"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

28 Şubatçılar dışarıda, OHAL’zedeler içeride

Kâzım GÜLEÇYÜZ
18 Nisan 2018, Çarşamba
Cumhurbaşkanının Başbakanlık döneminde ilk başlarda “Milletim adına savcısıyım” diyecek kadar sahiplendiği Ergenekon ve ardından Balyoz davaları nihaî aşamada fos çıkıp, darbecilik suçlamasından kesin hüküm giymişlerin dahi tamamının tahliye edilerek beraat ettiği ve sonrasında AKP iktidarının Ergenekon-Balyoz kadroları ile f.ö’ye karşı ittifak halinde ortak bir taarruz harekâtı yürüttüğü süreçte açılan diğer darbe davalarından 12 Eylül davası, Evren ve Şahinkaya’nın ölümüyle düşmüştü.

Bazı sanıkları bir süreliğine içeride tutulduktan sonra salıverilen ve iyice içi boşalıp tavsadığı görüntüsü veren 28 Şubat davası ise, karar duruşmasında 21 sanığın müebbet hapse mahkûmiyetiyle sonuçlandı. Ama müebbetlikler hakkında tutuklama kararı yok.

Karar halen iktidara aktif destek vermeye devam eden kesimlerden, bilhassa 28 Şubat’ta canı çok yanmış olanları tatmin etmedi.

Özellikle “iyi hal ve yaş haddi” gerekçelerine dayandırılan “tutuklamama” kararı, benzer durumda olup da yıllardır zindanlarda süründürülenler hatırlatılmak suretiyle, yeni bir çifte standart örneği olarak yorumlandı.

Daha ötesinde, birileri darbecilikten hüküm giydikleri halde tutuklanmazken, malûm davalarda, darbeyle ve terörle hiçbir ilgileri bulunmamasına ve bu iddiayı ispatlayacak hiçbir delil olmamasına rağmen aylardır içeride tutulmaya devam edilen ve 7.5 ilâ 9’ar yıl hapse mahkûm edilen ev hanımlarının, öğretmenlerin, gazetecilerin, ağır hasta ve yaşlı insanların... maruz kaldığı ağır hukuksuzlukların hangi boyutlarda olduğunu bütün vahametiyle tekrar gündeme taşıdı.

Müebbetlik darbeciler dışarıda, darbeyle hiçbir alâkası olmayanlar içeride!!!

Vicdanları isyan ettiren bir diğer husus, 28 Şubat yargısının mahkûm ettiği bazı insanların, o günlerden beri hâlâ zindanlarda tutuluyor olması. AKP iktidarının 16. yılında da devam eden bu durum, iktidar çevrelerinin de sabrını zorlayan bir noktaya gelmiş görünüyor.

28 Şubat davasından çıkan müebbet hapis kararlarının temyiz süreçlerinde ne şekil alacağı ise zihinlerdeki ayrı bir soru işareti...

***

- 2002'de Ecevit'in koalisyon ortağı olan Bahçeli 3 Kasım'da erken seçim istedi, o seçim yapıldı ve ortaklarıyla birlikte sandığa gömüldü. 16 yıl sonra Bahçeli şimdi de Erdoğan'ın dışarıdan koalisyon ortağı ve bu kez 26 Ağustos'ta erken seçim istiyor. Tarih yine tekerrür mü ediyor?

- KRT’de Çağlar Cilara’nın konuğuyduk (4): Din adına siyaset yapmanın vebali büyüktür - http://www.yeniasya.com.tr/video/din-adina-siyaset-yapmanin-vebali-buyuktur_458729 

Okunma Sayısı: 9420
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali R. Yardimoglu

    18.4.2018 20:38:37

    ....secin, siyaset, muhalefet, iktidar, o, su, bu, vs, vs, vs, vs,.....zindandaki garib mutedeyyin hanimlar, gebeler, ve hem orada hem disarida olan kucuk zavalli cocuklarina, su an bile ne faidesi var; ASLA 5para Ilahi adaletde degeri olur mu? 3 Metre kabirde, veyahut okyanus dibinde ne onem arzedebilir, insani nasil savunabilir??? SHAME HUMANITY, Utan insanlik, 1 insanlik ve Muslumanlik borcu ki, yazdim, vah esefa...........

  • Gündüz Alp-3

    18.4.2018 12:31:30

    iktidarın ortağı haline gelen küçük bir muhalefet partisi artık iktidar adına ve hesabına karar alabiliyor. Birden OHAL "devam etsin" ve "erken (baskın da diyebiliriz" seçim olsun" diyen ortak partinin bunda bir menfaati yok iken acaba neden bu talepte bulunuyor? Biraz fikir jimnastiği yaparsak bulabiliriz. Ülkenin siyasi, ekonomik ve toplumsal manzarası zaten iç açıcı değil. OHAL'in devamında ve OHAL şartlarında yapılacak bir erken seçim hangi sorunumuzu çözecektir? Çözüm erken seçim değil; OHAL'in kalkması, keyfiliğin ve hukuksuzluğun sona ermesi ve ülkenin demokratik hukuk devletine hem de acilen dönmesidir. Sorunun kaynağı olan bir şeyin sorun çözme özelliği olabilir mi? Ülkeyi cinnet-cinayet-intihar sarmalına sokan bir sistemde ısrar etmenin anlamı ve yararı nedir ki haricin ikazı dahilin talep ve feryadına kulaklar tıkanmaktadır? Hem toplumsal barış ve huzur hem de OHAL olsun diyorsak, bu ikisinin bir arada bulunması mümkün değildir.

  • Gündüz Alp-2

    18.4.2018 10:54:36

    İktidara ilişik muhalif olmayan bir muhalefet partisinin önce "OHAL bitmemeli" söyleminden hemen sonra "erken seçim" demesi de garip gelmemelidir. Her iki söylem de iktidarın devamı adına yapılan bir "atraksiyon"dur. Yoksa şu haliyle barajın altında kalma ihtimali olan bir partinin erken seçim demesi mantıklı mı? Değilse o halde niçin erken seçim istemektedir diye kendimize sormamız gerekir. Öyle ya barajı geçme şansı olmayan bir parti niçin erken seçim ister. Demek iktidar adına ve hesabına başka bir durum söz konusu. Süreçle birlikte olaya bütüncül bir nazarla bakmak ve değerlendirme yapmak icap ediyor. OHAL süreci de sürecin keyfi ve hukuksuz işleri de bütünün bir parçasıdır. Bütün nedir derseniz, hürriyetçi demokrasiden hiç hazzetmeyenlerin Türkiye'de kurmak istedikleri "tekçi" sistem. Sürecin her bir parçası, tekçi sisteme giden yolun bir taşı mesabesindedir. 28 Şubat -çaktırmadan- farklı versiyonla devam ettiriliyor olmasın!

  • Gündüz Alp

    18.4.2018 10:30:27

    Sayın Güleçyüz, devenin boynu misali, yaşadığımız keyfi ve hukuksuz sürecin neresini düzeltelim ki. Ceza:Müebbet. İnfaz: Yok. Fakat buna mukabil suç yok ceza çok. Vehamet ve garabetlerle malul bir süreç. Kullanılan alet ise yargının bizzat kendisi. Yarın öbür gün demokratik hukuk devletine dönüldüğünde; "bize mi sordular" diyerek bütün vizr ü vebali yargıya atmazlarsa hiç şaşırmayalım. Çünkü hukuk hiç kimseye "hukuksuz işler yapma imtiyazı" vermiyor. Hele emir ve talimatla kanuna aykırı işlem hiç yapılmaz. Bütün bunlara rağmen yaşanan şu sürece normalmiş gibi bakan ve öyle anlam verenlere şaşmak gerekir. Akıl ve vicdan sınırlarını zorlayan şu sürecin OHAL ile birlikte artık bir an önce bitmesi gerekir. Bu konuda sesin ittifak halinde daha gür ve yüksek çıkması gerekir. Çünkü zararı hepimize dokunmaktadır.

  • Ali Tam

    18.4.2018 08:01:05

    ABD ve sürekalarinin roket saldirilari yerli siyasal tirmanisi duraklatip yönünü tersine cevirince zemine yaklasmadan nerede olursa kâr düsüncesi fena degil aslinda... Bu telas gayet seffaf! Herkes anliyor! Anlatmama gerek yok, hepiniz anliyorsunuz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı