"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

28 Şubat’tan beter, ama...

Kâzım GÜLEÇYÜZ
17 Mart 2017, Cuma
40’lı yılların sonlarında Üstadın sürgün olarak ikamete mecbur edildiği Emirdağ’daki evinin basılması için bizzat vali emir vermiş, ama savcı karşı çıktığı için baskın yapılamamış.

Gelinen noktada 40’ların da gerisindeyiz. Üstelik seçim meydanlarında o yılları yerden yere vuranların iktidarında!

1999 seçiminde başörtüsüyle milletvekili seçildiği halde Mecliste yemin ederek işbaşı yapmasına izin verilmeyip hedef haline getirilen Merve Kavakçı’nın evine de DGM Savcısı baskın yaptırmıştı.

Ama bu baskına, başörtüsünden dolayı onu linç operasyonuna tâbi tutanlar dahil, hemen her kesim tepki göstermişti.

Aynı günlerde “Deprem ilâhî ikazdır” dediği için hedefe konulan Mehmet Kutlular’a yönelik benzer bir operasyonla eşzamanlı olarak yapılan bu baskın, 28 Şubat hoyratlığının unutulmaz örneklerinden biri olarak hafızalara kazınmıştı.

O dönemde tırmandırılıp yaygınlaştırılan başörtüsü yasakları ve dindarlara yönelik “irtica” suçlamaları ile birlikte bu gibi olaylar toplumda derin bir infial ve tepki birikimine yol açmış ve bu birikim 3 Kasım 2002’de AKP’yi girdiği ilk seçimde iktidar yapan bir patlama getirmişti.

28 Şubat’ın gölgesinde kurulan hükümetlerde yer alan partiler ise silinmişti.

O gün bugündür devam eden AKP iktidarının bilhassa son üç yılına, 28 Şubat’ı aratmayan, hattâ onu dahi sollayan hoyratlıklar damgasını vurdu. Özellikle 11 yıl boyunca içli dışlı olunan cemaat bir anda hain ve öncelikli düşman ilan edilerek mensupları hukuk dışı operasyonlara hedef yapıldı. Tesettürlü ev hanımları, yaşlı kadınlar, 80-90 yaşında ihtiyarlar derdest edilip zindanlara konuldu.

Geceyarısı evi erkek polisler tarafından basılıp gözaltına alınan ve ardından tutuklanan Nur Ener’in başına gelenler, bu talihsiz olaylar zincirinin son halkası.

Ama 28 Şubat zorbalığının simge “kurban”ı Kavakçı ve onun gibi davranan bazıları bu vahim olayı umursamadı bile.

Buna karşılık, operasyonların vurduğu birçok ailede derin bir hayal kırıklığı ve tepki birikmiş durumda. Bakalım bu birikim 16 Nisan’da sandığa nasıl yansıyacak?

Geciken adalet, adalet değildir... - http://www.yeniasya.com.tr/video/geciken-adalet-adalet-degildir_426421 … @yeniasya aracılığıyla

Nur’la 12.5.16’da periscope’da “Risale-i Nur’dan hayat prensipleri”ni  konuşmuştuk  http://www.yeniasya.com.tr/video/risale-i-nur-dan-hayat-prensipleri_396728 … @yeniasya aracılığıyla

CB: “Avrupa’daki ırkçılara karşı demokrasi, insan hakları ve hukuku savunmaya devam edeceğiz.” İçeride masumları zindanlara tıkarak mı?!!!

Okunma Sayısı: 9232
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • İmdat

    17.3.2017 19:55:59

    Bir müslüman şahsiyetin/vicdanını yitirmemiş insanın takınacağı budur işte!.. Son dönem hadiseleri HAK nazarıyla değerlendirdiğiniz için minnettarız. Mevlam kaleminize güç versin.

  • semanur

    17.3.2017 14:46:40

    Sayın Gulecyuz bu günkü yazınız bana nerden nereye dedirtti.28 Subat magduriyetini yasayan 22 yıllık bir öğretmenim.ömrümün büyük bir kısmını refah partisi ve ak parti savunucusu,oy toplayıcısı ve Erdogan hayrani olarak geçirdim.bu gün doğrularımin yanlış, yanlışlarının dogru olduğu,neye inanacagimi da şaşırmış noktadayim.Allah sizden ve tüm gazete çalışanları mızdan razi olsun.iyki varsiniz ve yazıyorsunuz.

  • Özcan Erkiş

    17.3.2017 14:45:25

    (3) Yeni Asya'nın 15 Mart tarihinde haber yaptığı "Dünyanın en iyileri" arasında, ilk 10'a girenler içinde 57 İslâm ülkelerinden bir tanesi bile yok iken, Türkiye bile B.A.E, Suudi Arabistan ve Katar gibi monarşilerin bile gerisinde 36'ncı sırada yer almışken; âleme nizam ve "ayar" vermeye kalkarak dünyayı kendimize güldürmeyelim. İlk 10'a giren ve üstelik "gâvur" diiye tahfif ettiğimiz gayrimüslim ülkeler nasıl terakki etmiş diye kafa yorup tahkik edeceğimiz yerde, başta cehalet, sefalet ve tefrika olmak üzere 3 düşmanı yenip maddeten ve manen terakki etmiş olarak hür ve medeni dünyada itibarlı yerimizi almanın çarelerini aramalıyız. Fakat bunun yolu, bu asırda, kötü örneklerini bilhassa islâm dünyasında gördüğümüz, şahıslara istinad eden tek adam sistemi değildir. Meclisin şahsı manevisine ve meşveretine istinat eden, kuvvetin kanunda olduğu demokratik bir hukuk devletiyle ancak ilk 10'a girebiliriz. Yoksa sondaki ilk 10'a girmekten kurtulamayız!.....

  • Özcan Erkiş

    17.3.2017 12:37:43

    (2) 28 Şubat'ı sollayan hukuksuz ve antidemokratik uygulamalar, OHAL ve KHK ile devam ettirilmektedir. Ne var ki süreci daha vahim hâle getiren, zulüm boyutuna varan mağduriyet karşısında, hassasiyeti törpülenmiş, sizin "vicdanı körelmesi" dediğiniz, toplum kesimlerinin duyarsız, umarsamaz, suskun hâle getirilmiş olmasıdır. Gelecek adına endişe verici bir durumdur. Buna terakki değil tedenni derler. Milletin., darbeler ve 28 Şubat ve benzeri süreçlerde yaşadığı magduriyet ve zulümlerin sona ermesi için, siyasal islamcı olduklarını bile bile iktidara getirdikleri maalesef sizin de ifade ettiğiniz gibi "hayal kırıklığı" yaşatmıştır. Darbenin ve 28 Şubat'ın muktedirleri bugün, "zorbalık" ve "hoyratlıkları"ile tarihe geçtiklerinden öyle yâd ediliyorlar. Şimdiki iktidar da böyle giderse onlardan farklı anılmayacaktır.....

  • Özcan Erkiş

    17.3.2017 12:04:26

    (1) Sayın Güleçyüz, herkese hayırlı cumalar diliyorum. Kaderin cilvesine bakın ki, Siyasal islâmcı, "dindar" zannedilen ve 15 yıldır ülkeyi tek başıba idare eden bir iktidarın son "ustalık"dönemini "28 Şubat'tan beter!" diye tavsif ediyoruz. Hem acı hem garip değil mi? 30-40'lı yılların taassubâne Avrupa hayranlığına mukabil bu iktidar döneminde de yine taassubane Avrupa düşmanlığına şahit olmaktayız. Demek ki menfi ve menfaatçi siyasetin argümanları dünden bugüne değişmemiş. Menfaatine uygunsa iyi, değilse kötü. İşine gelince "Hamdolsun!" diyen, gelmezse "Sen kimsin ya!" nidâsıyla âleme "ayar veren" bir siyaset!. Böyle menfi ve menfaatçi, günübirlik ve popülist politikalarla ne ülke yönetilir, ne hariçte dostluk ve itifaklar kurulabilir. Hür ve demokratik dünya bizim nutuklarımıza değil, demokratik hukuk devleti olup olmadığımıza bakıyor....

  • ahmat

    17.3.2017 11:23:23

    yetiş ya ALLAH

  • YAHYA YILDIZ

    17.3.2017 11:13:19

    Muhterem Kazım Bey Abi, Bu yazdıklarınızı gördükce "Ümmetimden bir taife Allah'ın emri gelinceye kadar (yani kıyâmetin kopmasına kadar) hak üzerinde galip olacaktır." Hadisi şerifini aklima getiriyorsunuz...Atalarımız "dost kara günde belli" olur demişler. İşte dine hizmet, ehli imana yapılan zülümleri kalbi ve hasbi dile getirmek her kişinin değil er kişinin işi olduğnu yazılarınızla ortaya koyuyorsunuz.. Rabbim sizleri, diğer yazarlarımızı, Yeni ASYA camiamızı ve tüm zulme, haksızlığa ve hukusuzlukla mücadele eden ehli imanı bu müjde-i Paygambere ASM nail eylesin İnşaallah...Bin BAREKALLAH....

  • Ömer yetim

    17.3.2017 09:50:59

    Allah razı olsun Kazım abi. Tarih seni ve mensubu olduğun gazete ve cemaatini mutlaka şanla şerefle yad edecektir. Ne mutlu sana ve cemaatineki mazinizde hiç karanlık bir nokta yoktur. Din, dil, ırk, renk ayırımı yapmadan hep masum ve mazlumların yanında yer alıp hak ve hukuklarını savundunuz. Niyaz ederim ki Allah beni de sizlerle haşreylesin Amin.

  • Yusuf Bolat

    17.3.2017 02:52:47

    Allah razı olsun. Çok güzel anlatmışsınız. Tam da bu. Lütfen Hak için sizi de sindirmesinler. Ben Fetocu değilim, mağdurum. Ama kime anlatacam. Kalemini satmışlar herkesi aynı kefeye koydu. 2 çocuk hanım babamın evine sığındık, eşyalar depoda. Özel eğitim merkezinde çalışmak için sertifikam var. Çalışırsam işleri yoluna koyarım ama öğretmenliğe onay verilmiyor. Suçum bile belli değil. Babamın evine baglattigim internetten olduğunu düşünüyorum. 5 yıldır komşular da kullanıyordu. Onlar da ihraç ve cezaevinde. Benim ikametgahim bile 5 yıldır o binada değil. Kafayı yiyecem. Bir türlü muhatap bulamadım. Tüm kapılar yüzüme kapanıyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı