Eğitim çok önemli ve ciddî bir iştir. Milletlerin ve ülkelerin geleceği eğitime bağlıdır.
Doğru, düzgün, zamanın şartlarına mutabık bir eğitim bilgili, ruh ve beden yönünden sağlıklı, kendilerine ve ülkelerine yarayışlı nesilleri netice verir. Bu gibi nesiller de, toplumlarını ve ülkelerini maddî manevî alanda terakki ettirirler. Doğru düzgün bir eğitim almayan nesiller, hem kendilerini hem de ülkelerini perişan ederler.
Dünya ülkeler coğrafyasına bakıldığında çağdaş, demokratik, medenî ülkelerin eğitim sistemleri, hak, hürriyet ve adaletleri öğreten, hür düşünmeyi ve üretici olmayı teşvik edip yetenek ve kabiliyetleri geliştiren bir yapı üzerine kurulduğu görülür. Müstebid, baskıcı, otoriter bir anlayışla yönetilen ülkelerin eğitim sistemi ise, cahil, yeteneksiz, problemli, üretmeye değil tüketmeye meyilli olan, kendilerine ve ülkelerine çok faydası olmayan nesilleri netice verdiği müşahede edilir.
İDEOLOJİK EĞİTİM SİSTEMİ NESİLLERİ HEBA ETTİ
Ülkemizde, 1923’ten 1950’ye kadar Demokrasinin olmadığı, tek parti, tek şef yönetimi ile yürüyen bir idare vardı. Onunla mütenasip ideolojik bir eğitim sistemi devrede idi. Kemalizm’den beslenen bu sistem, tek kişinin görüşüne ve ezberciliğe dayalı, hür düşünceye geçit vermeyen, istidat ve yeteneklerin gelişimine müsaade etmeyen, materyalist/maddeci bir temele bina edilmişti. Bunun acı meyvesi; genellikle ufuksuz, menfaat zebunu, fikir üretemeyen, ancak rejime körü körüne biat eden, maneviyata yabancı bir nesil oldu. Bu neslin daha sonra ortaya çıkan en büyük kötülüğü; anarşi çıkarıp toplumun huzurunu bozması ve askerî darbelere zemin hazırlaması oldu.
1950’lerde çok partili Demokratik hayata geçildikten sonra eğitim sistemi ıslâh edilmeye çalışıldı. Fakat bu uzun sürmedi. Demokrat idareyi silâh zoruyla alaşağı eden 1960 Kemalist darbeciler, sistemi eski haline getirdiler. Daha sonra tekrar iktidara gelen Demokratlar, sistemde ıslâhat yaptılarsa da, bu da uzun sürmedi.
12 EYLÜL DARBECİLERİ ÜLKENİN GELECEĞİNİ KARARTTILAR
Demokrasinin canına kasteden 1980 münafık darbecileri, Kemalizm’i gençlerin ve körpe yavruların kafasına iyice çakmak için, etkisi çok uzun yıllara uzanacak şekilde eğitim sistemini tahrip ettiler. Bütün eğitim kurumlarının müfredatlarında Kemalizm’i işlemeyi mecbur ettiler. Gençleri, manevî değerlerden uzak tutmak, düşünüp sorgulamayı unutturmak için futbol ve sefahatle uyuşturup kabiliyet ve yeteneklerini körelttiler. Bu yolla ülkenin geleceğini kararttılar.
Aradan doksan yıl geçmiş olmasına, başarsızlığı sabit olmasına rağmen, günümüzde hâlâ aynı sistem, ısrar ve inatla sürdürülmektedir.
Çare: Ülkemizin istikbalinin parlak olması, fen ilimleriyle din ilimlerini birlikte özümsemiş, eğitimli, şuurlu bir neslin varlığına bağlıdır. Bu da, ideolojiden arınmış, hak aramayı, hür düşünerek sorgulamayı, üretken olmayı kavratan, fen ilimlerini manevî değerlerlerle kaynaştırarak öğreten, küresel demokratik değerleri benimseten, bir eğitim sistemi tesis edilerek devreye sokulması ile mümkündür.