İşte kurtuluşa erenler onlardır. 1 Bu vazifeyi yapan kimse olmadığı zaman, semavî ve arzî umumî musîbetlerin oraya gelmesi kuvvetle muhtemeldir.

Ne yazık ki günümüzde, içlerinde dinî cemaat ve tarikatların bulunduğu toplum kesimlerinin çoğu, iyiliği tavsiye ve kötülükten sakındırma vazifesini gereği gibi yapmadıkları, işlenen hata ve zulümlere duyarsız kaldıkları, hatta yer yer onları savundukları görülmektedir.

Bu kesimler, Suriye’de, Irak’ta, Yemen’de, hatta Arakan gibi uzak diyarlarda mazlûmlara yapılan zulümleri görüp protesto ettikleri halde, içinde yaşadıkları toplumda katledilen hak ve hürriyetleri, irtikâp edilen dehşetli zulümleri, yapılan usûlsüzlükleri ya görmezden gelmekte, ya da müdafaa etmektedirler.

Etkili propagandaya kapılan ve ehl-i tahkik olmayan çoğunluğun bu işlerde yanılması ve yanlışçılara destek vermesi bir yere kadar mazur sayılabilir. Ancak Risale-i Nur’dan beslenen ve Bediüzzaman gibi, Ahirzamanın peygamber varisi ve mehdisi olan bir zatın talebeleri olduklarını kabul eden önemli bir kesimin, ellerinde Risale-i Nur gibi doğru istikameti gösteren bir pusula olduğu halde onu dikkate almayarak, hakikati bilmeyen çoğunlukla birlikte hareket etmeleri ve yanlışçılara destek vermeleri ne kadar hazin ve vahimdir.

Yeni Asya Camiası ve Gazetesi, Risale-i Nur ölçülerine göre, hak namına ve hakikat hesabına iyiliği tavsiye ve kötü işleri ikaz vazifesini elinden geldiği kadar ifa etmeye çalışmış ve İnşallah kıyamete kadar etmeye devam edecektir.

Camianın hiç kimseye garaz ve düşmanlığı yoktur. O, Allah rızası için vazifesini yaparken ne hâkim siyasîlerden, ne de devletten hiçbir maddî destek, makam – mevki talep etmemiştir. 

O, fedakâr mensuplarının mütevazi destekleriyle hizmetine devam etmektedir. Onun devletten tek istediği; rahat bırakılarak, işine müdahale edilmemesidir.

Hülâsa: Yeni Asya, kınayıcıların kınamasından çekinmeyerek yaptığı cesur vazifesiyle aslında tarihe not düşmektedir. Gelecek nesiller bugünler için, “O zamanlarda hakkı ve doğruyu gösteren, yanlışı ve zulmü ikaz eden kimseler yok muydu? Yazıklar olsun o dönemin insanlarına..” dediklerinde onu göreceklerdir.

Dipnotlar:

1 - Ali İmran,3/104. 2 - Ali İmran,3/104.