"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kemalist rejim ve Bediüzzaman’ın iman hizmeti

İbrahim ERSOYLU
11 Kasım 2016, Cuma
Mutlak bir istibdat, lâdinî bir yapı üzerine kurulan ve hâlâ devletin işleyişine hâkim olan Kemalist rejim, bütün dinlere, özellikle İslâm ve Müslümanlara karşı menfi bir anlayışa sahiptir.

İslâm’ı yok etmek mümkün olmayınca onu zabtu rapt altına almak, Müslümanları kontrol altında tutmak için Diyanet Teşkilâtını kurmuş, din âlimlerini kendine biat ettirmiş ve dinî hizmetlerini devletleştirme yoluna gitmiştir. Biat etmek istemeyen, sivil dinî hizmet yapmak isteyen âlimleri ya imha etmiş, ya da ülkeden ayrılmak zorunda bırakmıştır. Bediüzzaman gibi ülkede kalmakta ısrar edenlere hayatı zindan haline getirmiştir. 

Günümüzde rejimin tetikçileri Kemalistler ve onun oyununa gelen, “dinde hassas muhakeme-i akliyede noksan” bir kısım din hocaları, Bediüzzaman ve Risale-i Nur’a saldırmaya devam etmektedirler. Onların hücumları geçmişte olduğu gibi Nurların parlamasına ve daha geniş kitlelere ulaşmasına sebep olacaktır.

Bediüzzaman Said Nursî hayatı boyunca vatan, millet ve din için yaptığı müsbet, örnek sivil hizmetler ile takdir ve tebrik edilmesi gerekirken, rejim tarafından  mürteci, yobaz, ülke için zararlı bir şahsiyet olarak görülmüş ve gösterilmiş, zâlimane hücumlara ve ağır işkencelere maruz bırakılmıştır. Buna rağmen O, Cenâb-ı Hakk’a iltica ederek bu  yapılanlara sabır ve metanet göstermiş, talebelerine ve halka, yapılan bütün zulümlere rağmen sağduyu, sükûnet ve tahammül tavsiye etmiş, onlardan asayişi bozmamalarını talep etmiştir. O, mütecavizlere hakkını helâl etmiş, telif ettiği Risale-i Nur’larla ve yetiştirdiği pırlanta gibi Milyonlarca Nur Talebesi ile  insanların imanlarının kurtulmasına ve ülkenin sulh ve sükûnuna çalışmıştır.

Rejim, diğer muhalifleri gibi suçsuz Bediüzzaman ve Nur Talebeleri üzerine devlet güvenlik güçlerini sevk ederek ve mahkemeleri iğfal ederek 28 yıl boyunca onları hapis, sürgün ve işkencelerle bunaltmış, özellikle Bediüzzaman’ı defalarca zehirleyerek yok etmeye çalışmıştır. Bütün bunlara rağmen Bediüzzaman Allah’ın inayetiyle müsbet hareketle iman ve Kur’ân hizmetine devam etmiş, halkı tek parti döneminin dar geçidinden kimsenin burnu kanamadan geçirerek 1950’ye kadar ulaştırmıştır.

Haddi zatında rejim, dinî müesseseleri kapatarak, tarikatları yasaklayarak halkı isyan etmeye tahrik etmiştir. Onların meydanlara çıkıp protesto gösterileri yapmalarını beklemiş, bunu yapmaları durumunda Dersim’de, Şeyh Sait isyanında olduğu gibi, üzerlerine devletin silâhlarıyla giderek toplu katliâmlara imza atacaktı. Ancak Bediüzzaman müsbet hareketle, halka şiddetten uzak durmalarını tavsiye etmiş ve bu oyunu bozmuştur. 

Bediüzzaman Said Nursî sadece yüksek bir din âlimi değil, aynı zamanda bir toplum önderidir. Toplumu en zor şartlarda fitne ve tuzaklardan uzak durmasını sağlamıştır. Allah u âlem  Anadolu’da Bediüzzaman ve Nur Talebelerinin çalışmaları olmasıydı, El-Kaide, IŞİD benzeri radikal dinî gruplar ortaya çıkar, rejimle çatışmaya girer. Ülkemizi şimdiki Suriye ve Irak’tan beter bir duruma getirir, binlerce, yüz binlerce masumun kanının dökülmesine ve Anadolu’nun harabe haline gelmesine yol açarlardı. Bu  yüzden Türkiye’nin, Bediüzzaman ve Nur Talebelerine  güzel hizmetlerinden ötürü  şükran borcu vardır.

Sözün Özü: Şimdiki iktidar, problem kaynağı Kemalizm’i bir tarafa bırakarak, sadece oy için değil, eğitim, terör, anarşi ve kaos gibi ülkenin sosyal problemlerinin çözümünde Bediüzzaman ve Risale-i Nur’a müracaat etse, oradaki ölçü ve tavsiyeleri yerine getirse, işinin çok kolaylaştığını, problemlerin suhuletle çözüldüğünü görecektir. Böylece hem kendisi, hem de ülke kurtulmuş olacaktır.

Konuyla ilgili önemli makaleler:

Bediüzzaman'dan cumhuriyet, demokrasi ve laiklik kavramlarının doğru tarifi

Büyük İslam Alimi Bediüzzaman Said Nursi'nin Cumhuriyet mesajları ilanının 93. yılında hâlâ anlaşılmayı bekliyor..

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/bediuzzaman-dan-cumhuriyet-demokrasi-ve-laiklik-kavramlarinin-dogru-tarifi_414059

Bir 'muhalif' olarak Büyük İslam Alimi Bediüzzaman Said Nursi

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/bir-muhalif-olarak-buyuk-islam-alimi-bediuzzaman-said-nursi_370316

Okunma Sayısı: 3870
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan Erkiş

    11.11.2016 16:40:18

    Ilginc ve acip bir süreç yaşıyoruz. Kendilerinin "İslamcı" veya "dindar iktidar" olduğuna milleti inanırdıkları siyasi kadro, 14 yıllık iktidarlarının neticesinde, yanlış politikalarla ülkenin başına sardıkları sorunları çözmek için daha önce şikayet ettikleri "resmî ideoloji"den medet umar hale geldiler. Hiç mi Dersim, Şeyh Sait, Menemen hadiselerini duyup okumadılar? AB hedefiyle yola çıkan bir siyasi kadro bu kadar mı savrulur? Sahi biz nasıl bir ülkede yaşıyoruz ve bizi kimler idare ediyor Ya Rabbi!.

  • atilla

    11.11.2016 09:16:50

    Ellerine sağlık İbrahim Ersoylu. Kalemine bereket.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı