"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ağır bilanço

Kâzım GÜLEÇYÜZ
18 Eylül 2018, Salı
Beş yıla yakındır devam eden ve 15-20 Temmuz sonrasında yapılanlarla çok farklı boyutlar kazanan süreçte yaşananların her alanda ortaya çıkardığı maliyet bilançosu giderek daha da ağırlaşıyor.

Bunları madde madde özetlersek:

* Demokratik hukuk devleti kriterlerinden iyice uzaklaştık. Seçilmiş Meclisin ağırlığı ve işlevi neredeyse tamamen kayboldu. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sıfırlandı.

* Masumiyet karinesi, suç ve cezanın şahsîliği, âdil yargılanma ve savunma hakları, fikir, ifade, basın, seyahat ve teşebbüs özgürlükleri, mülkiyet ve mesken dokunulmazlığı gibi en temel hak ve hürriyetler görülmemiş şekilde ihlal edilip çiğnendi.

* Gasp edilen hak ve hürriyetler aynı zamanda tırmandırılan kutuplaşma ortamına da kurban edildi. Toplumun bir kesimi, siyasî tarafgirlik psikolojisi ve hedefe konulan kesimlere yönelik “ihanet” suçlamalarıyla, demokrasi, adalet, hukuk, hak ve özgürlük konularında alabildiğine duyarsızlaştırıldı.

* Tasfiyelerle eşzamanlı olarak yürütülen algı operasyonlarıyla toplumun barışı, huzuru, güveni ve birliği darma dağın edildi.

* Üniversiteler susturulup etkisizleştirildi.

* Medya tek sesli hale getirildi.

* Fikir hayatı tamamen çoraklaştırıldı.

* STK’lar iktidara endekslendi.

* Gözaltı, tutuklama ve ihraç furyasıyla yapılan tasfiyeler, kurumlarda ciddî bir “yetişmiş kadro” zaafiyetine yol açtı. Her alandaki tecrübe birikimi harcandı ve tüketildi.

* Demokrasi ve hukuktan uzaklaşılması ekonomiyi ve iş dünyasını da son derece olumsuz etkiledi. Çok sayıda firmaya ve malvarlığına kayyım darbeleriyle el konulması, yerli ve yabancı yatırımcıları ürküttü.

* Döviz kriziyle kendisini gösteren kırılganlığın oluşmasında bunlar da çok etkili oldu.

* Meclisin, medyanın, üniversitelerin, STK’ların ve kamuoyunun bypass edilip devredışı bırakılması, dış politikayı da çıkmaza soktu.

* Neredeyse günlük değişen tercih ve kararlar, diplomasi dilinin yerini alan ölçüsüz rest ve meydan okumalar hem çok kritik ve önemli dış ilişkileri zora soktu, hem de Türkiye’nin dünyadaki imajını tahrip etti.

Bu listeye sıkıntılı daha birçok madde ilave edilebilir.

Türkiye’nin bu kasvetli tablodan çıkması için hukuk ve demokrasiye dönmesi şart.

***

Neşriyatımızın hazırladığı özel okuma setleri

Okunma Sayısı: 6299
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hasan unlu

    18.9.2018 17:06:00

    Hz.peygamber as, toplumlar neye mustehaksa oyle yonetilirler manasinda bir mubarek sozu vardi degilmi.?!

  • Gündüz Alp-3

    18.9.2018 11:02:19

    Yaşamakta olduğumuz ağır bilanço bize bir ders vermeli ve çıkış yolu göstermiş olmalıdır. Hür, medeni ve demokrat dünyada güçlü, saygın ve itibarlı bir ülke olmanın yolu DEMOKRASİ ve HUKUKTAN geçmektedir. Nasreddin Hoca'nın samanlıkta kaybettiği iğneyi dışarıda (yanlış yerde) aradığı gibi yaşadığımız olumsuzlukları tesis ettiğimiz tekçi sistemde aramak yerine, demokrasi ve hukuka istinat eden parlamenter sisteme yükleyip, onu rafa kaldırdık. Onu rafa kaldırınca da hatalar peş peşe geldi. İçeride toplumsal barış ve huzuru, güven ve istikrarı berhava eden, dışarıda dost ve müttefikleri düşman haline getiren yanlış politikaların terki demokrasi ve hukuka dönüşü hızlandıracaktır. Ayak sürüdüğümüz her geçen gün demokrasi ve hukuktan daha da uzaklaşmamızı netice verecektir. Demokrasi ve hukuktan sapmada makas açıldıkça sorunlar artacak, dış dünyada da saygınlık ve kapısı çalınacak ülke azalacaktır. Bunlar bizi enterese etmez, diyorsanız, o zaman "kolay gelsin!"

  • Gündüz Alp-2

    18.9.2018 10:31:32

    Çare nedir sorusunun cevabını aslında bizi yönetenler de pek ala biliyor, Çare: Hürriyetçi demokrasi ve hukukun üstünlüğü. Ne yazık ki; 16 yıl ülkeyi tek parti olarak yönetenler, bütün vizr ü vebali parlamenter demokrasiye yükleyip, çağın özellikleriyle örtüşmeyen 1930-40'lı yılların tek adamlık sistemini allayıp pullayarak, cilalayarak halka kurtuluş reçetesi olarak sundular. Nihayetinde 16 Nisan 2016 halk oylaması ve 24 Haziran seçimleriyle de devlete hâkim konuma getirdiler. Bütün bunları yaparken de ülkenin "uçuşa geçeceği" "şahlanacağı" müjdesini(!) verdiler. Netice? Hepimizin yaşadığı şu anki fiili durum, tablo ve manzara. Peki iyi ve memnuniyet verici mi? Yeni Asya manşetiyle tarım ve ticaretin SOS verdiğini söylüyor. Gerçeklere gözümüzü ve kulağımızı kapatarak yahut suçu başkalarının üzerine yıkarak sorunlara çözüm bulmak mümkün değildir. Yaşadığımız şeyler ihmal, kusur, yanlış ve hatalı icraatların birer sonucudur.

  • Gündüz Alp

    18.9.2018 10:12:58

    Sayın Güleçyüz, madde madde açıkladığımız bütün bu olumsuz durumlara rağmen, 16 yıldır ülkeyi ortaksız yöneten iktidar maalesef hâlâ ülkede "demokrasi ve hukuk" olduğunu ısrarla dile getiriyor. 600 vekilli işlevsiz bir meclisinin olması bile tek başına "demokratik hukuk devletinin" olmadığı cümle âleme ilan ediyor. Hani Türkiye'de yaşamamış olsak, 17-25 Aralık 2013'ten bu yana ülkede olup bitenleri hariçten biri anlatsa inanacağız. Siyasal, sosyal, ekonomik kriz halini yaşayıp dururken; iktidar cenahı, yandaş medya ve algıya maruz kalmış müfrit taraftarlar hâlâ ve ısrarla sanki hiç bir olumsuz durum yokmuş gibi davranmaları gelecek adına kaygı verici. Ülkeye maddi manevi fatura ödeten şu "ağır bilanço" ve "kasvetli tablo" bize kendi lisanı ile diyor ki: Takip ettiğiniz iç-dış politika yanlış ve ülkeyi yönetim anlayışınız ve tarzınız hatalı! Üst üste gelen ve biriken bu yanlışlar ve hatalar da doğal olarak krizi netice verdi ve veriyor.

  • Mustafa

    18.9.2018 09:01:04

    Kazım bey köşe yazılarınızılarinizi her zaman okurum bu gün ki yazınız Turkiyenin düştüğü konumu maddeler halinde sıralamışsiniz yüzde yüz katılıyorum hani derler ya dost aci söyler umarım yetkililer bakacak acaba nerede hata yaptık bir an evvel bu hatalardan süratle uzaklaşmaliyiz demeliler.Teşekkür ederim.

  • Cemil

    18.9.2018 00:05:50

    Çok güzel özetlemişsiniz. Bunu bir çoğu da bilmesine rağmen neden dile getirmezler? Cevap da çözüm de bunun cevabında. Allah sonumuzu hayr eylesin...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı