"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Saraylar ve itibar

İbrahim ERSOYLU
06 Mart 2015, Cuma
Sözün özü: Liderler önce Allah nezdinde, sonra içte ve dışta muteber ve saygıdeğer olmak istiyorlarsa; mütevazı ve merhametli olmaları, israftan kaçınmaları, ülkelerinde kanun ve mevzuatı ile birlikte demokratik bir sistemi; düşünce ve fikir hürriyetini, adâleti, eşitliği, kanun hâkimiyetini tesis etmeleri gerekir.

Bir ülke veya yöneticinin içte ve dıştaki itibarı nasıl ölçülür? Gösterişli saraylar, gökdelenler, dev stadyumlar, büyük adâlet sarayları, parlak ve göz alıcı törenler ile mi? Hayır. Onların içerden ve dışarıdan gözlenen itibarı, orada uygulanan birinci sınıf bir Demokrasi, mükemmel bir hukuk ve adâlet sistemi, nesilleri müsbet mânâda eğiten düzgün bir eğitim modeli, halkın medeniyet ve refah seviyesi fikir, düşünce, din ve vicdan hürriyetinin kâmil manada uygulanması ile ölçülür.

Geçmişte insanlığa doğru yolu gösteren Peygamberlerin, İslâm Tarihinde Bizim Peygamber Efendimizin (asm), dört halifenin, özellikle adâleti ile dünyaya ün salan, dünya adâlet tarihine altın bir sayfa ekleyen Hz. Ömer’in (ra) sarayları yoktu. Ama bu zatların itibarları zirvede idi. 

İran orduları komutanı Firuz Müslümanlarla yaptığı savaşta yenilince, Hz. Ömer’e (ra) götürülmek şartı ile teslim olabileceğini söylemiştir. Müslüman askerler onu Medine’ye götürmüşler. Oraya ulaştıklarında, Hz. Ömer (ra), bir ağacın gölgesinde yamalı elbise ile uyuduğunu görürler. “ İşte Halife Ömer bu zattır” dediklerinde Firuz’a, “Siz benim ile istihza mı ediyorsunuz? Adâleti ile meşhur ve gücü muhteşem olan Halife Ömer bu zat mıdır? Nerede Onun sarayı, nerede muhafızları?” diye sormuş. “Ömer’in sarayı, muhafızları yoktur” demişler. Gürültüye uyanan Hz. Ömer, karşısında süslü ve gösterişli bir elbise içinde gururlu duran kişinin kim olduğunu sormuş. “Bu, meşhur İran komutanı Firuz’dur” demişler. Hz. Ömer: “Bizi bu vaziyetle yükselten ve bu adamı da bu süsle alçatan Allah’a hamdolsun” diye şükretmiştir.

Hz. Ömer (ra) kendine saray, köşk yapmamış, sade ve basit bir hayatı tercih etmiş, İslâm’dan aldığı güç ile hak, hukuku uygulamış, adâlet ile hükmetmiş, dünyaya ışık tutan âdil bir sistem kurmuştur. Gayr-i Mislimler dahil, bütün raiyetini kucaklamış, onların güven, huzur ve refah içinde yaşamaları için çoğu zaman rahat uyku uyumamıştır.

İslâm Tarihinde İlay-ı Kelimetullah için cihad eden ve muvaffak olan Celâlettin Harzemşahlar, Gazneli Mahmutlar, Alpaslanlar, Osman Gaziler, Fatihler, Selimler, Süleymanlar gibi cihangir Müslüman hükümdarlar, saray ve ihtişamlı köşkleri ile değil, cesaretlerinin yanında tevazuları ile doğruluk, adâlet ve Kur’ân’a hizmetleri ile meşhur ve muteber olmuşlardır. Onlar hak ve adâlet ile hüküm sürmüş, devletin imkânlarını saraylar yapmaya değil, halklarının iman, eğitim ve refah seviyelerini yükseltmeye harcamışlardır.

Gerileme döneminde Osmanlı Devletinin çöküşünü hızlandıran sebeplerden biri; halk perişanlık içinde iken, Sömürgeci Batılı devletleri, Osmanlı’yı bölüp parçalama planları yaparlarken, bazı padişahların, toplanan vergiler, hatta dışarıdan alınan borçlar ile süslü saraylar, gösterişli binalar, köşkler yapmaya yönelmeleridir. O saray ve köşkler, yapanlara itibar kazandırmadığı gibi, devleti çöküşten kurtarmamıştır. 

Eğer itibar, saray ve köşkler ile mümkün olsaydı, günümüzde Orta doğudaki zengin Arap kralları, dünyanın en itibarlı kişileri olmaları gerekirdi. Çünkü onların çok sayıda muhteşem saray ve köşkleri vardır.

Sözün özü: Liderler önce Allah nezdinde, sonra içte ve dışta  muteber ve saygıdeğer olmak istiyorlarsa; mütevazı ve merhametli olmaları, israftan kaçınmaları, ülkelerinde kanun ve mevzuatı ile birlikte demokratik bir sistemi; düşünce ve fikir hürriyetini, adâleti, eşitliği, kanun hâkimiyetini tesis etmeleri gerekir. Sadece destekçilerini değil, halkın tamamını ayrım gözetmeden kucaklamaları, devletin kaynaklarını çar – çur etmeden, halkın maddî ve mânevî huzur ve refahı yolunda harcamaları lâzımdır. Ne yazık ki günümüzde, bu düşünce ve yapıya sahip olan yönetici ve kadrolara şiddetle ihtiyaç vardır.

Okunma Sayısı: 2179
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İLHAN

    6.3.2015 23:47:46

    Dış borç 129 milyar dolardan 602 milyar dolara çıktı.Maneviyatta ise geriye doğru 90 dan 120 km hızla uzaklaşma oldu.Taciz,tecavüz,şiddet,yolsuzluk,cinayet ,sahtekarlık,uyuşturucu kullanma oranları 12 yıla göre bazılarında 10 kat bazılarında ise 100 kat üzerinde artış var.Geçmişteki iktidarlar ne yaptı diyenler ise onların yaptıklarından 70 milyar dolar civarında özelleştirmeden kaynak sağladılar.AKP nin sahtekarlığı 2003 de başladı.DELİLİ:MATRAH ARTTIRIMI ile 2001-2000-1999-1998-1997 de esnaf,tacir ve tüccardan resmen HARAÇ ALDI.Bunuda RTE GIRTLAKLARINIZI SIKARIM diyerek yaptı.Topladıkları ile HARAMSARAY inşa etti,evlatlarına ve yandaşlarına imtiyazlar sağladı.

  • abdurrahman

    6.3.2015 21:37:14

    Değerli yazar kardeşim. Hz. ömer zamnında uçak mı vardı, bilgisayar ve teknolojim mi vardı ki, deve ve kumdan başka teknik imkan yoktur. Zamanın şartlarına göre Müslüman kendini yenilemeli. yazında anlaşıldğına kadarıyla; Sn C. Başkn Erdoğana çattığın belli. Erdoğan ve hükümeti 80 yıldır yapılmayan işleri 12 yıl gibi kısa bir zamanda reformları yaptı. Halkın refahını yükseltti. dış borçları sıfırladı. her evin bir iki otosu var. manevi kalkınmayı sağladı. devletin okulunda kuran dersi öğrtiliyor.Bunu niye yazmıyorsun.50 yıldırv sözde demokrat tensu ve demirele oy verdiler nurcu kardeşler, o sözde demokratlar bize ne kazandırdılar. Onların hükümetleri döneminde kan ve gözyaşından başka. Mehmet ahmedi öldrdü.. İki yıldır öldürme ve şehit haberi duyulmıyor. makalenizde lütfen bu konularıda yazın. .Uhuvvete, muhabbete, ülfete ihtiyacımız var. SElam ve dua ile...

  • Ahmet Zeki

    6.3.2015 10:39:01

    Hakikatleri çok güzel ifade etmişsin aziz kardeşim. Tebrikler ve teşekkürler.

  • Kemal kardeş

    6.3.2015 08:16:25

    Tebrk ve dua ediyorum,istifadeye medar bir ihtar,irşad,emr-i maruf nehy-i münker olmuş.

  • Hüseyin İLHAN

    6.3.2015 07:00:12

    HZ.ÖMER RA.Camide yanlış yapsam ne yaparsınız dediğinde 'seni kılıçlarımızla hizaya getiririz,ANADOLU yu müslüman TÜRK MİLLETİ ne açan ALPASLAN ise masa bezlerinden değil hakiki kkefenler ile meydana çıkıp,düşmanına dahi merhamet edendir,F.S.MEHMED HAN ise AKŞEMSETDİN gibi alim ile ÇAĞ KAPAYIP,ÇAĞ AÇMIŞ tır.YOLSUZLUK HIRSIZLIK değildir diyen alimlerle,dokunmak ibadettir diyen gafil vekillerle,canlarıı gidenlerin yakınlarının yanında hırsızı koruyan bakanı MİLLET SİZİNLE GURUR DUYUYOR diyen ahmaklarla,ne istedilerse verdim diyen adaletsiz,harami idarecilerle DEVLET İTİBAR KAYBEDER.Kazansa kazansa bunları yapanlar NAR'I CEHENNEMİ KAZANIR.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı