Bunlardan birinde, toplumun siyasette yeni bir arayış içerisinde olmadığını, onun için de doğruları anlatarak sabır ve sebatla beklemekten başka yapılabilecek birşey bulunmadığını söylemişti.

Ancak yine aynı toplumun bir zaman geçtikten sonra yöneticilerden “bıktığını” da ilave etmişti.

Kendi tecrübelerinden de yola çıkarak halkın hissiyat ve psikolojisini doğru okuyan bir yaklaşımın ifadesiydi bu değerlendirmeler.

Türkiye’de siyasetin bugün geldiği nokta, Demirel’in üç sene kadar önce ifade ettiği hususları doğrulayıp teyid eden işaretler taşıyor.

İktidardan ve başındaki isimden “bıkkınlık”  alâmetleri zuhur etti ve hızla artıp yaygınlaşıyor. Reisin tek adam olma yolunda yaptıkları ve buna çanak tutan etrafındakilerin, itiraz eden veya ayak uyduramayan AKP’lileri dahi hışımla hedefe koyarak estirdikleri terör, bu halet-i ruhiyenin şimdilik çok açığa vurulmayan bir tepkiye dönüşmesine yol açtı.

Böylece, başından beri dışlanan muhalefet kesimlerindeki tepki iktidar çevrelerinin içinde de paylaşılmaya başlandı ve bu durum çıkış yolu arayışlarını beraberinde getiriyor.

Arınç’ın son çıkışı, evvelce Reisle doğrudan karşı karşıya gelmeyi göze alamayan tutuk tavrın nihayet aşılmaya başlandığını gösteriyor.

Muhalefet cenahında bilhassa MHP’de patlak veren tartışma da giderek güçlenen bir arayışın yansıması.

Parti yönetimiyle muhaliflerin en önemli ayrışma noktası, iktidara bakışta kendisini gösteriyor. Bahçeli terör-dış politika üzerinden iktidara destek çizgisine kayarken, muhalifler buna karşı çıkıyor. Özellikle Akşener’in başını çektiği hareketin, tabanda ve Anadolu’da farklı bir rüzgâr estirdiği ve hatırı sayılır ölçüde mâkes bulduğu ifade ediliyor.

Muhaliflerin olağanüstü 19 Haziran kongresinden çıkan netice de bu gözlem ve tesbiti doğrular nitelikte.

MHP’deki bu hareketlenme, AKP’deki kıpırdanmalar ve HDP içinde patlak veren tartışmalar siyaseti kısa zamanda bugünkünden çok daha farklı bir şekle çevirebilir. Dokunulmazlık dosyalarının açılıp işleme konulması bu süreci daha da hızlandırabilir.

Peki, tam bu noktada, yıllardır nadasta beklemekte olan demokrat misyon kadroları ne âlemde; toparlanmak için daha ne duruyorlar?

Ahlakî sapmalara ve marjinal tahriklere dayalı “özgürlük” ve protesto eylemleri, AKP’nin ekmeğine yağ sürmekten başka hiçbir sonuç doğurmaz.

Bilhassa 28 Şubat günlerinde iyice çığırından çıkarılmış olan 10. yıl marşı sorunu yasakla değil, akıl, sağduyu, hikmet ve itidalle çözülür.

Periscope yayınımızda İslamköy ve Demirel - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/video/islamkoy-ve-demirel_401038 … @yeniasya aracılığıyla