Külliye açılışındaki “M. Kemal güzellemeleri”nin ziyadesiyle memnun ettiği Atatürkçülere, Demirel’in vaktiyle Köprü dergisinde yayınladığımız şu ifadelerini de hatırlatmakta fayda görüyoruz:
* Atatürk idaresini ihya etmeye kalktığınız takdirde, tek parti idaresini özlemekten başka yapabileceğiniz birşey yoktur.
* Cumhuriyetin ilk günlerinde, 1920’lerde, Bolşevik isyanının da başarıya ulaşması sonucunda, değişik fikir cereyanları dini ilerlemenin bağı, geri kalmanın da sebebi saymış, bu bizim entelektüelimize yerleşmiş; din düşmanlığı, dinsizlik, ilerlemenin şartı sayılmıştır.
* 1920’ler sonrasının devleti, millet için değildir. O günlerde millet devlet içindir.
* Ezanın Türkçeleştirilmesi, Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile birlikte medreselerin kapatılması, din eğitiminin hemen hemen ortadan kalkması, bilhassa laiklik tabirinin o günkü tatbikatıyla dinsizlik anlamında anlaşılması, halkta çok büyük tepkilere sebep olmuştur.
* Millet, inkılap vesaire diye dini üzerine bir baskı getirildiğini görünce devletine küsmüştür. Yunan istilasına karşı aktif mukavemet olarak İstiklâl Savaşı tepkisini gösterdikten sonra, zaferin akabinde kendi devletinin “Modernleştiriyoruz” diye din üzerine getirdiği baskılara da pasif mukavemetle tepki göstermiştir. Ve ikisini de kazanmıştır. Çok büyük mukavemet göstermiştir. Onun içindir ki, o gibi şeyler yürümemiş, bir yerde kalmıştır.
* 1930’lardaki durum bugün yok. Doğru olsaydı devam ederdi. Devam edememiştir.
* Atatürk ilke ve inkılapları zamanında gelmiş, devrini icra etmiştir.
* Açık rejim olsa ve inkılapların hangisi halka mal olmuş, hangisi mal olmamış, ortaya çıkabilse, bunlar mesele olmaktan çıkar. Herşey yerli yerine oturur. Mal olmuşsa olmuştur, olmamışsa olmamıştır; mesele biter.
* Din eğitimini dışında bırakan bir Tedrisat Kanunu varsa, doğru olmayan o. Tevhid-i Tedrisat Kanununa ters düşüyor diye din eğitiminden mi vazgeçilecek? Tevhid-i Tedrisat Kanunu bir semavî kitap değil ki. Şayet Kur’an Kursları veya din eğitimi bu kanuna ters düşüyorsa, yanlış olan din eğitimi değildir; Tevhid-i Tedrisat Kanunudur. Düzeltilmesi lâzımdır.
* Türkiye’nin Atatürk’ü kanunla korumaya ihtiyacı yok. Açık rejim herşeyi halleder. Tartışılamayan şey olmaz. Herşey tartışılacak. Herşeyin tartışılması da kimseyi incitmemeli.
Yarın devam edelim.
tweet: Demokrat misyonu 28 Şubat üzerinden yıpratmak isteyenler, o sürecin fitilinin ateşlenmesinde “dinci” siyasetin oynadığı rolü unutturamazlar.