Caddede gözleri görmeyen bir kişinin elinden tutup karşıdan karşıya geçirseniz ne kadar mutlu olursunuz.
Otobüste yaşlı bir büyüğünüze yer verseniz ne kadar sevinirsiniz.
Fakir bir çocuğa yardımda bulunsanız sevincinizden yerinde duramazsınız.
Çünkü iyilikte büyük bir lezzet ve zevk vardır.
Yolda bir engelli kardeşimizin düştüğünü görseniz yardım edemiyorsanız içiniz sızlar.
Bir kediye vurulunca üzülür, engel olmaya çalışırsınız.
Arkadaşınıza kötü bir söz söyleseniz incitseniz huzursuz olursunuz.
Demek ki, kötülüklerde de bir acı, bir üzüntü ve bir sıkıntı var. Kötülüğe siz tahammül edemiyorsunuz, üzülüyorsunuz. Bir de o kötülüğü yapan insanın duyduğu sakıntıyı düşününüz.
İyilik yapmayı sevenleri herkes sever. Allah’ımız iyiliği emreder. “İyilik ediniz. Muhakkak ki Allah iyilik edenleri sever.” Buyuruyor.
Dünya ve Ahirette mesut olmayı isteyen insan kötülüğü bırakmalı, iyiliğe koşmalı.