"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir annenin Bylock feryadı

Kâzım GÜLEÇYÜZ
25 Mart 2017, Cumartesi
Aşağıdaki mesaj da 7 aydır kızından ayrı olan yüreği yanık acılı bir anneye ait:

Benim kızım iki yıllık polis memuru iken, hiç yüklemediği ve kullanmadığı bylock’tan 7 aydan beri tutuklu. Hâlâ iddianame filan hiçbir şey yok. Biz ne yaptık bilmiyorum. 

Bizim oyumuzla gelip bize bu zulmü yapanları Allah’a havale ediyorum. Bir anne olarak 7 aydır yaşıyor muyuz bilmiyorum. 

Benim kızım öyle vicdanlı bir insan ki; her zaman yardıma muhtaç olanlara yardım ederdi. Vatanına, devletine hiçbir zaman ihanet etmedi. Böyle bir insan nasıl zarar verebilir; sizlere soruyorum. 

Ama Rabbim herşeyi biliyor. 

Tek sevincimiz; kızım ve beraberindekiler sürekli dua ve ibadet halindeler. Ben de her gittiğimde “Yavrum, Allah bize yeter” diye teselli etmeye çalışıyorum. 

Rabbim bizlere ve içeridekilere sabır versin, bu imtihanı hayırlısıyla geçebilmeyi hepimize nasip etsin inşaallah. 

Ama içim yanıyor, her hafta Ankara’dan Çorum’a kızımı yarım saat görebilmek için gidiyorum. Kış demedim yaz demedim, gittim. Kaç kere otobüste kaza geçirdik, ama yine de gittim. Çok çok üzülüyorum. Emeklerine yanıyorum. 

Bu arada ihraç da ettiler. 

Ne zorluklarla okuttum. Daha dünkü çocuk benim yavrum. Ama her yerde söylüyorum, adliyede de söyledim: “Biz kızımızla iftihar ediyoruz.” Benim kızım namussuzluk ve hırsızlık yapmadı, adam öldürmedi, her zaman hakkın ve doğrunun yanında oldu. Onu tanıyan herkes, müdürler ve eşleri “Allah sizden razı olsun, ne kadar mükemmel evlat yetiştirmişsiniz” diye teşekkür ettiler. 

Biz ailece bunlara oy veren insanlarız, ama onlardan hiçbir çıkarımız olmadı, olamaz da. Artık tek bir oyumu da helal etmiyorum. Sebep olanların inşaallah ahirette iki yakalarından tutacağız. 

Allah’a hep şükrediyorum. İyi ki ahiret var, iyi ki Rabbim bize Kur’an-ı Kerimi göndermiş. Allah sizden ve sizin gibi düşünenlerden razı olsun. Sessiz çığlıklarımızı sadece siz duyuruyorsunuz. 

Bu arada daha niceleri var. Cezaevlerine bir gitseniz... Ben kendi yavrumu unutuyorum onlara ağlamaktan. Meselâ bir bayan aldılar, bir buçuk ay oldu. Yüzde 45 engelli, çok hastalandı; ailesi ve avukat gidip savcıyla görüştüler, hasta olduğunu anlattılar. Savcı “Ben doktor değilim, boşuna anlatmayın” diye geri gönderdi...

“Bir kimse bir mü’mine iftira ederse, yaptığı iftiranın cezasını çekmeden Allahü Teâlâ onu koyduğu Cehennemden çıkarmaz...”

Hadis-i şerif: İmam-ı Rabbanî: İftirada yalan söylemek vardır ki yalan her dinde haramdır. İftirada bir mü’mini incitmek de vardır ki bu da başkaca haramdır.

 

Yine İmam-ı Rabbanî’nin çok önemli uyarısı:  İftira etmek yeryüzünde fesat çıkarmaya, ortalığı karıştırmaya sebep olur ki, bu da haramdır.

Okunma Sayısı: 13741
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Necati Alca

    26.3.2017 14:32:28

    Yasasin Zalimler icin cehennem Yasasin magdurlar icin cennet

  • Ahmet

    25.3.2017 20:21:35

    Yeni Asya bu büyük sınavı başarıyla geçmiştir. Korkusuzca ve kimseye boyun eğmeden. Allah kaleminizi güçlü kılsın. Allah yardımcınız olsun

  • İbrahim er

    25.3.2017 18:24:10

    Acil cevap istirham ediyorum şerh gerekli ise yorumumda onuda yazın

  • İbrahim er

    25.3.2017 18:22:17

    Ben her sabah işe gitmeden elimde bu gazeteyi dağıtayım siz benim yorumumu yayınlamayın ama ne olduğu belli olmayan(!) Kisilerinkini yayinlayin neden acil cevap bekliyorum

  • Özcan Erkiş

    25.3.2017 17:27:57

    (4) Yazınızdaki annenin bahsettiği cezaevindeki %45 hem engelli hem hasta hem hanım olan bir mağdura, savcının muamelesi karşısında söyleyecek söz bulamıyorum. Vicdani körelmenin boyutlarına bakar mısınız? Şefkat kahramanı olan üstelik engelli bir kadına karşı âdil, cesur ve vicdanı hür olması gereken savcının merhametle yaklaşması tarafsız ve bağımsızlığina gölge mi düşürür dü? Savcının doktor olmadığını herkes biliyor. Bulunduğu yerde hiç mi doktor yokmuş. Hem "boşuna anlatmayın!" ne demek? Bunun Türkçesi: Artık Türkiye'de adaletle birlikte şefkat ve merhamet, vicdan hürriyeti ve vicdani duyarlılık" OHAL ile birlikte "yasaktır"! Zulümlü mağduriyet sürecinin makbul delilleri: Makul şüphe, ihbar mektubu, itiraf adı altında iftira ve Yeni Asya'da Mustafa Özbek beyin yazısında belirttiği gibi, dünya üzerinde 500 milyon aktif kullanıcısı olan bir haberleşme uygulaması olan Bylock. Suç ise çok önceden belirlenmiş. Bakanlar Kurulu Kararı ile "terör örgütü" ilan edilen "örgüte üyelik!"

  • Mustafa

    25.3.2017 16:29:11

    Devletten maaş alan bir kişi neden vatana millete ihanet etsin ki. Bu kadar sacma bir iddia olamaz.

  • Adalet

    25.3.2017 14:08:52

    Allah razı olsun. Yeni Asya da adalet timsali yazarlari okuyunca "çok şükür hakkı hukuku savunan insanlar kalmış" diyoruz şu ülkede. Bence şu anne gibi diğer binlerce annenin ahını alan iki cihanda da iflah olmayacaktır. Çocuğu üzerindeki şefkati, merhameti ve daha nice sıkıntıları ile cennet ayağının altına geliyorsa, o çocuğuna yapılan zulüm ve haksızlık dolayısıyla da zalimleri cehenneme gönderecektir.

  • Özcan Erkiş

    25.3.2017 12:52:42

    (3) Bir müslüman, "dindar" bir iktidar zamanında, mağdur olan kardeşleri için, "ağaç kökü yesinler!" diyebilecek seviyeye düşmüş ise, anne-babaların feryadını duyar mı? Onları bu hâle getirenlere yazıklar olsun! OHAL ve KHK'lar ile zulme adalet külahını geçirdiler ve hukukun üstünlüğünü, "üstünlerin hukukuna" çevirdiler. Tek adamlık sistemi de "koruyucu bir sera" vazifesi görecek, kendileri ve hukuksuz fiilleri için "hesap verilmesi ve sorulması imkansız " hâle geleceklerdir. Tabiki bu onların hesabı. Ya Allah'ın hesabı? Kulun hesabı şaşar ama Allah'ın hesabı katiyen şaşmaz. Hem mühlet verir, ihmâl etmez.....

  • Mağdur

    25.3.2017 12:39:14

    Kazım Bey. Siz ve Yeni Asya gazeteniz de olmasa 15 temmuz darbesi bahane edilerek yüz bin civarında mağdur ve mazlumun sesini, sessiz çığlığını dile getiren yok. Milletin gözüne perde inmiş, millet olanları göremiyor, görmek ve duymak istemiyor. Hani deniliyor ya Allah razı olduktan sonra, kalabalıklar takdir etmese bile ne önemi var. Ama bizlerin içi açıyor. Lutfen bu olanlari dile getirmeye devam edin. Allah sizden razı olsun.

  • Özcan Erkiş

    25.3.2017 12:29:39

    (2) "Toplu Açılış Töreni" adı altında ve cumhurun başkanının da iktidar partisi lehinde, devletin bütün imkânlarını kullanarak yaptıkları referandum mitingleri aynı söylem ve sloganlarla, gerilim düşürülmeden devam etmektedir. Dış dünyaya ve bilhassa AB yönelik "hesap verecekler!" tarzında, içeriye kriz-kaos endişesiyle korku salmak şeklindeki söylemlerle "evet" oylarını arttırmak istiyorlar. Meselâ, Başbakan Burdur'da " Bu Anayasa ile eğer devam edersek (yâni 'evet' çıkmazsa- öe) (terörü kastederek) kayıplarımız artacak!" diyor. Çok yazık! Meselâ bir vatandaş olarak bunu ben bir tehdit olarak algılıyorum. 15 yıldır tek başına iktidarda olan bir gücü, terörle mücadelede elini kolunu bağlayan mı var? Hem referandum ve terörle mücadelenin ilgisi nedir ki vatandaşı iki de bir bununla tehdit edip korkutuyorlar? "Hayır"çıkarsa, iktidar "terörle mücadeleyi bırakırım ha!" mı demek istiyor? El insaf! Kampanya değil, millete "zılgıt çekme" seansları sanki!..

  • Yazıklar Olsun !

    25.3.2017 11:57:08

    Ayıptır günahtır, %45 engelliyi içeri almak ne demek...!

  • Özcan Erkiş

    25.3.2017 11:50:37

    (1) Sayın Güleçyüz, size gelen mesaj ve mektuplardan da anlıyoruz ki, "mağdur edebiyatı" ve "dindar" görüntü ve söylemlerle iktidara gelen siyasal İslâmcı kadro, iktidarının "ustalık" dönemi olan 15'nci yılında akıl almaz, vicdan kabul etmez hukuksuz zulümlere imza atmaktadırlar. Vicdanlar nasırlaşmış olmalı ki zulüm karşısında ciddi bir tepki görülmemektedir. Yeni Asya da olmasa, zannedeceğiz ki ülkede herşey "güllük-gülistanlık." Peki bu zulmü insanlara niçin yapıyorlar? Bunun ciddi bir sebebi ve arka planının olduğuna inanıyorum. Tıpkı şu anda dahilde ve hariçte yaptıkları kavga gibi. Referandum kampanyasında kullanılan iki temel argüman:Birincisi, AB üzerinden, toptancı bir zihniyetle yapılan hem mânâsız hem zararlı Avrupa düşmanlığı, ikincisi de, "PKK-Kandil Hayır diyor!" söylemi. Acaba her iki argüman da referandumda "evet" çıkması için mi tasarlandı ? Yoksa PKK teröründe binlerce evladını şehit vermiş bu ülkenin insanı niye PKK'nın eli kanlı katillerinin dediğini yapsın?

  • İbrahim er

    25.3.2017 11:47:17

    Haksızlıklar zulümler yazıyor adalet demokrasi haykiriyor ama hala bu gazeteye sahip cikilmiyor.beser zulmediyor kader ise adalet.kisacasi kaç mağdurum diyen bu gönül nesriyatina sahip çıkıyor? Maalesef.

  • breyhan

    25.3.2017 09:38:34

    Allah sizden razı olsun Kazım Bey.Sesimiz oldunuz.İnanin öyle çok mağdur varki...Benim eşim de bylock yüzünden tutuklu.Telefonunu incelemeye aldılar.Sonuç gelmeden ihrac ettiler.15 yıldır her seçimde oy verdiğimiz parti bize oylarımizla zulmediyor.Bizim ne 17/25 Aralık öncesi ne de sonrası fetö ile hiç bir alakamız,iltisakımız, irtibatımız asla olmadı.Eşimin başına gelenler herkesi şoke etti.Bu iftiradan nasıl kurtulacağımızı bilmiyoruz.Ben 7 aylık hamileyim.9 yaşındaki oğlum hergün ağlıyor.Psikolojimiz bozuldu.Maddi manevi tükendik.Olmayan bir şeyi nasıl ispatlayacağız.Her hafta Yalova'dan Kandıra ya gidemiyoruz.Bu zulüm ne zaman bitecek.Adalet istiyorum.Hukuk istiyorum.Yol köprü değil.Secimlere kilitlenmiş durumda olan hükümetimizin sesimizi duyması için ne yapalım bilmiyorum.Geç gelen adalet adalet değildir.

  • ahmat

    25.3.2017 09:04:40

    Allaha havale

  • Omer

    25.3.2017 04:28:10

    Delikanli adamlar varmış!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı