"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman modeli

Kâzım GÜLEÇYÜZ
16 Ocak 2015, Cuma
Türkiye Bediüzzaman Said Nursî’nin yaşadığı, eserlerini yazdığı, iman hizmetini başlatıp kökleştirdiği ve Nur talebelerini yetiştirdiği ülke olması hasebiyle çok şanslı.

Onun fikirlerinin millete mal olması sayesindedir ki Türkiye, ihtilâlci tek parti zihniyetinin onca hoyratlığına rağmen, iç savaş ve çatışmalarla kanın gövdeyi götürdüğü bir ülke haline gelmedi; ama yumuşak ve barışçı bir geçiş sürecinde yanlışları tedricen düzeltme yoluna girdi. 28 Şubat’a rağmen bu yol yine açık.

Bediüzzaman’ın din adına iktidar kavgasına girmekten ve silahlı mücadeleden kaçınma noktasındaki ısrarının çok önemli gerekçeleri vardı. Bunlardan biri, hak namına yola çıkıldığı halde dehşetli haksızlık ve zulümlere sebebiyet verilebileceği gerçeği idi. Ve bunu Afyon mektuplarından birinde şöyle açıklıyordu :

“(Mealen) Ehl-i hak, hakkını kuvvet kullanarak müdafaa etse, ya o da şiddetli zulümler irtikâb edecek veya mağlûp olacak. Çünkü mücadele ettiği taraf, bir-iki kişinin hatasıyla yirmi-otuz kişiyi vurur, perişan eder. Eğer ehl-i hak, hak ve adalet uğruna sadece orayı vursa, otuz zayiata mukabil yalnız biri kazanır, mağlûp durumunda kalır. Buna karşılık, misliyle mukabele etmeye kalksa, hak namına dehşetli bir haksızlık etmiş olur.” (Şualar, s. 464)

Halbuki Kur’an’a göre bir kişinin hatası veya zulmüyle başkası sorumlu olmaz. Bir gemide dokuz cani, bir masum bulunsa, canileri cezalandırma adına o gemi batırılamaz. Bir masumun hakkı, yüz cani için feda edilmez.

Bediüzzaman bu gerçeklerden hareketle hizmet stratejisini belirledi. Hiçbir zaman ve hiçbir şekilde tevessül etmediği silahlı hareketleri tasvip de etmedi. Cumhuriyetin ilk yıllarında “Din elden gidiyor” diye ayaklanma planı yapanları teşebbüslerinden vazgeçmeye çağırdı.

Bu itibarla, Türkiye çarpık ve despot laiklik uygulamalarına rağmen din ekseninde kanlı çatışmalara sahne olmadıysa, bunu en başta Bediüzzaman’ın ortaya koyup millete mal ettiği bu müsbet ve yapıcı tavra borçlu.

Cezayir, Suriye, Irak, İran, Mısır, Afganistan gibi İslâm ülkeleri ise, bu temel ölçü ve prensiplerden haberdar olmayışlarının, daha başka bir ifadeyle Bediüzzaman’ı ve hizmet modelini tanımayışlarının sıkıntısını yaşıyorlar.

İslam âlemi bu çıkmazdan Usame bin Ladin anlayışıyla değil, ancak Bediüzzaman modeliyle çıkabilir (Bu yazı yaklaşık 13.5 yıl önce 22.9.01 tarihli Asya gazetesinde yayınlandı).

Okunma Sayısı: 2630
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Fahri

    20.1.2015 22:57:35

    Düştüğü batakliktan kurtulmak istese insan model bulma kismi bence en kolayı. Problem yine Üstadın risalelerdeki ifadesiyle bataklığa düştüğünden haberi yok ve oradaki pisliği de yüzüne gözüne sürüyor başından aşağı döküyor. Bilemiyorum aceba TOPUZ mu gerek Ayıktırmak için

  • CEMAL ÖZKAYA

    16.1.2015 13:00:36

    boşa uğraşıyorsunuz. bu dediklerinizi yeni asya tarzı risale okuyanlardan başkası ya kabul etmiyor, ya işine gelmiyor, ya anlamıyor, ya bilmiyor bilmediğinide bilmiyor.

  • MEHMET

    16.1.2015 09:31:12

    buna ek olarak risalei nur cemaatleri arasına nifak sokuldu.Aynı kaynağı okuyup tamamen zıt işler yapanlar var.bunun sebebi olarak 20. ve 21. lem a nın okunmaması veya okunup uygulanmaması bariz bir şekilde görülüyor.öte taraftan bu ihlas düstürlarını diğer islami gruplara nur cemaatlerinin ihraç edememeleri çok büyük bir vebal.

  • abuzer

    16.1.2015 09:24:55

    üstadı gündeme getirdiğiniz ve dikkatleri o tarafa çektiğinizden dolayı tebrikler. devamı dileriz

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı