Bediüzzaman için 1990’da başlattığımız Kocatepe mevlidlerinin ilki gibi dokuzuncusu da “olaylı” oldu. Ve 17 Ağustos depreminden iki ay sonra gerçekleşen 1999 mevlidine, deprem için yaptığımız “İlahî ikaz” yorumu damgasını vurdu.
Mevlidde dağıtılmak üzere, Risale-i Nur’daki depremle ilgili bahislerin derlendiği “İlahî İkaz: Deprem” isimli bir broşür yayınlamış ve bu kitapçığı okurlarımıza da hediye etmiştik.
Mevlid günü Hürriyet gazetesi bu broşürü haber yaptı. Ve aynı gün gazeteciler, Mehmet Kutlular’a bu konuyla ilgili sorular sordular.
Kutlular da depremin İlahî ikaz olduğuna dair detaylı açıklamalarda bulunurken, bu ikazın, en sıcak dönemi yaşanmakta olan 28 Şubat sürecindeki zulümlerle irtibatlı olabileceğini, depremin merkez üssünün 28 Şubat planlarının yapıldığı Gölcük Donanma Üssü olmasının da tesadüf olamayacağını söyledi.
Bu sözler malûm medyada kıyametler kopardı. Manşetlerden hakaretler yağdırdılar.
Ardından, 1990 mevlidinde olduğu gibi yine DGM harekete geçirildi. İlk operasyonun icracısı Nusret Demiral’ın yerini alan—ve son Ankara Barosu seçiminde yuhalanan—Nuh Mete Yüksel, selefini aratmayan bir aculiyetle Kutlular hakkında soruşturma ve dava açtı.
28 Şubat’ta mülga 163’ün yerine işletilen TCK 216’dan—şimdiki 312—açılan dava Kutlular’ın 2 sene 1 gün hapse mahkûmiyeti ile sonuçlandı, karar Yargıtay’da onandı, Kutlular içeri girdi ve cezanın 276 günü infaz edildi.
Ceza süresi bitmeden tahliyesinde, Yeni Asya’nın 216’ya ve DGM sistemine karşı verdiği kararlı mücadelenin ve ayrıca 1999 sonunda adaylığımızı resmen kabul ve ilan eden AB’nin ısrarlı takiplerinin çok etkisi oldu.
Bir sonraki etapta, Kutlular’a verilip infaz edilen mahkûmiyet kararı, AİHM’den döndü.
Öte yandan, “İlahî ikaz” yorumuna yönelik baskılar, Kutlular’la sınırlı kalmadı. Gazetedeki yazılarında aynı manayı işleyen yazarlarımızın tamamı DGM’lik oldu. Hepimiz savcılara gidip ifadeler, mahkemelere girip savunmalar verdik. Ve bizler de mahkûm edildik.
Bir kısmımızın cezası ertelenirken, cezalarının infazı için Cevher İlhan iki, Sami Cebeci bir defa keyfî şekilde gözaltına alındıysa da hukukî itirazlarımız neticesinde bırakıldı.
Sonuçta 1999 mevlidi, Yeni Asya’nın 28 Şubat’ı delen “İlahî ikaz” çıkışıyla tarihe mal olurken, 216 ve DGM’lerin de sonunu getirdi.
1990 mevlidinin 163’ü bitirdiği gibi...
tweet: Kocatepe Bediüzzaman mevlidiyle önemli bir eşik aşılmış oldu. Şimdi sıra Risale-i Nur’a bandrol engelinin ve devlet tekelinin kalkmasında.