"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

15 Temmuz’dan bu yana toplum psikolojisi

Kâzım GÜLEÇYÜZ
06 Ekim 2016, Perşembe
Zaman hızla akıp giderken, 15 Temmuz kalkışmasının toplum psikolojisinde meydana getirdiği şok ve travma, artık yerini OHAL KHK’ları ile yapılan ve kıyım boyutuna ulaşan tasfiyelere yönelik tepkiye terk etmeye başlıyor.

Darbe gecesi ve izleyen günlerde toplum darbecilere karşı tam bir infial halindeydi. Bilmeden bu tertibe alet olan askerlerin maruz kaldığı tepkinin yer yer “linç” raddesine varması bunun sonucuydu.

Darbe girişimindeki tuhaflık ve çelişkilerin sorgulanmasını dahi darbecilik olarak niteleyip topa tutan trol kampanyaları da.

Yine o günlerde gündeme getirilen “İdam cezası geri gelmeli” söylemleri ve Erdoğan’ın “Meclisten geçerse onaylarım” mesajları bunun bir diğer örneğiydi.

Bu psikolojiyle sokak ve meydanlarda geceler boyu tutulan demokrasi nöbetleri, Yenikapı mitingi sonrası, Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesinin yıldönümü olan 10 Ağustos günü nihayete erdirildi.

Derken, ilk günlerde ateşli nutuklarla alevlendirilen idam meselesi, “İdam edilirlerse bir sefer ölürler, ama biz onlara öyle bir ceza vereceğiz ki, ölüm acısını her gün çekecekler” mesajlarıyla soğutulup sessizce gündemden düşürüldü.

Bu arada, daha ilk andan itibaren darbe girişiminin sorumlusu olarak gösterilen Gülen’e ve kendisini ona izafe eden cemaatin mensuplarına karşı başlatılan tasfiye operasyonu hızla şiddetlendirildi.

Her kurum ve kesime yönelik baskın, gözaltı ve tutuklamalar sürerken, OHAL ilanından sonra çıkarılan KHK’larla on binlerce insan sorgusuz sualsiz, neyle suçlandıklarını dahi bilmeden ve savunmaları da alınmadan memuriyetten atıldı.

Bu ihraçlarla birlikte gündeme gelen mağduriyet tartışması ve özellikle tasfiyelerin iktidar cenahına da uzanması operasyonlara bir ölçüde fren yaptırır gibi olduysa da bu durum çok devam etmedi. Mağduriyetlerin abartıldığı ve “mağdur edebiyatı”yla “FETÖ”nün ekmeğine yağ sürüldüğü iddiasıyla tasfiyelere yine hız verildi. 

Ancak görünen o ki, bunların toplum vicdanında meydana getirdiği rahatsızlık, aksi yöndeki kamuoyu oluşturma çabalarına rağmen gittikçe büyüyor ve derinleşiyor.

Kalb kriziyle vefat haberini aldığımız Yrd. Doç. Dr. Zübeyir Akçe'ye Allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ediyoruz.

Risale-i Nur’dan Hayat Prensipleri: Bazı meselelerin çözümü zamana bırakılmalı - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/video/bazi-meselelerin-cozumu-zamana-birakilmali_411688 … @yeniasya aracılığıyla

Okunma Sayısı: 6820
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • medet

    6.10.2016 14:53:05

    Bir el bu ülkeyi ve bu milleti değerleri ile yok etmek; edemezse dizginlemek istiyor.Gelinen noktada iktidar bunu ülkeyi kurtarıyorum diye severek yapıyor.iyi niyet aaramak beyhude mızrak çuvala sığmıyor.

  • Ugur

    6.10.2016 14:44:40

    İlk defa yorum yaziyorum. Bunun sebebi psikolojimin iyice bozulmus olmasi. Tum okurlar ve Yeni Asya camiasi hakkini helal etsin. Oyle haksizliklar oluyor ki, sirf sendikali veya banka hesabi veya kurban vermesi nedeniyle tutuklanan insanlar var. Cumhurbaskani ibadet ve ticaret kismi ile ilgilenmiyoruz hedefimiz onlar degil diyor. Ama yapilan islemlerin %90-95 i o kesime yapiliyor ve cezalandiriliyor. Bu durumda birileri Sayin Cumhurbaskanini yaniltiyor. Yazik bunca masuma ve ailesine... Yapistirilan yafta kolay kabul edilebilecek bir sey degil. Gercekten insanlar bu kisilerden (bazi ailelerde abi kardes, baba ogul dahi oyle) uzak olmak uzak gorunmek icin gereksiz caba icine giriyuorlar. Cogu da suclu gordukleri icin degil sadece kendilerine zarar gelmesin diye!

  • Ugur

    6.10.2016 14:32:21

    Sonuc olarak kaderi planda olan hadiselerde elimizden veleni yapmak, en onemlisi dua etmek, sabretmek, az ibadetle cok sevap kazanmaktir. Allah (cc) dayanma gucu versin. Bizleri affetsin. Vatanimizi, milletimizi ve İslam alemini her turlu kotuluklerden fitneden korusun. 4 yildir takip ettigim Yeni Asya camiasindan O (cc) razi olsun. Eksikliginizi gostermesin.

  • Ugur

    6.10.2016 14:24:57

    Evet bence de 28 subatla paralel olan bir surec bu... O surevin devam etttiginin gsotergesidir. Bu kadar vicdansizlihgin yasandigi bu kadar magdurun oldugu bir donem daha var mi son 50 yillik tarihte? Su an magdur edilenlerin %99 u darbe gecesi dar ecilere lanet okumustur. Diger taraftan o kadar saibenin uzerinde oldugu, basladiginda faillerinin kim oldugu dile getirilen bir darbe girisiminde 2.5 ay gecmezine ragmen Yurtta Sulh Konseyinin kimlerden olustugu tespit edilememis, syasi ayak ortaya konamamis. Ve dun darbeyi arastirma komisyonu kuruluyor. AKP kendisine karsi yildigini iddia ettigi darbeyi arastirirken kendi istedigi bilgiler disindaki bilgilerin duyulmamasi icin komisyonda sedece kendi uyelerini on planda tutuyor. Diger partiler onlar neyui gosterirse o kadar gorebilecvek. Ayni zamanda darbe icin İlahi bir lutuf denmesi de ayri bir tuhaflik.

  • İMDAT SU

    6.10.2016 12:00:00

    Mağdurların psikolojilerini daha bir derinleştiren davranış da halkın onlara "CÜZZAMLI BİR VARLIK" olarak bakmaları. Bu, bize 28 ŞUBAT sürecini hatırlattı. Mağdurları korumak, yardım etmek yerine onlara suçlu muamele yapmak daha acı verici bir durum... Halk bunları sahiplenseydi durum bu kadar vehametli olur muydu?..

  • Raşit Duran

    6.10.2016 09:53:15

    AYM Başkanı OHAL in devam ettiği bir zamanda, durup dururken, OHAL hukuksuzluk hali değildir,demesi tesadüf mü? Anlaşılan o ki hukuksuz uygulamalar var ve yüksek yargı bundan rahatsız. Fakat bunun diğer kurum, kuruluş, STK, iş dünyası gibi sair toplum kesimlerince de matbuat aleminde matbuat lisaniyla yüksek sesle dile getirilmesi gerekir.

  • Raşit Duran

    6.10.2016 09:36:42

    Demokrasiye sahip çıkmak yalnızca 15 Temmuz darbe girişimini lanetlemekten ibaret değildir. KalkışmayI bahane ederek tesis edilen OHAL darbe rejimiyle KHK lar ile temel hak ve hürriyetleri yok etmek, zulüm boyutuna varan haksız hukuksuz uygulamarla insanların yaşadığı mağduriyetlere karşı sesini çıkarmak da demokrasi, adalet ve Hürriyet taraftarı olmanın bir icabıdır.Bilhassa ekmeksiz yaşarım hürriyetsiz yaşayamam fikrinin takipçileri için daha da elzemdir.

  • Raşit Duran

    6.10.2016 09:22:45

    Mağdur söylemleri ile iktidara gelenler ne acıdır ki 15 Temmuz darbe girişimine Allahın lütfu deyip binler mağduriyet ve toplumsal travmaya sebebiyet vererek toplum vicdanında derin yaralar açmaktadırlar. Unutmamak gerekir ki birşey haddini aşarsa zıddına İnkılap edermiş.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı