"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AKP’nin başörtülüleri bu zulümleri niye görmüyor?

Kâzım GÜLEÇYÜZ
07 Kasım 2017, Salı
“Uzun yıllar mesleğin her aşamasında bulundum. Yargıyla ilgili ciddî imtihandan geçtim. Benim gibi insanlar başörtümüzden dolayı hiçbir yere alınmadık, staj yapamadık. Bir sürü hukuksuz yargı kararı verildi. Benim gibi insanların ömrü hukuk görünümlü hukuksuz kararlarla mücadele ederek geçti. O yüzden yargıyla ilgili itiraz yükseltiyorlar ya ‘Ülkede yargı yok’ diye, onlar ne gördüler ki bunu söylüyorlar. Biz bunun en ağırını yaşamış insanlarız.

“Türkiye’de yargının geriye gittiğini, adalet anlayışının geriye gittiğini kimse söyleyemez. Tam tersine daha özgürlükçü, daha demokratik. Adalet arayışı başlı başına benim hayatımın anlamıdır. Sadece yargısal süreçlerde değil, hayatın içinde de adalet arayışı içindeyiz.”

Bu sözler Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Özlem Zengin’e ait. 30.10.17 tarihli Akşam’da çıkan mülâkatında söylüyor.

AKP Milletvekili Ravza Kavakçı Kan da “Robot yüzlü, ezen devletin yerini şefkatli eller aldı” ifadesini kullanmıştı (Akit, 18.9.17).

28 Şubat döneminde yapılan 18 Nisan 1999 seçiminde milletvekili seçildiği halde başörtüsüyle Mecliste yemin etmesine izin verilmeyip vekilliği düşürülen ve DGM savcısının kararıyla evi basılan ablası Merve Kavakçı ise yakın zamanda kendisi için alınan iade-i itibar kararını “Başörtüsüz demokrasi dönemi resmen kapandı” şeklinde yorumlamıştı (Akit, 4.7.17).

Bunlar, 28 Şubat’ta başörtülülere yapılan zulümlerin ne kadar derin travmalar oluşturduğunu gösteren ilginç örnekler.

Ancak o dönemde bu zulümlere muhatap olanların, şimdi “f.ö ile mücadele” gerekçesiyle yürütülen operasyonlarda çoğu başörtülü ve bir kısmı yeni anne binlerce kadına reva görülen çok daha ağır muamelelere böylesine duyarsız kalmaları, anlaşılması ve izahı imkânsız bir tavır.

“Zulüm bana yapılırsa tepki gösteririm, başkalarına yapılırsa beni ilgilendirmez” yaklaşımının hukukla, adaletle, vicdanla,  insanî ve İslamî değerlerle bağdaştırılabilmesi mümkün mü? Dünün mağdurları iken bugün AKP saflarında yer alan başörtülü milletvekili ve danışmanların sergilediği bu duyarsızlık inanılır gibi değil.

OPTİMAR’a göre “OHAL’den etkilenmiyorum” diyenler % 70.8. Bu sonucun ne ölçüde sağlıklı ve doğru olduğu ayrı konu; ama kalan % 29.2 az mı?!!

 

“Sade vatandaşın OHAL’den en ufak sıkıntısı yok” diyen MÜSİAD eski Bşk Bolat’a: Birileri için belki öyle, ama toplum onlardan ibaret değil.

 

BB: “İhtiyaç olmayan OHAL uygulamaları ayıklansın.” Gerekçe: Vatandaşın hayatı zorlaştırılıyor. Hükümet Sözcüsü hâlâ tersini söylüyor ama...

Okunma Sayısı: 11483
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • İsmail

    19.12.2020 22:07:26

    Başörtülülere zulüm yapılıyor dediler, başörtülelere zulüm yapıyorlar. Ekonomiyi yönetemiyorlar dediler, ekonomiyi yönetemiyorlar. Camileri kapattılar dediler, camileri kapatıyorlar (corona bahane, sorsan cumhuriyet dönemindekilerin de -kendilerince- bir bahanesi vardır). Kaynaklar israf ediliyor dediler, temsilde tasarruf olmaz dediler. Faiz lobisi dediler, faiz lobisine altın devrini yaşattılar. Toki için kamu bankasının faizine fetva verdiler. Siyasete dini alet edyorlar dediler, siyasete dini alet ettiler. İmanlı bir gençlik diye yola çıktılar, deizme kaymada artış yaşandı. Allah insanı böyle iddasından vurur.

  • Demokrat

    7.11.2017 17:58:57

    Kabataş.Guguk.Musibetad...daha ne yazayım.

  • Abdullah TUNÇ

    7.11.2017 10:45:04

    Aslında hukuksuzlukların en büyük kaynaklarından biride; çifte standart tavrı,anlayışıdır. Dün böyle idi.Bugün de böyle.Maalesef her kesimde durum böyle.Haksızlığa uğrayan bizim fikir ve düşüncemizde ise teki gösteriyor, değilse ya tarafsız ve ya lakayt kalıyoruz.Hatta bir kısmı oh oldu,müstahaktı deyip zulmü onaylıyor.Bu toplumun büyük bir handikabıdır. Galibe temelinde cehalet var.Derin,köklü bir eğitimle ancak kurtulunabilir. Başka türlü de olamaz...

  • Metehan

    7.11.2017 03:24:34

    Bana değmeyen yılan bin yaşasın,altta kalanın canı çıksın,kinim benim hayat iksirim.Biz haklıyız,o zaman her şeyi herkese yaparız.Hemde cennet bizi bekliyor

  • Ali Tam

    7.11.2017 00:59:12

    Eski hukuksuzlari aratan yeni hukuksuzlarin özgürlügünün sebebi halk yiginlarinin hukukunu bilmemesi, bu hukuku hic ögrenmemis olmasi, "vatandasa yasaktirdan" baska bir egitimi olmamasidir. Hukukcularimiz da artik kabul etsinler ithal hukukun bilhassa Avrupayi tüm rezillikleri, ahlaksizliklarinda taklit özgürlügü fitratimiza aykiridir uymuyor. Lut kavminin helakina sebep escinselligi hukukuna sokan Avrupanin hukuku bizi de helaka götürür. Ama Avrupa hukukunun iyiliklerini almamakta veya uygulamamakta diretiyoruz. Bu da cehaletimizden ve hukuku kendi ruhumuzdan yapmadigimizdan olan boslukla alakali.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı