"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Beş yıl sonra

Kâzım GÜLEÇYÜZ
28 Kasım 2019, Perşembe
Zaman hızla akarken, dershaneler kriziyle uç verip 17-25 Aralık operasyonlarıyla tırmanan ve 15-20 Temmuz’la “pik” yapan süreç beş yılını dolduruyor.

Temelinin Ağustos-2004 MGK’sıyla atıldığı çok sonradan ortaya çıkan süreç başlamadan önceki tabloyu hatırlayacak olursak:

AKP iktidarı ve Gülen hareketi adeta bütünleşmiş gibi. Hemen her alanda “cemaat” ön planda. AKP’yi yoğun şekilde destekleyen bir cemaat medyası. 2010 referandumu öncesinde “Mümkün olsa mezardakileri bile çıkarıp kabul oyu kullandıralım” söylemleri.

Sonra evvelâ MİT krizi, ardından diğerleri.

15-20 Temmuz sürecinde “terör örgütü” ilâvesiyle daha da şiddetlendirilecek olan “paralel devlet yapılanması” suçlamaları...

“Ne istedilerse verdik” sözünün yerini “Ne verdinizse hepsini geri alın” emrinin alması.

Ve cemaat bağlantılı ne varsa tamamının darma dağın edilmesi. Gazete, TV, radyo, ajans, dağıtım şirketi, üniversite, okul, yardım derneği, şirket, dernek, vakıf, sendika...

Sonra bunlarla bir şekilde bağlantısı olan herkesin peşine düşülmesi. Bilhassa 15 Temmuz’la birlikte yargı, ordu, emniyet, bakanlıklar, üniversiteler başta olmak üzere kamu kurumlarında geniş tasfiyelere girişilmesi.

Bunlarla yetinilmeyip 80’lik yaşlıların, ağır hastaların, hamile veya yeni doğum yapmış kadınların da dahil olduğu yüz binlerce insanın “terör örgütü üyeliği” ile itham edilmesi.

Darbeyle hiçbir ilgisi olmayan insanların “darbecilik”le suçlananlarla bir tutulması.

Birinci ağızdan sâdır olan “İnlerine girdik; acırsak acınacak hale geliriz; kurnazlar kaçtı, aklı yetmeyenler kaldı” sözleri eşliğinde...

Bu süreçte en fazla ezilenler, hem “aklı yetmeyenler” diye aşağılanıp, hem de insafsız bir şekilde bütün hak ve hürriyetleri gasp edilerek tüm hayatları alt üst edilenler oldu.

Bunlar olup biterken Gülen ve kurmayları ise ABD’den “izleme” konumunda kaldılar.

15 Temmuz’un planlayıcı ve organizatörü olmakla suçlanan Gülen, iddiaların uluslar arası bir komisyon tarafından araştırılmasını talep etmenin ötesinde birşey yap(a)madı.

Oysa neticesi ne olursa olsun Türkiye’ye gelerek yargı önüne çıkmayı göze alabilmiş olsaydı, süreç çok daha farklı gelişebilirdi.

Bunu yap(a)madı veya yaptırılmadı.

Olan, ne yazık ki masumlara oldu...

Okunma Sayısı: 5694
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdulkadir Turan

    28.11.2019 18:03:16

    Art arda gelişen olaylar;birer silsile gibi devam edip gidiyor.Geçmişte ve aktüel olarak yaşanan gelişmeler;toplum nezdinde değişik tepkilere neden oldu.Ülke çok zor badirelerden geçti.Yıkım yaşadı.Şimdi yaralar sarılmaya başlandı gibi.Rabbim encamımızı hayır eylesin.

  • Mürsel

    28.11.2019 14:59:15

    En büyük yarayı nur talebeleri aldı maalesef.

  • Müslüm

    28.11.2019 04:19:22

    laf çok icraat yok.. sağır sultan duydu mağduriyetleri. sabır içinde şükre devam. mahkeme-i kübra olacak el hak. kulların değil Allah ın rahmeti ve adaleti tecelli edecek.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı