"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İnsanlığın Suriye ile imtihanı

İbrahim ERSOYLU
13 Aralık 2016, Salı 08:30
Ne yazık ki Suriye bugün, Tarihin en büyük felâketlerden birine sahne olmaktadır.

Zalim küresel güçler, bomba ve füzelerini Suriye topraklarında ve Suriye halkı üzerinde pervasızca denemektedirler. Yüz binlerce masum insan; çoluk-çocuk, kadın, genç–ihtiyar bu acımasız silâhlarla yaralanmakta veya vefat etmektedir. Hayatta kalanların bir kısmı komşu ülkelere kaçıp sığınmaktadır. Oralarda zor şartlarda hayatlarını devam ettirmektedirler. Bir ülke harabe haline getirilmekte, mazlum bir halk katliamlarla yok edilmek istenmekte, uluslararası toplum, AB ülkeleri, Filistin ve Irak’ta yaptığı gibi bu dehşet verici trajediyi sadece izlemekle yetinmektedir. Onlar yaşanan zulümlere seyirci kalmakla, aslında kendi kendilerine kötülük yapmaktadırlar. Çünkü bu işin acı sonuçları sonunda onlara da yansıyacak ve bundan huzursuz olacaklardır.

Toplam nüfusu bir buçuk milyar’ı geçen İslam Aleminin başındaki diktatör yönetimlere ne demeli? “ Muhakkak Müslümanlar kardeştir”, “ Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulüm yapmaz, Onu düşmana teslim etmez(..) “ Müslümanlar bir vücudun organları gibidir. Birisi hastalansa diğerleri onun yardımına koşar(..) “ şeklindeki dinî düsturlar ne olacak? Zalim güçler asker ve silahlarıyla uzak yerlerden gelip Müslüman kardeşlerini öldürürken, evlerini barklarını imha ederken, onlar bu vahşete sadece seyirci kalmaktadırlar. Lüks ve şatafat içinde yaşayan petrol zengini Arap ülkeleri nerede? Türkiye üç milyon sığınmacıyı kabul ederken onlar, kapılarını sığınmacılara sıkı sıkıya kapamış durumdadırlar. Cenab-ı Allah bunun hesabını bir gün gelecek mutlaka onlara soracaktır.

Dikta rejimlerin baskısı altında yaşayan müslüman halklar, kan ağlıyorlar. Kendilerini kuşatmış zalim idarelerin baskısı sebebiyle duadan başka ellerinden bir şey gememektedir.

ABD ve AB ülkeleri kendi içlerinde demokrasinin gereği olarak insan hak ve hürriyetleri en iyi şekilde uygulamaya koymaktadırlar. Ancak başka ülkelerde vâki olan zulümlere, hak ihlallerine seyirci kalmaktadırlar. Sonunda bu durum onları da rahatsız edecektir. Hepimiz aynı gemide yaşamaktayız. Geminin bir bölümünde çıkan bir yangın önlenmezse diğer bölümlere de sıçrayacaktır. Nitekim Suriye’de yaşanan kirli savaş, sığınmacılar yoluyla AB ülkelerini rahatsız etmeye başladı. Rahat ve huzurları kaçtı. 

Eğer uluslararası toplum, AB ülkeleri, işin başında Irak’ta, Filistin’de ve son olarak Suriye’de yaşanan zulümlere karşı gelselerdi, zalim güçlere karşı ciddi bir tavır alarak zulmü engelleme yoluna gitselerdi, durum şimdikinden çok farklı olurdu. O zaman mazlum halklar nezdindeki itibarları yükselir, demokrasinin baskıcı rejimlerde hayat bulmasına zemin hazırlar, kendileri de rahat ederlerdi. Zenginlik ve refah tek başına saadet getirmez. Etrafta aç insanların ve katliama maruz olanların feryatlarını duyarken varlıklı insanlar, vicdanları varsa huzurlu bir hayat yaşayamazlar.

Okunma Sayısı: 2049
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı