"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Aldatarak iş görenler ve safdiller

Kâzım GÜLEÇYÜZ
12 Ağustos 2018, Pazar
Siyasette safdil dindarları aldatmak için kullanılan “dindarları perde yapıp dini siyasete ve ardından siyaseti dinsizliğe âlet etme” tuzağına Üstadın nasıl dikkat çektiğini işlemeye çalıştığımız 8.5 yıl önceki yazımızı aktarmıştık.

Bu dehşetli taktiğin günümüzde çok daha dessasça ve tehlikeli şekilde uygulandığına güncel örnekleriyle şahit oluyoruz.

Yine dindarlar perde yapılarak din siyasete ve eşzamanlı olarak siyaset dinsizliğe alet ediliyor. Ve zararı dindarlara oluyor.

Üstadın 31 Mart’tan sonra yargılandığı ve gerek savunmasında, gerekse beraat kararı sonrasında “Zalimler için yaşasın Cehennem” diye haykırdığı Divan-ı Harb-i Örfî müdafaasında da safdil kelimesini çok ilginç bir bağlamda kullandığını görüyoruz:

“Gazetelerin aldatmalarıyla meşru bilerek buradaki görenek ve âdete binaen cereyan-ı umumîye kapılan safdillerin cezası nedir?” (Eski Said Dönemi Eserleri, s. 142)

Burada bir “cereyan-ı umumî”den söz ediliyor. Güçlü bir akım, kuvvetli bir rüzgâr söz konusu. Ama isabet ve meşruiyeti şüpheli, hattâ belki de yok. Buna rağmen “görenek ve âdete binaen” ve “uydum kalabalığa” mantığıyla insanlar o rüzgâra kapılıyor.

Bunda etkili olan en önemli faktör ise gazetelerin aldatmaları. Onların yayınlarıyla kandırılan insanlar yanlış ve hattâ bilâhare belki de sorumlu tutulup hesaba çekilecekleri bir yola sevk ediliyor, tuzağa düşürülüyorlar.

Üstadın sorduğu “Aldatılan bu safdillerin cezası nedir?” sualinin cevabı, aldatılarak içine düşürüldükleri çok büyük sıkıntılarda.

İnsanların yüzde 80’inin ehl-i tahkik olmadığı tesbiti de Üstada ait; ahirzamandaki dehşetli fitnelerde kullanılan en dessas taktiğin “aldatarak iş görmek” olduğu da.

İşte Üstadın Eski Said döneminde, sonraki hayat safahatında, Barla’dan Kastamonu ve Emirdağ’a yazdığı lâhika mektuplarında kayda geçirip vurguladığı ölçü ve prensiplerin taşıdığı kritik ve hayatî önem tam da buradan kaynaklanıyor.

Hepsi Üstadın imzasını taşıyan ve birbirini tamamlayan bu metinlerdeki her bir cümle, safdil bakış açısının göremediği bir tuzağı deşifre ediyor ve dikkatli okuyucularının yolunu aydınlatıyor. Deniz feneri gibi.

Bize düşen, bu ölçülerden şaşmamak.

***

-Onların doları varsa bizim Allah’ımız var. Allah’ımızın da uyalım ve gereğini yapalım diye koyduğu ve bildirdiği, ekonomi için de geçerli olan adalet, hukukun üstünlüğü, kul hakkı, temel hak ve özgürlükler, denetim, akıl, bilim ve hikmetin gerekleri... gibi kanun ve kurallar var.

-Yeni Asya’ya neden saldırıyorlar? https://youtu.be/ marxjh-cvnE  @YouTube aracılığıyla

Okunma Sayısı: 6752
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali Tam

    12.8.2018 15:06:31

    Müslümani müslümanlarla etkisizlestirme. Ingiliz bunu Birinci Cihan Harbinde yapti KAZANDI, Müslümanlar hepberaber ZELIL oldu. Baktilar bu dessas plan mükemmel neticeler veriyor SON KALE TÜRKIYE uzerinde hala basarili uyguluyorlar. Ingiliz KEMALIZMi kurdu/kurdurdu PKKyi kurdu/kurdurdu. Zahiren ikisini birbirine düsman ama ideolejide kardes yapti. Ikisi de Dinsizlige amade. Türkiye hala Ingilizin emri ve görüsleriyle yönetiliyor, yani GLADSTONE PLANI harfiyyen uygulaniyor. LOZAN aginin altinda tüm Türkiye ve safdiliyle, muhakikiyle Müslümanlar.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı