Cumhurbaşkanının Başbakanlık döneminde ilk başlarda “Milletim adına savcısıyım” diyecek kadar sahiplendiği Ergenekon ve ardından Balyoz davaları nihaî aşamada fos çıkıp, darbecilik suçlamasından kesin hüküm giymişlerin dahi tamamının tahliye edilerek beraat ettiği ve sonrasında AKP iktidarının Ergenekon-Balyoz kadroları ile f.ö’ye karşı ittifak halinde ortak bir taarruz harekâtı yürüttüğü süreçte açılan diğer darbe davalarından 12 Eylül davası, Evren ve Şahinkaya’nın ölümüyle düşmüştü.
Bazı sanıkları bir süreliğine içeride tutulduktan sonra salıverilen ve iyice içi boşalıp tavsadığı görüntüsü veren 28 Şubat davası ise, karar duruşmasında 21 sanığın müebbet hapse mahkûmiyetiyle sonuçlandı. Ama müebbetlikler hakkında tutuklama kararı yok.
Karar halen iktidara aktif destek vermeye devam eden kesimlerden, bilhassa 28 Şubat’ta canı çok yanmış olanları tatmin etmedi.
Özellikle “iyi hal ve yaş haddi” gerekçelerine dayandırılan “tutuklamama” kararı, benzer durumda olup da yıllardır zindanlarda süründürülenler hatırlatılmak suretiyle, yeni bir çifte standart örneği olarak yorumlandı.
Daha ötesinde, birileri darbecilikten hüküm giydikleri halde tutuklanmazken, malûm davalarda, darbeyle ve terörle hiçbir ilgileri bulunmamasına ve bu iddiayı ispatlayacak hiçbir delil olmamasına rağmen aylardır içeride tutulmaya devam edilen ve 7.5 ilâ 9’ar yıl hapse mahkûm edilen ev hanımlarının, öğretmenlerin, gazetecilerin, ağır hasta ve yaşlı insanların... maruz kaldığı ağır hukuksuzlukların hangi boyutlarda olduğunu bütün vahametiyle tekrar gündeme taşıdı.
Müebbetlik darbeciler dışarıda, darbeyle hiçbir alâkası olmayanlar içeride!!!
Vicdanları isyan ettiren bir diğer husus, 28 Şubat yargısının mahkûm ettiği bazı insanların, o günlerden beri hâlâ zindanlarda tutuluyor olması. AKP iktidarının 16. yılında da devam eden bu durum, iktidar çevrelerinin de sabrını zorlayan bir noktaya gelmiş görünüyor.
28 Şubat davasından çıkan müebbet hapis kararlarının temyiz süreçlerinde ne şekil alacağı ise zihinlerdeki ayrı bir soru işareti...
***
- 2002'de Ecevit'in koalisyon ortağı olan Bahçeli 3 Kasım'da erken seçim istedi, o seçim yapıldı ve ortaklarıyla birlikte sandığa gömüldü. 16 yıl sonra Bahçeli şimdi de Erdoğan'ın dışarıdan koalisyon ortağı ve bu kez 26 Ağustos'ta erken seçim istiyor. Tarih yine tekerrür mü ediyor?
- KRT’de Çağlar Cilara’nın konuğuyduk (4): Din adına siyaset yapmanın vebali büyüktür - http://www.yeniasya.com.tr/video/din-adina-siyaset-yapmanin-vebali-buyuktur_458729