"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz”

Kâzım GÜLEÇYÜZ
29 Ağustos 2017, Salı
Yeri geldikçe kullanageldiğimiz “Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz” deyişindeki anlama tam denk düşen hukuk, ahlâk ve insanlık dışı hal ve tavırların “pik” yaptığı bir süreçteyiz.

Aile ve yakınlarıyla birlikte milyonlara  ulaşan bir kitlenin haksız ve keyfî gerekçelerle maruz bırakıldığı mağduriyetler inanılmaz bir duyarsızlıkla geçiştiriliyor.

İktidar bloku ve dalkavukları, ülkede hiç böyle bir sorun yokmuş havasında.

Dahası, darbeyle de, terörle de hiçbir alâkaları olmadığı halde gözaltına alınıp tutuklanan veya ihraç edilen insanlara bir de “hain, terörist” damgası vuruluyor.

Hatta bunlarla da yetinilmeyip, doğumhanede gözaltına alınan yeni anneleri “kumpas doğurmak”la suçlayan iğrenç ve alçakça manşetler dahi atılabiliyor.

Masumiyet karinesini de, suç ve cezanın şahsîliği prensibini de, savunma, âdil yargılanma ve lekelenmeme haklarını da,  insanlık onurunu da “iplemeyen” insanlık dışı “linç” kampanyalarıyla tüyler ürpertici hukuk cinayetlerine imza atılıyor.

“İnsan” olanın asla yapmayacağı şeyler bunlar. Ama ne yazık ki 2017 Türkiye’sinde, “dindar” siyasetçilerin iktidarında olup bitenler herkesin gözü önünde.

Bunların gerek icracıları, gerek destekçileri, gerek kol kanat gericileri, gerekse örtbas edicileri, hem kuldan utanmıyor, hem Allah korkusundan nasipleri yok.

Olsa bunların hiçbiri yaşanmaz.

Peki, Türkiye bu utanç verici tabloyu daha zamana kadar taşıyıp sürdürecek? Bu halin ilânihaye devamı mümkün mü?

Eğer hukuk, adalet ve vicdan tamamen  ölmediyse—ki biz öyle olduğuna inanıyor ve inanmak istiyoruz—bu durum daha fazla devam edemez. İllâ ki kollektif vicdan ve hukuk bilinci bir yerden sonra harekete geçer ve gereğini yapar.

Burada önemli olan, doğru tarafta, hak, hukuk, adalet, vicdan ve insanî değerlerden yana bir duruş içinde olabilmek, kararlılığını asla gevşetmeyen bir  sabırla, müsbet hareket prensibiyle ve hukuk zemininde mücadeleyi sürdürebilmek.

“Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz” zihniyete boyun eğmeden ve teslim olmadan hukuk ve adalet için çabalamayı sürdürmek.

***

- Adalet Kurultayında Said Nursî'den satırlar okumamız ve CHP'lilerin ilgiyle dinlemesi Aydınlıkçıları çileden çıkarmış. Bu öfke sağlığa zarar.

- CHP'nin milletle ve değerleriyle barışma noktasında attığı olumlu adımları, şok istifalarla sarsılan Vatan Partisine de tavsiye ederiz...

- Kurban haftasına girerken kurbanlarınız için bir hatırlatma daha - http://www.yeniasya.com.tr/video/kurban-2017-yeni-asya-vakfi_441132

Okunma Sayısı: 14679
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Demokrat

    29.8.2017 18:14:45

    Ufak adamcıklarla;mesela karanlıkçılarla uğraşmayın.millet birşey sanacak Kazım Beyciğim...

  • magdur

    29.8.2017 16:30:53

    Çok şükür ki sizler gibi Allah tan korkan kuldan utanan gerçek manada dine hizmet amacıyla yasayan insanlar var bizler sizden raziyiz(yeni asya camiasından) inş Rabbim de sizlerden razıdır

  • Özcan Erkiş

    29.8.2017 15:49:57

    (...) Sayın Güleçyüz, 15 Mart 2017 tarihli yazınızın başlığı :VİCDAN KÖRELMESİ idi. O günden bugüne yaklaşık 6 ay geçti aynı hak ve hukuk ihlalleri artarak devam etti. Ve yine vicdan- ı umumi aynı şekilde duyarsız. Zira Yeni Asya gibi doğruyu konuşan ve haber veren cerâid /gazeteler, maalesef saysak bir elin parmaklarını geçmez. Hal böyle olunca, halk da gerçeklerden bihaber. Yalnızca iktidar cenahının beyanlarını duyuyor, iktidar yanlısı gazetelerin haber, yorum ve yazılarını okumakla Türkiye gerçeği öyle zannediyor. Bir de halk özelikle Aralık 2013'ten başlayarak yoğunbir algı bombardımanına maruz kaldı. İşte bu noktada Yeni Asya gibi gazetelerin kıymet ve ehemmiyeti ortaya çıktı. Ve Yeni Asya şu anda tarihe not düşecek ciddi, ehemmiyetli bir hizmeti ifa ediyor :Hak, hukuk ve adâletin hükümferma olacağı demokratik hukuk devletinin tesisi çalışmaktadır. İnşâallah muvaffak olunacak diye ümit ve duâ ediyoruz. Çünkü başka çıkar yol görünmüyor.

  • Özcan Erkiş

    29.8.2017 15:23:25

    ( 5 ) 1993 yılında G. Sudan 'da BM'nin insanî yardım merkezinde görevli gazeteci Kevin Carter, kampın dışında, arkasında akbaba yemek için ölümünü beklediği bir çocuğun resmini çekmiş, bu resimle 1994 yılı Pulitzer Ödülünü kazanmıştı. Bu haldeki kız çocuğuna yardım etmediği için vicdan azabı çeken bu gazeteci, enson, bindiği aracın egzoz gazını içeriye vererek intihar ediyor. Vicdan sahipleri için ne ibretlik bir hikaye! Hem de yaşanmış. İşte vicdanın vereceği elim elem ve azap böyle bir şeydir. İktidar mevkiinde olanlar ile âdalet için karar verenlerin çok dikkatli ve hassas olmaları iktiza ediyor. Kabrin öte tarafında keşke ile pişmanlık göstermek bir şey ifade etmez, fayda da vermez. Bırakın zulüm yapmayı, "zâlime meyil ""ateşin dokunmasına "sebeptir. Bu süreci el ve gönül birliği ile aşalım. Yunus Emre :"Gelin tanış olalım /İşi kolay kılalım /Sevelim, sevilelim / Bu dünya kimseye kalmaz." Efendimiz de (sav) "Sevmeyen ve sevilmeyende hayır yoktur" buyurmuştur.

  • Özcan Erkiş

    29.8.2017 14:44:27

    ( 4 ) Türkiye'nin şu andaki gerçek gündemi :Hak, hukuk ve adâlettir. Zira bunlar ülkede kâmil mânâda olmadıkça sair gündemler, kamuoyunun dikkat nazarlarını başka yönlere çekmeye matuf, algı operasyonu nevinden faaliyetlerdir. Dediğiniz gibi "aile ve yakınlarıyla birlikte milyonlara ulaşan bir kitle" hem mağduriyet hem zulüm yaşamaktadır. Yargının ve umumi vicdanın buna karşı ilânihâye kayıtsız kalması bir defa insan fıtratına ters bir durumdur. Zira vicdan dediğimiz şuurlu ve fitri manevi his, bu duyarsızlık ve kötülükten dolayı sahibini illaki rahatsız edecek ona elem verecektir. Fitratta olan şeyi kökünden söküp atamayacağımıza göre, yargı da başka yerden gelen sese kulak verdiği kadar vicdanının sesine de mutlaka kulak vermelidir. Aksi halde kulak vermediği o ses kendise elem ve azap verecektir. Buna yaşanmış bir misal vermek isterim. Teşbihte hata olmaz.

  • Özcan Erkiş

    29.8.2017 14:28:36

    ( 3 ) 1971 yılında Stanford Üniversitesi Psikoloji Prof.u Philip Zimbardo tarafından üniversitenin psikoloji bölümünün bodrum katında inşâ ettikleri yapay bir hapishanede 24 denek öğrenci ile yapılan bu deneyin neticesinde, "her bir insanın, gerekli şartlar oluştuğunda ve kontrolsüz bir güç verildiği zaman nasıl zalimleşeceğini"gösteren ibret ve ders alınacak bir deney. "9 maddede tarihe düşen kara bir leke : Stanford Hapishane Deneyi" diye yazarak internete girip mutlaka okumanızı tavsiye ederim.Bir mağdurun roller değiştiği vakit nasıl mağrurlaşıp zulüm yapabileceğini ibretle okuyabilirsiniz. Yazının sonunda Dostoyevski'nin şu sözü de yer alıyor :"Dünyanın en gereksiz işe yaramaz adamını alın, bir gişe memuru yapın. Kendini önemli biri zannedip hemen sizi aşağı görecektir." İnsan iyiliğe de kötülüğe de meyyal yaratılmıştır. Mahiyet-i insaniye budur.

  • Özcan Erkiş

    29.8.2017 14:10:30

    ( 2 ) 16 yıl önce millî görüş gömleğini sırtından çıkararak, AB hedefi, ileri demokrasi, 3Y ile (ki yasaklar, yoksulluk ve yolsuzlukla) mücadele gibi ciddi ve büyük vaatlerle işbaşına gelen ve ülkeyi 15 yıldır tek başına idare eden Siyasal İslâmcı iktidar kadrosu bugün o vaatlerin gerisine düşmüş vaziyettedir. AB ile olan ilişkiler herkesin mâlumu. Bırakın ileri demokrasiyi şu an normal bir demokratik hukuk devleti bile olduğu söylenemez. 3Y ile mücadele bahsini açmaya bile lüzum yok. Asıl tuhaf olan okudukları bir şiir yüzünden kısa bir mağduriyet yaşayanlar, bu mağduriyeti her fırsatta dile getirerek siyasetlerine malzeme iktidarlarına basamak yaptılar. Iktidara gelip güç, yetki ve otoriteyi ellerine geçirince de mağdur pozisyonundan mağrur vaziyete geldiler ve bugün şahit olduğumuz zulümlü mağduriyet sürecini yaşatıyorlar."Neden böyle oluyor?"deyince Psikoloji üçüncü sınıfta okuyan oğlum, 'Stanford Hapishane Deneyi'ni okumamı tavsiye etti.

  • Hasibe Uysal Baba

    29.8.2017 13:56:54

    “MÜMİNİN FERASETİNDEN SAKININ !. ÇÜNKÜ O ALLAH'IN NURUYLA BAKAR.” Hadis-i Şerif . Allah (CC) razı olsun.

  • Özcan Erkiş

    29.8.2017 11:23:42

    Sayın Güleçyüz, Adalet Kurultayında birkaç başlık altında yapmış olduğunuz konuşmayı Yeni Asya'da okuduk. Teşekkür ediyor, Allah (cc) ebeden razı olsun diyoruz. Milli şairimiz M.Âkif diyor ki;"Ne irfandır veren ahlâka yükseklik ne vicdandır /Fâzilet hissi insanlarda Allah korkusundandır." Evet bu süreçte vicdan- ı umumi de öyle darbe aldı ki umumi bir vicdan körelmesi yaşıyoruz. Zira vicdan; fitri ve şuurlu bir his olarak, sahibini kötülük yaptığında yahut yapıldığında müteellim etmesi iktiza ediyor. Fakat bunca hak ve hukuk gaspı ve zulüm karşısında toplumun çok az bir kısmı hariç, sanki ülkede hukuksuz ve keyfî uygulamalar yokmuş gibi davranabiliyor. Demek mahiyetinde elem çekmek veya lezzet almak var olan mânevî his dumura uğramış. Bediüzzaman "Risale-i Nur vicdan - ı umumiyi tedavi ediyor"diyor. Demek ortada, tedaviye muhtaç umumi bir vicdan var.

  • Fatma

    29.8.2017 08:00:24

    Allah CC yardımını bekliyoruz

  • Özkan

    29.8.2017 07:42:53

    Kazım Bey gerçekten eli öpülecek adamsınız sizinle bu dünyada görüşmek nasip olmaz belki ama inşallah ahirette komşu oluruz

  • Furkan

    29.8.2017 01:56:59

    Sayın Güleçyüz,eğip bükmeden,tam onikiden,on numara bir yazı olmuş.Allah ebeden razı olsun MAZLUM VE MASUMLARIN SESİ ,NEFESİ oldunuz.Tarih bunu kaydetti.Rabbim dünya ahiret ecrini versin inşallah.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı