"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

28 Şubat'tan 15-20 Temmuz'a gençlik

Kâzım GÜLEÇYÜZ
12 Eylül 2020, Cumartesi
28 Şubat sürecinde yapılan anketlerde gençlerin yüzde 85’inin geleceğe olan ümidini kaybettiği ve her dört gençten üçünün ülke dışına gitmek istediği acı gerçeği ortaya çıkmıştı.

Tarihe “post-modern darbe” olarak geçen o müdahale dönemindeki baskı ve dayatmalar, ekonomi başta olmak üzere hayatın diğer alanlarındaki yansımalarıyla birlikte toplumun büyük kesimini ve haliyle gençleri bunaltmış ve böyle bir psikolojiye sürüklemişti.

Bu atmosferin doğurup beslediği tepkiler sayesinde, girdiği ilk seçimde aldığı tek başına iktidarı—15-20 Temmuz’dan sonra kankası haline gelen MHP ile paylaşarak—sürdüren AKP’nin 19. iktidar yılında yapılan anketler de 28 Şubat’takilere benzer sonuçlar veriyor.

Yeditepe Üniversitesi’yle MAK’ın araştırmasına göre, bugün de gençlerin yüzde 76’sı iş veya eğitim için fırsat olsa yurt dışına gitme arzusunda. Kalıcı olarak bir başka ülkenin vatandaşlığı verildiğinde  “Evet, terk eder giderim” diyenlerin oranı ise yüzde 64’ü buluyor.

“Neden başka bir ülkede yaşarsınız?” sorusuna cevapların yüzde 59’u “daha iyi bir gelecek;” yüzde 14.6’sı “daha huzurlu bir hayat;” yüzde 6’sı da “adalet/eşitlik” şeklinde gelmiş.

Bunları artık dışarıda arayan gençlerin oranının bu sayılara ulaşması çok düşündürücü.

28 Şubat’tan 23 yıl sonra geldiğimiz yer...

O günün gençliğini bezdirip bunaltan ve çoğunun oylarını AKP’ye yönelten sebepler nelerse, bugünün gençlerini AKP’den uzaklaştıran sebepler de çok büyük ölçüde aynı.

O zamanın kriz üreten baskı ve dayatmaları, o gün koalisyon ortağı olan iktidar partileri eliyle uygulanmış ve sonuç 2002 seçiminde tamamının sandığa gömülmesi olmuştu.

Şimdi de esasta 28 Şubat’tan farklı olmayan, ama uygulamada onu da geride bırakıp çok şiddetli bir şekilde ve hiçbir dönemde görülmemiş hukuksuzluklara imza atılıyor.

Ve bunlar, içlerinde azılı 28 Şubatçıların da bulunduğu derin kadrolar tarafından kuşatılmış Saray iktidarı eliyle hayata geçiriliyor.

Anketlerin ortaya koyduğu bir başka netice, gençlerin dinî ve manevî hayatında ortaya çıkan erozyon. Demek ki tepeden inme yöntemlerle dindar nesil yetişmiyor. Tam tersi gençler dinden soğutulup uzaklaştırılıyor.

Ve işin bu boyutunun ayrıca masaya yatırılıp enine boyuna tahlil edilmesi gerekiyor.

Okunma Sayısı: 4464
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdulkadir

    12.9.2020 22:07:04

    'Beyin göçü' meselesi,yine gençlerin zihnini bayağı kurcalamakta şu sıralar.Bu durum normal tabii.İşsizlik had safhada.Genç nesil,geleceğinden ümitsiz ve çaresiz.Yarın ne olacak,bunu kestirmek zor.Gençler artık çareyi,yurt dışında arıyor ve umutlarını oraya bağlıyor.Çünkü özellikle de,bu dönemde;işsizlik konusu,gençlerin iş bulmakta çok fazla sıkıntı çekmesi,üst düzey üniversitelerden mezun olup,boş oturup yahut boş gezmesi bariz şekilde gözler önüne seriliyor.Peki ne olacak bu işin sonu.Gençleri durdurmanın,onlara umut olmanın;bu ülkede kalıp hak ettiklerini onlara armağan etmenin çaresi nedir?Beyin göçünü durdurmanın yolu veya yolları olmalı.Ülkemiz,başka ülkelere muhtaç hâle gelmemeli.Bu problemi mutlak surette çözüme kavuşturmalı,aksi halde gençleri durdurmak çok zor bi hâle gelebilir,Allah muhafaza...

  • Hüseyin İlhan

    12.9.2020 07:57:01

    Bugün millete,ülkeye ihaneti asıl meslek edinmişlerin yaptıkları bir başka darbenin 40 yılı.Darbeciler ülkenin saat ayarlarını boza boza bu ülke evlatlarını dinden,devletinden soğutuyorlar. 28 Şubat zulmünün siyasi ayağı olan bir parti bugünkü iktidarında siyasi ortağı olması basit bir hadise değildir. İşin ta başından bu yana planlanan ve tertiplenen menhus bir oyunun kuramı ve planıdır. TBMM de mv.olan bayanın başını açtıran,yetkisi dahilindeki kamu alanalrında dindar insanımıza hayatı zından eden,koalisyon ortağı olan partilere zulüm için karşı çıkmadığı gibi destek veren bir siyasi zehir bugünde yine milletin arasına bölücülük yaparak zehirini kusuyor. DEMOKRAT,HÜRRİYETÇİ-DİNDAR VE VATANSEVERLER kesinlikle bu zehir kusanlara,milletin evladını yurdundan soğutanlara karşı birleşmek mecburiyetindediiir.

  • İsmail Atak Cebecili

    12.9.2020 06:56:57

    Ülkemizde, özellikle son yüzyılın ve özellikle de son 40 yılın ciddi anlamda "....masaya yatırılıp enine boyuna tahlil edilmesi gerekiyor" Her türlü siyasi görüş sahiplerinin ve Siyasi parti Yetkililerinin , ön yargısız, hesapsız, saplantısız; bu işi yapması gerekir. Bu Ülkeyi, bu Milleti zerre seviyorlarsa.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı