Büyüklerimiz her ne kadar kabul etmek istemeseler de, halk olarak bizler marketlerde, pazarlarda ve faturalarda yakıcı yansımalarını bizzat hissettiğimiz ağır bir ekonomik kriz sürecinden geçtiğimiz bir vakıadır.
Yöneticiler, devlet ve toplum olarak bu krizi en az hasarla atlatmak için gerekli tedbirleri almamız gerekmektedir. Akla gelen ilk tedbir; etkin, geniş çaplı bir tasarrufa yönelmektir.
Etkili bir tasarruf evvelâ yöneticilerden, sonra devlet ve bürokrasiden başlamalı, sonra toplum kesimlerine doğru gitmelidir. Yöneticiler bu hususta örnek olmalı, “İtibardan tasarruf olmaz” düşüncesini bırakarak yeni saraylar, yeni büyük devlet binaları yapmaktan vazgeçmeleri, maliyeye yük bindiren pahalı ulaşım araçlarını ve diğer harcama kalemlerini en aza indirmelidirler.
Tasarruf genelgeleriyle devlette ve bürokraside yaşanan korkunç israf durdurulmalı, gereğinden fazla olan araç ve lojman saltanatına son verilmelidir. Ne yazık ki kamu sektöründe ve belediyelerde haddinden fazla eleman alımı yapılmaya devam edilmekte, devlet eleman istihdamında küçüleceği yerde daha çok büyümekte, maliyenin yükü daha ağırlaştırılmaktadır. Bu işe bir son verilmelidir.
Sonraki safhada toplum kesimleri ve vatandaşlar, israfı bırakıp tasarrufa yönelmeleri yönünden ikaz edilmeleri; kazançlarını ve gelirlerini aşan ve borçlanmaya dayanan aşırı harcamalarını kısmaya çağrılmalıdır.
Ne yazık ki uzun süreden bu yana, özellikle darbelerden sonra yönetime gelen iktidarlar zamanında, çok sayıda dev AVM’ler inşa edilerek, halk üretmeden haddinden fazla tüketime teşvik edilmiştir. Kamu ve özel sektör bankaları kolayca verdikleri özel tüketim kredileri ve kredi kartlarıyla tüketim alışkanlığını körüklemişlerdir. Vatandaşların bir kesimi kartlarla yaptıkları hesapsız ve dengesiz alış verişlerle bankalara yüklü miktarda borçlanarak onlara bağımlı hale gelmişlerdir.
Yıllardan beri devam eden bu gidişin tıkanacağı ve bir krizle sonuçlanacağı tahmin edilmekteydi. Bu olumsuz duruma tedbir alınması yönünde duyarlı ve vicdanlı çevrelerden yapılan iyi niyetli ikazlar ne yazık ki devlet ve toplum nezdinde makes bulamamıştır.
Çare: Devlet yöneticileri krizden çıkış için uzmanlarla istişare yaparak en kısa zamanda acil genel tasarruf tedbir kararları almaları ve hemen onları hayata geçirmeleri lâzımdır. Bunu yaparken önce kendileri fiilî olarak tasarruf yaptıklarını göstermeleri gerekir. Onlar harcamalarını kısmadan sadece hakla tasarruf tavsiyesinde bulunmalarının çok etkili olmayacağı açıktır.