"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İşgalin her türlüsüne karşı çıktı

İslam YAŞAR
26 Şubat 2018, Pazartesi
Demokrat Başbakan - 6 - İslam Yaşar'ın Kaleminden...

İtalyanlardan böylesine yardım gördüğü, Yunanlıların da çiftliğini işgal etme ihtimali olmadığı hâlde, Adnan Bey işgalin her türlüsüne karşı çıktı. Yunanlıların Aydın’ı, Nazilli’yi işgal etmeleri üzerine, oralarda teşekkül etmeye başlayan mahallî milis kuvvetlerine destek vermekte bir an bile tereddüt etmedi.

FİTNAT HANIMIN VEFATI

O hafta sonunu, birlikte İstanbul’u gezerek geçirdiler. Onun Adnan’dan beklediği şey, vatanını milletini sevmekle, üzerine düşen amme vazifesini yapmakla birlikte şartlar normale dönünce Aydın’a gidip çiftliğe sahip çıkması idi. Kendisi de kalmak istediği hâlde torununun dikkatini çiftliğe, çiftçiliğe çekmek ve çiftliğin ihmale gelmeyeceği mesajını vermek için İzmir’e gidecek ilk vapura biletini aldı. 

Ayrılma vakti yaklaştıkça ikisinin de hasret hisleri hareketlendi. Adnan’ın babaannesine gitmemesi için yalvarışları arttıkça Fitnat Hanımın mukavemeti azaldı. Neticede gitmekten vazgeçti ve iskeleden otele döndüler. Hafta başı Ali Adnan talimgâha dönerken Fitnat Hanım küllenmiş bir başka hasreti daha dindirmek için ‘oğlunun ve gelininin mezarını ziyaret etmek istedi’ ise de bulamadı. (Şen, s. 31) 

Hafta sonu Adnan gelince yine birlikte Merkez Efendi Mezarlığı’na gittiler. Mevsim kış, hava soğuktu, babaanne yorgun ve bitkindi. Buna rağmen geç vakitlere kadar aradılar. Sonunda tevafuken Ethem Beyin mezarını buldular. Yasinler, Fatihalar okuyarak okşama, sarılma hissiyle mezarın yıkık yerlerini yaptılar. 

Ertesi sabah yeni ve güçlü bir hayat hamlesi daha yapma kararlılığıyla kalktı. Kaldırmak maksadıyla odasına gittiğinde babaannesinin cansız bedeni ile karşılaşınca âdetâ dünyası başına yıkıldı. Hiçbir şeyin değişmeyeceğini bile bile uzun süre naaşının başında gözyaşı döktü. Sonra da otel görevlilerinin yardımı ile gasil, tekfin, defin işlemlerini yaptı.

YAPAYALNIZ KALDI

Hayat-memat mücadelesinin bu safhasını da yine memat kazanmıştı. Annesinin, babasının, halasının, ablasının vefatları sırasında, her seferinde biraz daha artan yalnızlık hissini, içi yanarcasına anbean tekrar yaşayan Ali Adnan, hayattaki tek hamisi, hocası, dayanağı, yoldaşı, yerine göre arkadaşı olan babaannesi de vefat etmişti.

Artık o sadece yalnız değildi.

Yapayalnızdı...

Yapayalnız da olsa, tek başına da kalsa hayat devam ediyordu ve memleketin içine düştüğü memat girdabından kurtarılması için kendisinin de elinden geleni yapması gerekiyordu. Bu ruh hâli içinde acılarını gönlüne gömdü, eğitimini tamamlayıp asteğmen olarak orduya katılma hakkı kazandı.

Çevresinde vuku bulan ölüm ayrılıkları, yaşadığı acılar, çektiği sıkıntılar yüzünden iyice zayıflamıştı. Zaman zaman nükseden zehirli sıtma hastalığı yine başlamıştı. O günün şartlarında cepheye sevkin ölüme gitmekten farkı yoktu. İstese cepheye gitmeyebilir veya geri hizmette vazife alabilirdi.

Fakat Ali Adnan devletinin mematını, milletinin dağılmasını, memleketinin parçalanmasını geride durup seyredecek insan değildi. Onun için komutanlarına ısrarla cepheye gitmek istediğini bildirdi ve Filistin Cephesi’ne gönderilen destek birliğine dahil oldu.

Birliği Filistin’e götürecek trene bindiğinde başladı titremeye. Adnan hastalığını gizlemeye çalıştı. Tren yol aldıkça titremesinin artması üzerine yapılan muayenede zehirli sıtma teşhisi kondu. O bir an evvel cepheye gitmek istediğinden hastalığının mühim olmadığını söylese de tren Adana yakınlarındaki Pozantı İstasyonu’nda durunca trenden indirilip sahra hastanesine yatırıldı. 

Savaş fiîlen bittiği için cepheye gitme isteği gerçekleşmedi.

BABAANNESİNİN VASİYETİ

“Büyükbabandan kalan bu topraklara hıyanet etme. Bu topraklar gerçek anlamda senin vatanındır. Bu topraklara ne kadar hizmet edersen bu topraklar sana bedelini misliyle öder. Oğlum sen bana tek yadigârsın. Oku, öğren yetiş, ama toprağını, çiftliğini unutma. Toprak nankör değildir. Ne ekersen onu fazlasıyla verir. Sen toprak adamı olacaksın oğlum. Bunu unutma.” (Şen s: 24 )

Kışladan ayrıldığında babaannesinin vasiyet mahiyetindeki bu sözleri canlandı zihninde. Attığı her adımda ‘unutma’ hitabının hafızasında yankılanırcasına tekrarlanması üzerine âdetâ başka şey düşünemez hâle geldi. Babaannesinin tavsiyelerine uymaya karar verdi ve hazırlıklarını yapıp Aydın’a gitti. 

Hayata başladığı yerde yeni hayatların başlamasına vesile olmaktı maksadı. Çiftlikte insanlar doğup büyüdükçe, hayvanlar ço- ğaldıkça, bitkiler yeşerdikçe yaşadığı memat acılarını unutacağını ve ard arda hayat hamleleri yaparak onlarla hayat bulacağını düşündükçe heyecanlanıyordu. 

Çiftliğe varınca ilk iş olarak çiftlik sakinleri ile tanıştı, köylülerle görüşüp konuştu. Çiftlikte yapılan işlerle ilgili bilgi aldı. Çiftliği gezmeye, daha önce babaannesi ve ablası ile geldiklerinde gittikleri yerlerden başladı ve her vesile ile onları rahmet duâlarıyla yâdetti. 

Tam çiftçiliğe dört elle sarılacağı sırada başladı Yunan işgali. 15 Mayıs 1919 tarihinde Fransızların, İtalyanların teşviki, İngilizlerin desteği ile İzmir’e çıkan Yunan askerleri hızla Anadolu’yu işgale girişti. Onlara rehberlik yapan Rum çetelerinin hainliği ve Yunan askerlerinin zalimliği, geçtikleri yerleri kan gölüne ve yangın yerine çevirmeye yetti.

Ya devlet başa, ya kuzgun leşe

Böyle derdi atalar, devletin varlığının zaruretini anlatmak için. Başta devlet olmadığından kuzgunlar leşe üşüşmeye başlamıştı. Yapılan kanlı işgale karşı herkes kendine göre çare arıyordu. Kimi varlığını koruma cihetine giderken kimi kuzgunları kovmaya, kimi de devleti yeniden ihya etmeye çalışıyordu. 

Meselâ Batı cephesi komutanı namzedi İsmet Paşa’nın, milis kuvvetleri lideri Galip Hoca lâkaplı Mahmut Celal Beye kurtuluş mücadelesini bırakmayı, birer çiftlik alıp İsmet Ağa, Celal Ağa olmayı teklif ettiği veya bazı çiftlik sahiplerinin, işgalcilerle işbirliği yapmaya kalktığı, bazılarının nesi varsa satıp savıp kaçtığı bir zamanda, Adnan Bey on binlerce dönümlük koca çiftliğin sahibi idi. 

Hatta Adnan Beyin çiftliği İtalyanların işgal ettiği tarafta olduğundan Yunan askerlerinin girme ihtimali yoktu. İtalyanlar sivil halkın günlük yaşayışına pek müdahale etmiyordu. Yol, köprü yapma, su getirme gibi umumî hizmetlerin yanı sıra gerektiğinde halktan yardımı da esirgemiyorlardı. 

İŞGALE KARŞI ÇIKTI

İtalyanlardan böylesine yardım gördüğü, Yunanlıların da çiftliğini işgal etme ihtimali olmadığı hâlde, Adnan Bey işgalin her türlüsüne karşı çıktı. Yunanlıların Aydın’ı, Nazilli’yi işgal etmeleri üzerine, oralarda teşekkül etmeye başlayan mahallî milis kuvvetlerine destek ver- mekte bir an bile tereddüt etmedi.

Adnan Bey bunlarla iktifa etmedi. Çakırbeyli ile çevre köylerden toplanan ve aralarında arkadaşı Ethem’in de bulunduğu otuz kadar gençle bir araya geldiler. Adını Ayyıldız Çetesi koydukları küçük bir milis birliği kurdular ve diğer birliklerle ortak hareket ederek baskınlara katıldılar. 

Yaver İsmail Hakkı, İsafakılarlı Kara Durmuş ve adamları ile birlikte Erbeyli Baskını’nı plânlayıp idare etti ise de Yunanlıların köylüleri katlederek çekilmesi üzerine beklenen netice hasıl olmadı. Aydın’ın düşman işgalinden kurtuluşunun yolunu açan Tellidere Baskını’nda bizzat çatışmaya girerek baskının başarılı olmasında mühim rol oynadı ve Teğmen Selâmi Beyin, Yörük Ali Efe’nin takdirini kazandı. 

Yunan birliklerinin yaptığı mezalim artınca Köprübaşı’nda toplanan askerî birlikler ve içinde Adnan Beyin birliğinin de bulunduğu milis kuvvetleri başarılı bir hareketle Aydın’a girdi. Onlara karşı koyamayan Yunan askerleri evleri, işyerlerini yakıp yağmalayarak şehri terk etti. 

İşgalci Yunan askerleri ve yerli Rumlar tarafından yakılan evlerin arasında Ali Adnan’ın doğduğu ev de vardı. Bu şekilde düşman işgalinden kurtarılan Aydın, düzenli ordu olmadığı için bir süre sonra tekrar düştü ise de, Aydın’ın kurtuluşu, millî mücadelenin kazanılan ilk zaferi olarak tarihe geçti. 

Okunma Sayısı: 2815
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said Yazar

    26.2.2018 17:27:56

    Celal Bayar yerine Kazım Karabekir paşa ya Çiftlik yapılması teklif edilmişti sanki, selamlar

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı