"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

2023’e 6 kala

Kâzım GÜLEÇYÜZ
29 Ekim 2017, Pazar
Cumhuriyetin hayli zamandır her fırsatta atıf ve vurgu yapılan 100. yıldönümüne altı sene kalmışken, bu kavramın ifade ve temsil ettiği değerler ve prensipler açısından ne durumdayız?

Bu değerleri adalet, meşveret, kanun  hakimiyeti ve hürriyet olarak özetleyen Bediüzzaman, 1923’te cumhuriyet adı altında ilân edilen rejimin asıl karakterini “istibdad-ı mutlak” olarak nitelemişti.

Tek parti ve tek şef üzerine bina edilen bir rejimin başka türlü tarifi de mümkün değildi. İcraatı da ona göre şekillendi.

Buna karşı Said Nursî, iman-adalet-hürriyet kavramlarının iç içe olduğu müsbet bir hukuk mücadelesi ortaya koydu.

Ve 1950’de dış şartların da müsait hale gelmesiyle çok partili sisteme geçildi.

Tek parti ve tek adam rejiminden kurtulup demokratik cumhuriyetle tanışmak, Türkiye’ye hak ve özgürlüklerin, adaletin, hizmetin hazzını yaşatmaya başladı.

Bunun olumlu sonuçları hayatın her alanında kendisini gösterdi ve hissettirdi.

Ancak sonrasında bu süreç, belirli fasılalarla adeta otomatiğe bağlanan darbe ve müdahalelerle sürekli kesintiye uğratıldı.

1960’ta 27 Mayıs, 1971’de 12 Mart, 1980’de 12 Eylül, 1997’de 28 Şubat müdahaleleri ile, 2016’da 15 Temmuz darbe girişimi ve onu gerekçe göstererek 20 Temmuz’da içine girilen OHAL rejimi, ülkeyi hukuk ve demokrasiden uzaklaştırdı.

Şeflik dönemi referanslarıyla savunulan ve ülkeyi yeniden tek adam rejimine götürecek olan anayasa değişikliklerinin OHAL ortamında yapılan çok tartışmalı bir referandum sonrası yürürlüğe konulmak istenmesi, 2023’e 6 kala, “Türkiye nereye gidiyor?” sorusunu gündeme taşıdı.

Cumhuriyetin 94. yılında karşı karşıya olduğumuz en önemli ve kritik sual bu.

Yeniden 1920’lerin ikinci yarısı ile 30’lu yılların tek parti ve tek şef dönemine geri mi geri döneceğiz; yoksa 1950’de tanıştığımız, ancak ardı arkası gelmeyen müdahalelerle elimizden alınmak istenen demokratik kazanımlara sahip çıkarak, hukuk ve demokrasimizi daha da geliştirmeyi ve derinleştirmeyi mi tercih edeceğiz?

Bizim tercihimiz, Cumhuriyetin 100. yılında tam demokrat ve özgür bir Türkiye.

***

- Ertuğrul Özkök’e: Arap dünyasının gerçek baharı, bir gün Bediüzzaman’ın bütün Müslüman dünyasına gösterdiği yol aydınlandığında anlaşılacak.

- Feyzi Halıcı’nın ardından - http://www.yeniasya.com.tr/video/feyzi-halici-nin-ardindan_445225

- Türkiye'nin normale dönmesi için yargı normalleşmeli -  http://www.yeniasya.com.tr/video/turkiye-nin-normale-donmesi-icin-yargi-normallesmeli_445299

Okunma Sayısı: 6423
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • 672 khk magduru

    29.10.2017 22:44:36

    Sadece suçsuz yere atılmakla kalmadık çalışma izinlerinizde iptal edildi beni bıraktım 1 yaşındaki kızımın sucu ney acaba çalışma Bakanlığı haksız yere çalışmamızı engelliyor .

  • Gündüz Alp-2

    29.10.2017 13:53:36

    Cumhuriyetin 100.yaşına 6 kala, Cumhuriyetin ruhuna en uygun mesajı -medyada- Üstad'ın lisanından Yeni Asya manşeti ile vermiştir. "Günün mânâ ve ehemmiyetine" muvafık bir manşet. Zira belde halkının hür iradeleriyle verdikleri reylerle işbaşına gelen başkanların, "Riyaset-i şahsiyye"nin "rey-i vahidi" ile işine son verildiği bir dönemde ne cumhuriyet ne demokrasi vardır. Kendimizi kandırmayalım. Cumhuriyet; içinde cumhurun, hakimiyet-i milletin, demokrasi; farklılıkların, katılımcılığın, çoğulculuğun olduğu sistemin adıdır. "Emirin demiri kestiği" sistemde adâlet, hürriyet, meşveret, hukukun üstünlüğü, milli irade, demokrasi vesairenin olduğu söylenemez. Cumhur olarak tercihimiz de talebimiz de her 10 yılda bir üzerine balyoz indirilmeyecek esasları hâvi güçlü, tam ve ileri ve hürriyetçi demokrasidir.

  • Gündüz Alp

    29.10.2017 12:53:28

    Evvela Yeni Asya olarak manşeti ve İbrahim Özdabak Beyin karikatürü için teşekkür ediyorum. Zira Cumhuriyet boyunca, Bediüzzaman Hazretlerini (öyle olmadığını bildikleri halde) "Cumhuriyet düşmanı" görüp-gösterenlere güzel bir cevap ve ders olmuş. Cumhuriyetin mânâ ve muhteviyatını çok veciz bir şekilde "Cumhuriyet ki, ADÂLET ve MEŞVERET ve KANUNDA İNHİSAR-I KUVVETTEN (kanun hakimiyetinden) ibarettir" şeklinde ifade ederek icraatının da aynen târifdeki gibi olması gerektiğini ihtar eden ve "Ben dindar bir Cumhuriyetçiyim" diyen bir zat nasıl söylediği şeyi tekzip edercesine düşman olabilir değil mi? Padişahlık, meşrutiyet, cumhuriyet ve demokrasiyi görmüş ve yaşamış böyle bir zâtın; şu fikirlerine bugün ne kadar muhtacız. Zira "hakimiyet-i milletten" "emri demiri keser" rejimine evrilmiş durumdayız.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı