"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yıkıcı cereyanlara karşı ittihadın lüzumu

İbrahim ERSOYLU
25 Mayıs 2018, Cuma
Üstad Bediüzzaman, ehl-i dalâletin şahs-ı manevinin dehasıyla hücumu zamanında, ona karşı en kuvvetli ferdî mukavemetin mağlûp düşeceğini ifade etmektedir. (Lem’alar, Yirminci Lem’a, s. 375.)

Günümüzde zındıka (dinsizlik) cereyanları, tesanüt ederek kuvvetli bir şahs-ı manevînin dehasıyla iman ve ahlâka taarruz etmektedir. İman ve Kur’ân hizmeti yapan Nur Talebeleri, ittihat ederek kuvvetli bir şahs-ı manevî oluşturmaları halinde o yıkıcı cereyanlara gereği gibi mukabele edebilirler.

İttifak ve ittihat ile hizmet etmenin ne kadar mühim ve tesirli olduğunu yakın geçmişte yaşanan örneklerde görülmüştür. 1980 öncesinde Nur Talebeleri, Merhum Zübeyir Gündüzalp’in öncülüğünde tesis edilen meşveret sistemi ve şahs-ı manevî ile hareket ederek ittihad ettikleri için, iman ve Kur’ân hizmetinde üstün muvaffakiyet elde etmişlerdi. Dinsizlik cereyanlarının tahribatlarını tamir ettikleri gibi, Risale-i Nur’un içtimaî ve siyasî ölçülerinde birleşerek Demokrat güçlere destek vererek, 1977’de ülkenin siyaseten büyük bir badireden kurtulmasına sebep olmuşlardı. O zamanlar Nur Talebeleri metbu (tabi olunan) makamında idiler. Onların ikaz ve irşatları hâkim Demokrat güçler nezdinde dikkate alınmaktaydı. O süreçte onların ittihad ve ittifakı, diğer dinî gruplar için de yol gösterici olmuştu.

12 Eylül 1980 münafık darbecileri, değişik fitne ve fesat oyunlarıyla onların ittihadını bozmalarından sonra işler karıştı. Dinî hizmetlerin ihlâsı bozularak sulandırıldı. Dinî gruplar Kemalizm ile barıştırılmaya çalışıldı. Ülkenin denge ve istikrarı bozuldu. Bu bozukluk ne yazık ki hâlâ tamir edilebilmiş değildir.

Günümüzde onlarca Nur grubu vardır. Bunlar her ne kadar halisane iman hizmeti yapsalar da, ayrı hareket ettikleri için güçleri dağılmakta, zındıka taarruzlarına gereği gibi mukabele edememektedirler.

Diğer yandan bu gruplar, Yeni Asya hariç dini siyasete alet eden menfi siyaset cereyanlarına karşı matbu olma yerine onlara tabi durumuna düşmüşlerdir. Üstad Bediüzzaman’ın, günümüzde siyaset yoluyla dine hizmet edilemeyeceği yönündeki içtihadının aksini ispat etmeye çalışan ve bunun neticesinde dine ve ülkeye çok zarar veren hakim güçlere onların destek vermeleri, toplumun ve diğer ehl-i imanın aynı hataya düşmelerine sebep olmaktadırlar.

Nur Talebelerinin, enaniyet, şahsî garaz ve maddî menfaat vb çakıl taşları hükmündeki basit sebepleri bir tarafa bırakarak Uhud Dağı azametindeki muhabbet ile Nurun ölçülerinde birleşip vatan, millet ve İslâmiyet namına zındıkaya ve menfi cereyanlara karşı ittihad etmeleri acil bir ihtiyaçtır. Ülkemizin içinde bulunduğu buhrandan kurtuluşu bu ittihada bağlıdır. Hatta geniş çerçevede ittihad-ı İslâm’ın, öncelikle Nur Talebelerinin ittihadına mütevakkıf olduğu söylenebilir.

Okunma Sayısı: 2123
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı