Ayasofya için “Fetih Sûresi de okunur, namaz da kılınır; kararı aziz milletimiz verir” sözünü daha yeni söyleyen Erdoğan geçen yıl çok farklı konuşuyordu:
“Yan tarafta Sultanahmet’i doldurmayacaksın, Ayasofya’yı dolduralım diyeceksin. Bu oyunlara gelmeyelim. Bunların hepsi tezgâh. Bu namussuzlar böyle dedi diye biz adım atmayız.” (gazeteler, 16.3.19)
Aynı konuda “Şayet biz Ayasofya’yı açarsak ve karşılığında dünyanın başka bir yerindeki bir cami saldırıya uğrarsa...” da demişti.
Geriye doğru gidildikçe AKP iktidarının Ayasofya politikasının ne olduğunu ortaya koyan daha başka örnekler de görülebilir.
2013 Mayıs’ındaki parti kampında bu konudaki soruya Erdoğan şu cevabı vermişti:
“Sultanahmet Camii çok boş; orası dolarsa Ayasofya’da ibadeti gündeme alabiliriz.”
2008 Nisan’ında Erdoğan’ın “Atatürk, devrimleri millete emanet etmeden yaşatmanın mümkün olmadığına inanmış; yeni düzeni millete dayatmayı değil, benimsetmeyi amaçlamıştır” sözü üzerine şunu sormuştuk.
“Devrimlerin hangisi halka benimsetilerek yapıldı? Beş asır cami olarak hizmet veren fetih sembolü Ayasofya’nın mabed olmaktan çıkarılıp müze yapılması mı?” (25.4.08)
2005’e gittiğimizde, o sene Papa’nın Türkiye ziyareti sırasında Ayasofya’da dua etmesi ihtimalinin gündeme gelmesi üzerine koparılan fırtınada o günkü Kültür Bakanı’nın “‘Ayasofya müzedir, ibadet edilmez’ dediği, arşiv kayıtlarında. (23.9.05 tarihli yazımız.)
Bir önceki Kültür Bakanı’nın döneminde restorasyon adı altında fresk ve mozaiklerin belirgin hale getirilmesiyle Ayasofya’nın “müze” olma özelliğinin tahkim edildiği de.
İlk AKP hükümeti işbaşında iken Ayasofya’da konser düzenlendiği; Fener ve Ermeni Patrikleri ile Vatikan’ın dahi ‘Mabedde konser olmaz, saygısızlıktır’ diye karşı çıktıkları bu hadisenin, kaşla göz arasında, milletin ruhu bile duymadan kotarıldığı da. (10.6.03 tarihli yazımızda bu konuyu değerlendirmiştik.)
Gelinen noktada bütün bu 18 yıllık serencamdan tamamen farklı bir şekilde, 2 Temmuz’da Danıştay’ın vereceği karara endekslenen bir “açılım”dan söz ediliyor ve 87 yıldır ibadete hasret mahzun mabedin hicranının bitmesini bekleyen millete ümit veriliyor.
Diğer sıkıntılı gündemler örtülerek...