Merhum 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i, vefatının beşinci yıl dönümünde İslam Demokrasi Laiklik kitabındaki adalet ve demokrasi vurgularını tekrar hatırlatarak rahmetle yad ediyoruz:
Demokrasi hür yaşamak, manevî ve maddî bakımdan yücelmek, gelişmek, ilerlemek, güvenlik içinde yaşamak, hakkı, adaleti, eşitliği sağlanmış olarak bulunmaktır (s. 26). Demokrasi dediğimiz zaman, hak arama yollarının sonuna kadar açık olduğu rejim akla gelmelidir. Buradan adalet ve eşitlik doğar (s. 17-8).
Hürriyeti, adaleti, eşitliği, refahı, sosyal güvenliği, sosyal dayanışmayı, manevî ve maddî güçlenmeyi, zenginleşmeyi sağlamayan bir demokrasi olmaz. O neticeleri sağlayacak. Birini sağlayıp diğerlerini sağlamayacak diye birşey olmaz. Hepsini beraber sağlayacak zaten tek bir rejim vardır: Demokrasi (s. 39)
Hakkı, hukuku, adaleti hâkim kıldığınız takdirde çok değerli bir iş yaparsınız. Zaten Kur’an-ı Kerim zulme karşı çıkmada eşi emsali bulunmayan kaideler koymuştur. Cenab-ı Allah zulmü ve zalimi sevmez. Serîül-hisab’dır, zalimin hesabını çabuk görür. Zulmü alkışlamayınız, zalimi alkışlamayınız, zalime meyletmeyiniz, Cehennemlik olursunuz. Araf Sûresi, 41; Hud Sûresi, 13. Binaenaleyh, adalete sahip çıkmak ancak zulme karşı çıkmakla mümkündür. Başka türlü nasıl sahip çıkarsın? (s. 44)
İnsanlık tarihi Hz. İbrahim’i masum, Nemrud’u zalim tanıyor. Firavun’u zalim, Musa’yı masum tanıyor. Ülke idaresini eline geçirenler için en önemli hadise geriye ne bırakacaklarıdır. Geriye kötü ad bıraktığınız takdirde, asırlar da geçse, silinmez, unutulmaz. İyi ad bıraktığınız zaman onun da unutulması mümkün değildir. “Bunlar zalimdir” dedirtmek de vardır, “âdildir” dedirtmek de vardır.
Kur’an-ı Kerimde Nisa Sûresi’nin 58. ayetinde “Adaletle hareket ediniz” ve Sad Sûresi’nin 26. âyeti’nde “Ey Davud, insanlar arasında adaletle hareket et” buyurulur (s. 252-3).
Hukukun üstünlüğünü, millet iradesinin üstünlüğünü esas alan; bu ülkenin bütün insanlarını birinci sınıf vatandaş yapmaya azmetmiş olan; adaleti, eşitliği, din ve vicdan hürriyetini, an’aneleri, gelenekleri yaşatmak ve milleti manevî ve maddî bakımdan zenginleştirmek, yüceltmek gibi fevkalâde ulvî hedefleri olan misyon duruyor. Bu misyonun takipçisi olmaya devam edeceğiz (s. 262).