"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Barla’dan bugüne

Kâzım GÜLEÇYÜZ
16 Kasım 2014, Pazar
Üstad Bediüzzaman’ın Barla’da eserleri telife başladığı ilk döneme dair şu sözleri, hizmetin o günkü serencamına ışık tutuyor:

“Cenab-ı Hak, benim gibi kalemsiz, yarım ümmî, diyar-ı gurbette, kimsesiz, ihtilâttan men edilmiş bir tarzda; kuvvetli, ciddî, samimî, gayyur, fedakâr ve kalemleri birer elmas kılınç olan kardeşleri bana muavin ihsan etti. Zaif ve âciz omuzuma çok ağır gelen vazife-i Kur’aniyeyi, o kuvvetli omuzlara bindirdi. Kemal-i kereminden, yükümü hafifleştirdi. O mübarek cemaat (...) bir tevafukat-ı gaybiye nevinden olarak, şevk ve sa’y ü gayret ve ciddiyette birbirine benzer bir surette esrar-ı Kur’aniyeyi ve envar-ı imaniyeyi etrafa neşretmeleri ve her yere eriştirmeleri ve şu zamanda—yani hurufat değişmiş, matbaa yok, herkes envar-ı imaniyeye muhtaç olduğu bir zamanda—ve fütur verecek ve şevki kıracak çok esbab varken, bunların fütursuz, kemal-i şevk ve gayretle bu hizmetleri, doğrudan doğruya bir keramet-i Kur’aniye ve zâhir bir inayet-i İlahiyedir.” (Mektubat, s.) 
Ve Zekâi isimli bir saff-ı evvel Nur talebesinin gayri münteşir Barla mektupları arasındaki şu satırları, bu manalara tam karşılık geliyor:
“Ne zaman şu zamanın cereyan-ı hüznüne, müthiş hadisatına baksak yeise, zaafa düşmek değil; en hasta kardeşimizin kalbinde ulvî bir gaye, ruhunda dinsizliğe, dalâlete diş bileyen bir arslan ruhunun mevcudiyetini hissediyoruz. 
“Hem bizler her cihette maddî kuvvetten mahrum iken bize bu tükenmez şecaatı, sa’y ü gayreti veren, şu zamanın her adımında dalâlet zehiri saçan terakkiyat-ı vahşiyanesine karşı bizim kalb-i mecruhumuza şifa serumlarını gününe lâyık bir tarzda ihsan eden, yetiştiren ve şu devre-i zulümatın pençe-i rezaletinden, âlâm-ı me’yusanesinden bizleri âzade kılan, ruhen, kalben, manen bize ışık, ümit ve nur saçan ilhamların, kuvvetlerin madeni, menbaı nedir ve nerededir?  Şüphe yoktur ki evet, tarîk-ı hak ve hakikat bize cür’et ve tükenmez şecaatı bahşediyor. Bizim kalb-i mecruhumuza şifa serumlarını yapan tarîk-ı hakkın ait olduğu kudret-i ezeliyenin sahibi bulunan Hâlık-ı Kâinattır. Şu devre-i zulümatın girdab-ı zulmetinden bizi âzade kılan, bize ışık ve nur saçan kitab-ı semaviyedir. Bizler o mukaddes kitabın hâdimi, o mukaddes kitap bizim muhafız ve müdafiimizdir. Evet, bizlere bu hizmet-i kudsiyede, bu hakaik yolunda ölmek vesile-i necat ve saadettir emelini taşıyoruz.

Nur hizmeti bu manalarla yola çıktı, bugünlere böyle geldi ve inşaallah öyle devam edecek.

tweet 1- Dr. Ümit Kardaş: Said Nursî devletin kutsanması veya ele geçirilmesi gereken bir yapı değil, bir hizmet aracı olduğunu belirtmiştir.

tweet 2- Dr. Ümit Kardaş: Said Nursî devleti ele geçirmenin ve toplumu tepeden İslamîleştirmenin mümkün olmadığını belirtmiştir.

Okunma Sayısı: 2184
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı