"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Günahlara karşı mücadele etmek

Kasım Ferşadoğlu
13 Mayıs 2013, Pazartesi
Yaşadığımız olağanüstü şartlar, inanıp bir şeyler yapmaya çalışan insanı velilik makamına çıkarabileceği gibi, sû-i istimal ve ihmal de insanı esfel-i safiline atabilecek durumdadır. Günümüzdeki mânevî yaralanma derecesi, geçmiş asırlara nisbeten çok daha ağır ve dehşetlidir. İşte bu durumda, insanın içinde yer alacağı ve elde edebileceği makamı, kendisine yönelen ve hücum eden günahlara karşı göstereceği direnci belirleyecektir.
Bugün her tarafımız günahlarla kuşatılmış vaziyetteyiz. Bütün bunlar hadis-i şeriflerde belirtilen âhirzaman fitnesine işaret ettiği bir gerçektir. Burada en mühim mesele günahlar arttıkça gösterilecek sabır ve direnç o derece sevap ve mükâfatı beraberinde getireceğidir. Zira bunun böyle olacağını yine hadis-i şerifler bize müjde vermektedir.
Bu zamanda bir haramın terk edilmesi ile binler vacip sevabı kazanmak elimizde. Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle ‘’Hem, az bir amel-i salih, bu ağır şerait içinde çok hükmündedir. Hem takvâ içinde bir nevi amel-i salih var. Çünkü, bir haramın terki vaciptir. Bir vacibi işlemek, çok sünnetlere mukabil sevabı var. Böyle zamanlarda, binler günahın tehacümünde bir tek ictinap, az bir amelle yüzer günahın terkinde, yüzer vacip işlenmiş oluyor. Bu ehemmiyetli nokta, niyet ile, takvâ namıyla ve günahtan kaçınmak kastıyla, menfi ibadetten gelen ehemmiyetli a’mal-i salihadır.’’ (Kastamonu Lâhikası, s. 106)
Yine bu fitne ve fesat zamanında Hazret-i Resûlullah Efendimizin (asm) ‘’Fesâd-ı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse; (uysa) onun ecri ve sevabı yüz şehit sevabına denk olacaktır.’’ (Müsnedü’l Firdevs, 4:198; Feyzü’l –Kadir, 9171; Fethü’l- Kebir,3: 253) hadis-i şerifinin müjdesinden daha büyük makam olabilir mi? Bu durumun aksini düşünürsek o zaman insanları derin uçurumların beklediği ortaya çıkmaktadır.
Günümüzde insanlık bir kurtarıcı aramaktadır. O kurtarıcı da Kur’ân’dan lemaan eden Risale-i Nur’dur. Zira zamanımızın hastalıklarına en uygun reçete Risale-i Nur’dadır. Risale-i Nur hasta gönüllere derman olan devalardır. Risale-i Nur günah oklarına karşı pek çok çareler getirmiştir. Bu çarelerden birisi Risale-i Nur’da şöyle anlatılmaktadır:
‘’Günah kalbe işleyip siyahlandıra siyahlandıra tâ iman nurunu çıkarıncaya kadar katılaştırıyor. Herbir günah içinde küfre gidecek bir yol var. O günah istiğfar ile çabuk imha edilmezse kurt değil belki küçük bir mânevî bir yılan olarak kalbi ısırıyor.’’ (Lem’alar, 2. Lem’a)
İnsanın kalbi bir bahçe gibidir. Orada mutlaka bir şeyler bitecektir. Eğer o kalbe, insana geleceği mutlak olan ölüm ve sonrasına faydası olacak bir şeyler ekilmezse orada kötü ve muzır şeyler ekilir. Böyle muzır ve kötü şeylerin kalbe ekilmesine meydan vermemek için alınacak en ehemmiyetli tedbir, Allah sevgisini esas yapmaktır. Bunun için günahın büyüğüne ve küçüğüne değil, kime karşı işlendiğine ve işlenmeme hususunda sabır ve metanet göstermektir.
Duâ ve tevekkül günah işlemeye engel olduğu gibi, tevbe-i istiğfar dahi günahların temizlenmesine ve hayırlı kapıların açılmasına vesile olmaktadır. Resulullah Efendimiz (asm) günde yüz defa tevbe ederken (Buhari, Edep,3382), Hz Yusuf (as) gibi bir Peygamber, ‘’Allah’ım, beni nefsimle başbaşa bırakma. Kötülüğü emreden nefsimden Sana sığınırım‘’ derken, bizlerin bunların fevkinde uyanık ve duâ ve istiğfara her zaman muhtaç olduğumuzun şuurunda olmamız gerekmez mi?
Ancak bu durumda şeytanın hilesi devreye girmektedir. Bu halde şeytan kusuru itiraf ettirmeme çabası içine girer. Bununla istiğfar yolunu kapamaya çalışır. Buna karşı alacağımız tedbirlerden birisi ise, nefsimizi daima kötülemek, kusurumuzu itiraf etmek ve istiğfar etmektir. Bu zamanda imanımızı muhafaza ve İslâm’a hizmet etmenin yolu budur.
Bediüzzaman Hazretleri der ki, ’’Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatınızı iman ile hayatlandırınız ve ferâizle zinetlendiriniz ve günanlardan çekinmekle muhafaza ediniz.’’
(Sözler, s. 133)
Okunma Sayısı: 7257
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı