"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İnsan, balığın karnında yaşar mı?

Kasım Ferşadoğlu
04 Haziran 2012, Pazartesi
İnsanın bir balık tarafından yutulması ve onun karnından sağ olarak çıkabilmesi ilk anda aklın alamayacağı bir hadise olarak görülebilir. Aşağıda nakledeceğimiz ve bizzat yaşanmış bir hadise bu meseleye ışık tutması bakımından çok enterasandır.
 Şöyleki:
Hadise, 1891 yılının sonbaharında Falkland Adalarının bulunduğu okyanuslarda cereyan etmiştir. Bir balina av gemisi iyi bir av sonunda ambarları tıka–basa dolmuş olarak geri dönmektedir. Gemidekiler, Fakland Adalarının açıklarından geçerken o ana kadar hiç rastlamadıkları büyüklükte bir balina ile karşılaşırlar. Tayfalar her şeyi göze alarak bu balinayı avlamak istiyorlar ve büyük bir heyecanla güvertede koşuşturup duruyorlardı. Balinaya sırtındaki deniz kuşlarını görecek kadar yaklaşıldığında aniden kabaran bir dalga tayfalardan James Bartle’yi denize sürükler. Hemen denize sandal indirildiyse de yapılan bütün aramalar boşa gider. Artık Bratley’in hayatından ümid kesilmiştir.
Balinanın avlanması saatlerce sürdü, ancak sonunda zıpkınlanarak güverteye çekildi. Tayfalar ustura gibi keskin bıçaklarla harekete geçtiler. Birdenbire içlerinden biri, anormal şişkinlik arz eden mideye işaret etti. Bu şişkinlik bazı balinaların midelerinde rastlanan amber yağı olma ve bu kadar yağ onları zengin edebilirdi.
Bıçaklarla şişkin mideyi yarmaya başlayınca heyecan da o nisbette arttı ve tayfalardan aniden bir hayret nidası yükseldi. Çünkü bu şişkinlik, saatlerce önce denizde kaybolan James Bartley’den başkası değildi. Bartley, balinanın mide öz sularından bembeyaz olmuş vücuduna rağmen hâlâ yaşıyordu.
Bartley kendisine gelinceye kadar aradan bir buçuk gün geçti. Ve hemen sahile ulaştırılarak tedâvi altına alındı. Tayfaların sahilde anlattıkları bu hadise önce alay edilerek karşılandı.
Ancak Bratley muayene edilince, doktorlar onun balina balığının midesindeki öz sularına maruz kaldığını kesin olarak tesbit ettiler. Bundan sonra James Bratley, bu olayın adamı olarak hem gazetelerde hem insanlar arasında senelerce anlatılmıştır.
Tayfa James balinanın karnında yaklaşık bir gün kalmıştı. Yunus Aleyhisselâm’ın da balığın karnında kaldığı süre de bir rivayete göre bir gündür. (Esbab-ı Nûzül, Saffat Sûresi 144. âyetin tefsirinden)
Balinalar büyüklükleri bakımından hayret verici özelliklere sahiptirler. Nitekim yakalanan balinalardan birinin midesinden üç metre boyunda bir köpek balığı çıkmıştır. Bazı balinaların boylarının 25 metreye ulaştığı ve ağırlıklarının 100 tonu geçtiği düşünülürse hadisenin akla yatkınlığı daha da iyi anlaşılacaktır.
Kaptan Jasgues Cousteau (Kaptan Kusto) Yunus Peygamberi yutan balık konusunda özel bir su altı araştırması yapmış ve son derece enteresan sonuçlar elde etmiştir. Bu araştırma daha sonra bütün televizyonlarda ‘Yunus Peygamber’i yutan balık adıyla yayınlanmıştır.
Hz. Yunus Aleyhisselâmın bir balık tarafından yutulması ve tehlikeli ve karanlık âlemden sağ olarak çıkabilmesi elbette Rabbimizin kudretine hiç de ağır değildir. Milyarlarca yavruyu annesinin karnında dokuz ay muhafaza eden ve o karanlık âlemde onları besledikten sonra zamanı gelince gün ışığına çıkaran Rabbimiz, elbette hikmeti iktizasınca bir Peygamberini de yine kendi emrinde olan bir balığın karnında muhafaza eder ve zamanı gelince kullarına ibret dersi için gün ışığına çıkarır.
Hz. Yunus Aleyhisselâm kıssasından şöyle ders çıkarabiliriz: 1- İnsanoğlu şeytan ve nefsinin tehlikelerinden ancak Cenâb-ı Hakka iltica ile, duâ ve niyaz, zikir ve anmak ile olunacağı.
2- Dünyanın fâni ve geçici olduğunu ihtar ile, gerçek kurtuluşun Rabbine iman ile olduğu, neticede Hazreti Yunus’u (as) yutan balığın onun yüz senelik hayatını mahvedeceğini, ama bizleri esir edip yutan nefis ve dünyanın ebedî hayatımızı mahvedeceğini ve ders alınması gerektiğini ihtar eder.
3- Cenâb-ı Hak her san’atta bir Peygamberi pir yâni önder yaptığından dolayı Hz Yunus (a. s) ile insanlara şu mesajı vermektedir: ’’Ey insanlar! Allah sevgili bir kulu için balığı bir denizaltı gemisi haline getirdi. Öyleyse sizde kullukta ve çalışmada yarışın benzeri binekler yapabilirsiniz. Bu âyet aynı zamanda gemi sanayiine ve denizaltı gemisine işaret ettiği anlaşılmıştır. Şöyle ki:
Bu mu'cize ve olay sonrası insanlar baktılar ki, balıklar suyun derinliklerine inip çıkabiliyor, insanlar onları taklit edebilir düşüncesi onları çalışmaya yöneltti. Gayret ve çalışmaları sonucu denizaltı gemileri inşa ettiler.
Günümüzde ise, nükleer güçle çalışan modern denizaltılar yapılıp aynı zamanda füzelerle donatılmaktadır. Zaman geçtikçe Kur’ân gençleşmekte ve Peygamber mu'cizeleri insanların terakkisi için ilham kaynağı olmaktadır.
Okunma Sayısı: 31186
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı