğunu düşünüyorum. 

Ad geçen liselerin müfredatları Kemalizm’den beslendiği bilinmektedir. Bu şartlarda yeterli ve doğru din eğitim almadan bu okullardan mezun olacak nesiller, gelecekte dini nasıl temsil edecekler? Belki de onu yozlaştırarak gösterecekler. Zındıka komitesi de “İşte görüyorsunuz! İslam yüzünden bu gençlerin haline bakın. Demek ki din insanları ıslah etmiyor” deyip geçmişte yapıldığı gibi, insanların dimağına şeytanî şüpheler vermeyi planlamaktadır.

Komite üyeleri tek parti yönetimi zamanında, “Kur’an tercüme edilsin, ne mal olduğu bilinsin” tarzında dehşetli bir planı devreye sokmuşlardı. Onlardan biri ve en dehşetlisi, “Arap oğlunun yavelerini tercüme ettireceğim ve Türk oğullarına (ne kadar hurafeli şeyler olduğunu) göstereceğim. Ta ki budalalık edip aldanmasınlar” dediği bilinmektedir. 

İşin garip tarafı, dindar çevrelerin ve din âlimlerinin çoğu, farkında olmayarak din hizmetlerinin devletin kontrolüne alınması planına destek veriyorlar. İşin acı tarafı Yeni Asya dışındaki diğer Nurcu gruplar da iktidara bu hususta hararetli destek veriyorlar. Çok yazık. Allah basiret versin. Amin...

Okunma Sayısı: 1922
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı