"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ama Yeni Asya kimseyi dışlamadı

Kâzım GÜLEÇYÜZ
03 Şubat 2016, Çarşamba
Matbuat ve yayıncılık âleminde Risale-i Nur denildiğinde akla ilk gelen isim ve marka olduğu halde, yaklaşık iki senelik keyfî bandrol engeli ve devlet tekeli sürecinde risale basma hakkı gasp edilen Yeni Asya, AYM ve Danıştay kararlarının ardından ortaya çıkan durum öncesinde gerekli çalışmayı yaparak çözüm formülünü hazırladı.

Daha önce hiçbir şekilde bir sözleşmeye imza atmaya yanaşmayan Saadet Kaynak Hanımı ikna ederek, basım için istenen telif muvafakatnamelerini tamamladı.

İki yıla yakındır Yeni Asya’yı dışlayanlara bu haber, “Yeni Asya telif sözleşmesini sadece kendisi için geçerli olacak şekilde hazırlatıp Saadet Hanıma öyle imzalatmış” şeklinde çarpıtılarak duyuruldu.

Oysa hiçbir zaman ve hiçbir şekilde böyle tekelci bir yaklaşım içerisinde olmayan Yeni Asya, orijinaline sadık kalmak kaydıyla risaleleri arzu eden herkesin serbestçe basabilmesinden yanaydı.

Saadet Hanımdan alınan imzalı muvafakatname de bu anlayışla hazırlanmıştı.

Ama birileri “Kişi herkesi kendisi gibi bilir” sözündeki manaya uygun şekilde, kendi dışlayıcı mantıklarını Yeni Asya’ya izafe ederek dışlanma telâşına kapıldılar.

Ve bu panik içinde, yargı kararıyla çürütülmüş eski noter “belge”lerini tekrar piyasaya sürerek veya “yeni yasal düzenleme” spekülasyonları ile, nihayet yoluna girmek üzere olan süreci sabote etmeye çalıştılar. Bunda da, bandrol ve tekel hukuksuzluklarında baş rolleri üstlenmiş olan “çete” elemanları yine sahne aldılar.

Ama bu defa hukuk ve sağduyu galip geldi. Yeni Asya’nın, bunca zamandır maruz bırakıldığı haksızlığa ve uğratıldığı mağduriyete rağmen insaf ve hakşinaslığı elden bırakmayan; rövanşizme tevessül ve tenezzül etmeyen, müsbet, sabırlı, vakur, olgun ve herşeye rağmen kucaklayıcı tavrı da bu sabotaj girişimlerini boşa çıkararak çözümün yolunu açtı.

Dileyelim ki, bu tavır muhataplarında da artık makes bulup müsbet karşılık görsün; asılsız kuşku ve önyargılar kalksın; samimiyet ve muhabbet hakim olsun ve risale eksenli ciddî projelerin startı verilip ortak çalışmalar bir an önce başlatılsın.

Türkiye 12 Eylül yasaklarını da, 28 Şubat baskılarını da özellikle Nur talebelerinin hukuk ve demokrasi mücadelesiyle aştı. Yine öyle olacak.

Okunma Sayısı: 3374
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mustafa BİTER

    3.2.2016 10:41:01

    Öyle demiş ormandaki ağaç ; "Ne yapayım yapabileceğim bir şey yok , sapı benden." Aslında bu çete için yapılacak çok şey varda ne yapalım ki (onlar her ne kadar bizi öyle kabullenmeseler de) bizim kardeşlerimiz... Biz 'muhabbet fedaileriyiz,husumete vaktimiz yok." Husumeti olanlar , husumetleri ile yaşasınlar... Ne diyelim...Bu kadar badireye , bu kadar afata , bu kadar belaya , bu kadar tokata rağmen bildiklerinden şaşmadıktan sonra...

  • demokrat

    3.2.2016 09:33:56

    siz bu destanı(bana göre normal bir hukuk ülkesinde rutin bir hak arayışı)her gün yazsanız bile dahlideki kurtçuklar yeni fitneler peşinde.yemin ediyorum bizi hariçten gelen darbeler yıkamadı,yıkamaz.ama suret-i Hak'dan görünen,bizden-miş gibi görünen o güce tapanlar,vakıf mallarına oturanlar var ya..işte o zümre ile mücadelede sizler biraz-iyi niyet te var-zayıf kalıyorsunuz.artık seksen yılından bu yana(yoksa daha mı eski)yapılan dahili kumpas ve entrikalara bünyeyi mukavim hale getirin sevgili dostlar.yoksa bu kargalar,bu yarasalar daha çok tüneyecekler güzel ve dürüst insanların müesseselerine...

  • HÜSEYİN İLHAN

    3.2.2016 09:00:07

    YENİ ASYA ve cemaatimiz müsbet hareketi şiar einip,HAK'KIN HATIRI ALİDİR,HİÇBİR HATIRA FEDA EDİLMEZ düsturu ve hakikatıyla daime hizmet etmiş ve yine aynı kararlılıkla yoluna devam edecektir inşaallah.Bu yolda iman ve kur'an hizmetinde kerdeşlerimizide asrı ahirzamanda fitne-fesada,sefahate ve inkarcılara karşı yanımızda olmalarını ümid ve dua ediyoruz.

  • Garib Doğu

    3.2.2016 08:48:05

    Risale-i Nur'dan beslenen bir kişi çıkarı nasıl öne alabiliyor? Fitne ve fesada nasıl alet olabiliyor?Kin ve adavete nasıl girebiliyor? Kardeşlerinin aleyhinde nasıl bulunabiliyor? Biz muhabbet fedaileriyiz,husumete vaktimiz yok nurani hakikata rağmen nasıl düşmanlık yapılabiliyor? İftira ve karalamalara nasıl tenezzül edilebiliyor. Bu dava en ufak bir baskıyı kaldıramadığı halde,bazı güçlere dayanarak nasıl baskılara tevessül edilebiliyor? Milyonlarca insanın imanı tehlike de iken,bunu bırakıp,bu davanın içindeki kardeşlerle nasıl uğraşılabiliyor,köstek olunabiliyor? Bir fabrikanın çarkları birbiriyle rekabetkârane uğraşmaz,birbirinin saye şevkini kırıp atalete uğratmaz hakikatı nasıl gözardı edilebiliyor?En acibi de üç büyük düşmandan birisi olarak bize gösterilen; ihtilaf ve iftiraka alet olunmasıdır.Hakikaten bunları anlamak mümkün değildir.Ve bunların hiç birisi akıl,iz'an ve vicdana sığmaz. Ve hak,hukukla,uhuvvet ve muhabbetle asla kabili telif değildir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı