"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gazete övün(l)meli (mi?)

İrfan Çakmak
28 Nisan 2016, Perşembe
Yeni Asya günlük bir gazete. Her vesileyle dile getirildiği gibi, Risale-i Nur okuyucuları arasında bir lâhika, Risale-i Nur okuyucusu olmayanlara, onu tanıtan bir naşir-i efkârdır.

Bu şimdiye kadar böyle gelmiştir. Bundan sonra da Allah’ın izniyle böyle gideceğini, istişarî bir yöntemle bunda da muvaffak olunacağını rahmet-i İlâhiyeden kuvvetle ümit ediyoruz.

Nasıl ki Barla Sıddıkları Risalelerle ilk muhatap olduklarında, onu okuyup yazdıklarında, içlerinde kaynayan şevk ve aşkı mektuplarına dökerek Üstad’a ve diğer kardeşlerine ifade etmişler ve birbirinin şevkini arttırmışlar… Âcizane diyorum ki, Risale-i Nur’un nâşir-i efkârı olan Yeni Asya’nın gerek yazarları ve gerekse de okuyucuları mazhar oldukları feyz-i efkârı paylaşmalılar. Velevki yüz seksen kez olsa da…

Buna ihtiyaç var mı? Birileri için olmasa da bazıları için olabilir. Gazetemiz hakkında her yazıyı, ben yoldaki trafik işaretlerine benzetiyorum. İyi şoförler için bu işaretler fazla gelebilir belki, ama unutulmasın ki bazen birkaç yol çizgisi bile önemli kazaların önlenmesine vesiledir. Usta şoförler bile bazen dalgınlık göstermektedirler. O andaki gözüne çarpan bir levha, bir hatırlatma belki de onun savrulmasını önleyebilir. Hiçbir şey olmasa da gazetenin şahs-ı mânevî adına her övünme ve övülme yazısı yoldaki bir çiçekli refüj, ya da göze hoş gelen süslü bir hatırlatma olarak düşünülmeli bence.

Nitekim, bize gazetemizi belki de her gün tahşidat yaparak okumamızı sağlayan nice ehl-i hizmet, şimdi ya gazeteyi okumamakta, ya da aleyhinde bulunmakta. Hatta zamanında kendisi gazetenin hakkında övgü yazısı yazanlar bile var. O zaman mesele içinden çıkılmaz bir hal alıyor, şahsî düşünüşle. Ne yapılmalı? Yapılacak iş belli. Şimdiye kadar olduğu gibi, meşveret, meşveret, meşveret…

Evet Yeni Asya şahs-ı mânevî adına hem övünmeli, hem de övülmeli. Doğrudur; “Yazarının gazetesini değerlendirdiği başka gazete yoktur.” Ama Yeni Asya başka gazete değildir. Doğrudur; “Yeni Asya’nın okuyucusu, bazı hususları yazarından daha iyi de bilebilir.” Ama bazı hususları da bilmeyebilir. Bu konuyu okuyucu dizaynı olarak da görmemek lâzım. Çünkü, Yeni Asya’nın kadim okuyucuları yanında, artma ivmesi yavaş da olsa değişen bir okuyucu kitlesi var. Bunu gazeteyi her gün bayiden alma haricinde internet üzerinden okuyanlar için düşünmek lâzım. Hele şu iftiralar zamanında Yeni Asya yazarıyla ve okuyucusuyla kriterlerini (bazen de sanki yeni yazıyormuşcasına) gerek övünme, gerekse övülme, gerekse de hatırlatma babından yazmalıdır.

Çünkü, gazetemizin misyonu, anlaşılır şekilde, anlamak isteyenlere izah edilmeli, anlamak istemeyenler ve saldırganlaşanlara karşı da, metîn bir savunma ölçülerimiz dahilinde yapılmalı. Zaten gazetemizin yaptığı da bu. Yeni Asya okuyucusu ve yazarı, “darı” olmadıklarını biliyor. Ancak horozların çoğaldığı yerde bunu çeşitli vesilelerle dile getirmek, horozların tasallutuna engel olmak gerekiyor.

Gazetemizde çokça bu tür yazılar çıkıyor, evet. Demek ki ihtiyaç var. Yazarı ve okuru bu şekilde istihdam ediliyor. Bırakalım usûlü dairesinde isteyen Yeni Asya’yı övsün, isteyen kriterleri hatırlatsın…

 Övünmek mi? O zaten Yeni Asya’nın en tabiî hakkı!

Okunma Sayısı: 1715
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı