37. yılını da geride bıraktığımız halde, dayattığı darbe ürünü düzenden hâlâ kurtulamadığımız 12 Eylül’e siyasî cenahtan gelen ilk itiraz, ihtilalden ancak 5 yıl sonra seslendirilebilmişti.
Bu sesin sahibi merhum Demirel’di.
12 Eylül’ün silah zoruyla devirdiği ve diğer siyasî liderlerle birlikte siyasete devamını yasakladığı Demirel, cuntanın başı Kenan Evren’e karşı 1985 sonbaharında yaptığı cesur ve usturuplu çıkışla korku ve suskunluk duvarını yıkmıştı.
O güne kadar Demirel’in de, siyaset yasağı konulan diğer liderlerin de konuşması, beyanat vermesi, resimlerinin yayınlanması yasaktı. Demirel’in mesajları “Bir bilen” rumuzuyla yayınlanıyordu.
Demirel’in tarihî çıkışı, o dönemi bitiren süreci başlattı ve 6 Eylül 1987 referandumuyla da siyaset yasakları kalktı.
Bu sayede Ecevit, Erbakan ve Türkeş de partilerinin başına dönerek siyasete kaldıkları yerden devam imkânı buldular.
Demirel’le Köprü mülâkatlarına başlamamız, o çıkışla aynı tarihlere rastlıyor.
O günlerdeki bir görüşmemizde, gündem belirleyen ve ihtilal ufunetini dağıtıp hür siyasetin önünü aralayan o çıkış için Demirel şu değerlendirmeyi yapmıştı:
“Aşil’i topuğundan nihayet vurduk.”
Aşil, eski Yunanda tepeden tırnağa zırha büründüğü için mağlûp edilemeyen bir savaşçı figürü. Sadece topuğunda bir açık var ve uzun uğraşlardan sonra oradan vurularak bertaraf edilebilmiş.
12 Eylül rejimi de dayattığı darbe anayasası ve mevzuatı ile hem kendisini sıkı zırhların korumasına almış, hem de toplumu her yönden kuşatıp sindirerek ve korkutarak hegemonyasını kurmuş.
Ama Evren’in boşluklar içeren bir beyanı bu yapı için “Aşil’in topuğu” niteliği kazanmış ve Demirel oradan vurmuş.
O günden bugüne 32 yıl geçti. Ülkede seçimle işbaşına gelip de millî iradeyi sadece kendisine verilen oylarla tanımlayıp, devleti ve toplumu tek adam rejimine bağlamaya yönelen bir iktidar var.
Ama özellikle 20 Temmuz OHAL’iyle hız verilip yaygınlaştırılan demokrasi ve hukuk dışı adaletsiz uygulamalar, bu iktidar için “Aşil’in topuğu”na dönüşmüş durumda.
***
-Hukuksuz OHAL sürecinin ürettiği zulüm ve haksızlıklara payanda olanlar burada da, öbür tarafta da bu vebalin altından kalkamazlar.
-Diyanet’ten yeni bir rapor ve çağrı: Suçsuz kimselerin f.ö kapsamında cezalandırılmasından ve çok fazla mağduriyet oluşturmaktan kaçınılmalı.
-Resul Tosun (Star): Tehlike anayasanın darbeci ruhundan kaynaklanıyor. f.ö’yü bahane edip dindar kadroların tasfiye edilme endişesi gündemde.