Televizyon izlerken rengârenk bir dünya evimiz içine dolar.
Renk-renk, küçüklü-büyüklü görüntüler evimizin içinde yer alırken, televizyondaki görüntüler zaman zaman bizi hayrete düşürür.
Peki, gerçek hayattaki renkleri görebiliyor muyuz?
Topraktan fışkıran meyve-sebzeleri “Kim” çıkarıyor diye merak ediyor muyuz hiç?
Öyle ya; belgesel filmleri izlerken bu dünyada neler oluyormuş neler diye hayretimizi gizlemez iken, gerçek hayatta gözlerimizin önünde cereyan eden bu değişimler neden bizi hiç etkilemiyor?
Acaba bu görüntüleri kanıksadığımız için mi?
Sıradan olduğunu düşündüğümüz için mi?
Hâlbuki bu kâinatta oluşan en küçük bir hareket insanlık için çok, ama çok büyük bir adım.
Bilim adamları bunu çok iyi biliyor. Bu yüzden harıl harıl en küçük atomcukları bile inceliyor ve Allah’ın büyüklüğünü hayretler içinde yerinde görüp bize aktarıyorlar.
Tatile çıktığımızda bunları düşünecek bol vaktimiz olacak. Bize sunulan üzümleri, elma, armut, vişne bunları yerken bunları yaratan Rabbimizi hep analım.
Ne yapacağız?
Önce, “zikir” edeceğiz.
Sonra “fikir”…
Daha sonra “şükür” edeceğiz.
O halde, haydi tefekküre!