"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Arşivler unutmaz

Kâzım GÜLEÇYÜZ
12 Kasım 2016, Cumartesi
AB’nin Türkiye’deki endişe verici gidişata ilişkin son derece önemli tesbitler ihtiva eden bu yılki ilerleme raporu, Trump şokunun gölgesinde kaldı.

Ancak bilhassa Cumhuriyet ve HDP operasyonlarının tetiklediği yoğun tepkilerin Merkel’e bile “Türkiye alarm sinyalleri veriyor” dedirttiği bir aşamada açıklanan rapora Ankara’nın öfkesi, son dönemde iyice belirgin hale gelen “ipleri koparma” niyetini daha da açığa çıkardı.

Diplomasi dilinin de tamamen terk edildiği bir üslûp ve ağızla ortaya konulan bu öfke, yakın dönem tarihimizi yaşayanlarca çok iyi biliniyor ve hatırlanıyor olması gereken gerçeklerin dahi ters yüz edildiği söylemleri doğuruyor.

Cumhurbaşkanının Avrupa’yı hedef alan “Benim lideri olduğum ve Mecliste 350 sandalyeye sahip partim kapatıldığı zaman neredeydiniz?” şeklindeki çıkışı bunun en son ve tipik örneklerinden biri. 

Bu cümlede iki yanlış birden var.

Birincisi, 2008’de AKP’nin kapatılması için dava açıldı, ama parti kapatılmadı.

İkincisi bu kapatma davasına dış dünyada en kuvvetli tepki ve itiraz AB’den geldi. AB yetkilileri dava açılmasına ve iddianamesinin AYM tarafından kabulüne çok açık ve sert eleştiriler yönelttiler.

Dönemin AB Komisyonu Başkanı Barroso, sırf bu tepkisini yerinde iletmek için Türkiye’ye özel ziyarette bulundu. Laikliğin din gibi algılanıp o şekilde dayatılamayacağını, AYM’den çıkacak kararın hukukun üstünlüğü prensibiyle uyumlu olmasını beklediklerini söyledi.

Son dönemde “Fetö”cülükle suçlanıp Türkiye’ye girişi yasaklanan dönemin Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Lagendijk ise, davanın üyelik müzakerelerini kesintiye uğratacağını vurguladı.

AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Rehn’in ve diğer AB yetkililerinin de aynı yönde açıklamaları oldu.

Şimdi “Avrupa ve Batı ne derse desin umurumuzda olmaz. Söyledikleri bir kulağımızdan girer, öbüründen çıkar. Bizim için önemli olan milletin ne dediği” diyen Erdoğan bunları unutmuş olabilir.

Ama arşivler ve ortak hafıza unutmaz.

Vefasızlık da hiç kimseye yakışmaz.

CB “Allah ne der, ona bakın” diyor. Allah “Bir topluluğa olan kininiz sizi adaletsizliğe sevk etmesin” diyor (Maide, 8), ona da bakalım mı?!

Minnesota’dan seçilerek Temsilciler Meclisine giren ilk başörtülü: Demokrat! - http://www.yeniasya.com.tr/dunya/abd-de-bir-ilk-daha-gerceklesti_415168

Üstadın ümit ve müjde mesajları... - http://www.yeniasya.com.tr/video/ustadin-umit-ve-mujde-mesajlari_415080

 

Okunma Sayısı: 5226
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali Tam

    12.11.2016 18:10:51

    Bir Baskanlik davasi ve sadece ve sadece Baskanligin önündeki engelleri sonuna kadar temizlemek icin bir yola girilmis. Mecliste ciddi sorun olabilecek ve biz oldukca sen baskan olmayacaksin diyen bir HDP var ve bu HDP safdisi birakilmak icin bütün dügmelere basiliyor. AKP-MHP isbirligi müsterek muhalifleri HDPyi safdisi etmek icin gibi. Yani HDPnin PKK yanlisi söylemleri ve tavirlari asla kabul edilemez ama demokratik yolla HDPnin varligi söz konusu. Bunu alavere dalaverelerle safdisi etmelerini hicbir demokrat ruh kabul edemez. Türkiye de darbe anayasasi degissin diye senelerdir yaziyoruz. AKP konuya sadece Baskanligin önünü acmak acisindan bakiyor. Bu ülkede baskanlik sistemi herseyi düzeltir anlayisina katilmiyoruz. Demokrasi Hakk Hukuk gelmeden tepeden inme bir baskanlik Türkiye ye SIFIR carpi SIFIR gelisme kazandirir.

  • Raşit Duran

    12.11.2016 12:06:48

    (3)Şimdi de iktidar partisi ile dördüncü sıradaki muhalefet partisi ittifak halinde(sanki milli irade bu iki partinin aldığı oylardan ibaret imiş gibi) ana muhalefey ile üçüncü sıradaki muhalefet partisini bypass ederek; Yeni Türkiye, Yeni Anayasa adı altında, Başkanlık sistemini resmen "dayatmaktalar." Zaten 7 Haziran'dan bugüne "tek,..tek.." söylemi devamlı tekrarlanmak suretiyle algı oluşturmaya çalışmaktadırlar. Önce tek parti olmazsa "kaos" olur sonra Başkanlık olmazsa "bölünürüz " dediler. Algı operasyonlarını korku ve baskı üzerine bina ederek maksad ve hedeflerini tahakkuk ettirmek istiyorlar. Demokrasi, adalet, hürriyet ve hukukun üstünlüğünden bahis yok. Sabah akşam Başkanlık. Bu kadar ısrarın, inadin, aciliyetin arkasındaki gerçek niyet ve maksadı bu ülkenin bir vatandaşı olarak cidden merak ediyor ve öğrenmek istiyorum. Her şeyi pervasızca yapabildikleri halde Başkanlığı, ülkeyi "daha iyi yönetmek" için istiyor olamazlar.

  • Raşit Duran

    12.11.2016 11:36:31

    (2) Demek oluyor ki, milleti "balık hafızalı" bir topluluk sanan iktidar mensupları, ne derlerse inanacak ne yaparlarsa alkışlayacağız. Tevekkeli boşuna dememişler "üç gün konuşurlar, dördüncü gün unuturlar" diye.Biz unutsak dediginiz gibi arşivler ve milletin ortak hafızası unutmaz. Makyavelist politikacılar değil dürüst ve samimi ve ehil siyasetçiler istiyoruz. Ve siyasilerin de öyle olmasını temenni ediyoruz. Hürriyet, meşveret, şahsı manevi asrında bu tarz siyaset "çağ dışı" kalmış oluyor, siyasilerin haberi olsun.

  • Raşit Duran

    12.11.2016 11:24:50

    (1)"insan nisyan ile maluldür" derler. Çok iddia ve çok ciddi vaadlerle iktidara gelen ve ortaksız ülkeyi 14 senedir yöneten siyasi kadronun, yanlış politikaları ile yaşadığımız sorunlar ortada olup inkarı mümkün mü? Elbette değil çünkü hepimiz bizzat yaşıyoruz. Böylesine red ve inkar politikaları ile ne dahilde ne hariçte sorunları çözemeyiz. AB hedefinin tahakkuku için hangi şartları yerine getirdik de şimdi AB yi suçluyor ona sitem ediyoruz. Hem bu ülkenin insanları AB standartlarında yaşamayı hak etmiyorlar mı? "Hedefimiz AB" deyip sonra da "umurumuzda değil " diye rest çekmek doğru bir siyaset midir? Buna milleti kandırmak denmez mi?

  • Ali Tam

    12.11.2016 04:47:36

    2111 senesinde toplam 1500 miladî ve 1545 kamerî sene tamamlanmis oluyor... Bu tarihte AB, Türkiye veya dünya olacak mi? Dolayisiyla bir tek insan hayatta olacak mi? Neyin mücadelesini veriyoruz? Ahseni takvim suretinde yaratilmis insani esfeli safilin e sürükleyecek unsurlarin varligi icin bu ne cirkin gayret be insanlik. Gidisat iyi degil bir U-Dönüsü sart! Risale-i Nur Külliyatinin rehberliginde vatanimizin sathini insanligin, medeniyetin ve fitratin doruguna tasimak olmali vizyonumuz, misyonumuz, hedefimiz, AB, NATO, BM hepsi teferruat.

  • Abdurrahman KOÇAK

    12.11.2016 00:12:20

    Siyasal İslamcıların ve Ulusalcıların ve ırkçıların demokrasi diye bir konu ajandalarında yoktur yada söylemden ibarettir.Bunun sonucu olarakda AB diye bir konu önemli değildir ancak kendilerine gerek olduğu zaman önemlidir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı