"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bozdağ’ın çağrısı

Kâzım GÜLEÇYÜZ
21 Haziran 2017, Çarşamba
Üslûp ve tarzını Ahmet Taşgetiren’in de “sorun çözücü” olarak görmediği Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, f.ö’nün, üyelerini rüyalarla uyuttuğunu ve aldattığını iddia ederek şöyle demiş:

“Ailelere sesleniyorum, çocuklarınıza sahip çıkın. Cezaevindekilere sesleniyorum, oyuna gelmeyin, bu örgütün sizleri hipnotize etmesine izin vermeyin. Bildiklerinizi paylaşın.”

Evvelâ, Bakanın esas odaklanması gereken konu, bundan çok daha önce şu olmalı:

“Örgüt üyesi” diye içeri tıkılan anneler, genç kızlar, yaşlılar... gerçekten terörist ve darbeci mi?! Hedefe konulup darbecilik ve silahlı terörle suçlanan örgüte atfedilen suçların, cemaat tabanındakilere de teşmil edilmesi suç ve cezanın şahsîliği prensibiyle bağdaşır mı?

Bunu bir kez daha ifade ettikten ve sorduktan sonra Bakanın iddia ve çağrısına geçelim:

Eğer bazıları için gerçekten dediğiniz gibi birşey varsa, bu durumdakilerin rüyalarla hipnotize edilmesini ve aldatılmasını önlemenin yolu, özellikle masumiyetleri çok belli ve aşikâr olanları bir an önce tahliye etmektir.

Hipnotize aracı olarak kullanıldığı iddia edilen o rüyalarda “Serbest bırakılacaksınız” mesajları veriliyor diye, onları hukuksuz şekilde hâlâ içeride tutmaya devam etmek değil.

Bu insanların haksız tutukluluğunu inat ve ısrarla sürdürerek neyi amaçlıyorsunuz?!

“Bildiklerinizi paylaşın” sözüyle açığa vurduğunuz üzere itirafçı olmaya zorlamayı mı?

Zaten mağdur edilen masum insanlara, bir de başkalarına iftira suçu işlemeleri için baskı yapmak hukuk ve ahlâkın neresinde var?

Bir diğer nokta; eğer rüya ile hipnotize edilmelerini ve uyutulmalarını önlemek gibi bir niyetiniz varsa, zulmettiğiniz insanlara böyle afakî çağrılar yaparak bunu sağlayamazsınız.

Hele başından beri “Rüya ile amel edilmez” anlayışında olan ve yayınlarında bu tarz şeylere asla yer vermeyen Yeni Asya’nın tutuklulara erişmesini engelleyerek hiç sağlayamazsınız.

Yeni Asya ölçülü ve dengeli muhtevası ile onlara ulaşsın ki, okuyarak hem moral bulup kendilerine gelsinler; hem de duruş ve konumlarını gözden geçirerek, bu sıkıntılar için kadere fetva verdiren birtakım yanlışları görsünler ve düzeltsinler. Gazetemiz bunu sağlar.

Yeni Asya’yı uyduruk bahanelerle engellemek suretiyle hem kanunu ihlal ediyor, hem de böyle bir hayırlı neticeye mani oluyorsunuz.

***

Kadir gecesinin arefesinde de dualarımız, hak ve özgürlükleri gasp edilen tüm masumların bir an önce sevdiklerine kavuşmaları için.

 

Teröristlere gösterilen şefkatin, terörist iftirasına maruz kalıp zindanda tutulmaya devam edilen masumlardan esirgenmesi ne yaman çelişki!

 

DGM’ler gibi çalışan Ağır Ceza Mahkemeleri - http://www.yeniasya.com.tr/video/dgm-ler-gibi-calisan-agir-ceza-mahkemeleri_435729

Okunma Sayısı: 9037
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan ERKİŞ

    21.6.2017 16:54:26

    (5) "AB, Demokrasi" deyip yola çıkan Siyasal İslamcı iktidarın,15'nci yılında en çok ihtiyaç duyulan şeylerin de demokrasi, adalet ve hürriyet olması gidişatın hatalı olduğunu göstermektedir. AP Raportörü raporunda "Türkiye ile müzakereler gecikmeden askıya alınsın!" demiş.(Gazeteport,21.6) Gerekçeler, idam, OHAL, insan hakları ve basın hürriyeti ihlali, 16 Nisan referandum sonuçlarına ilişkin ciddi şüpheler v.s. Demokratik hukuk devleti olmadığı, rapor lisanıyla söyleniyor. Fakat iktidar cenahı, "Ankara Kriterini" kendi iktidarlarının devamı için daha "kullanışlı" gördüklerinden AB ve AP'den gelen ikazlara, mağdur feryadına kulaklarını tıkadıkları gibi tıkamaktadırlar. Partili CB'nın Adalet Yürüyüşü için "PKK, HDP, F-ö'yle el ele kol kola!" demesiyle (Diken,21.6) müfrit Kemalist'in "milli bir yürüyüş değil..HDP ve F-ö'nün talepleri dile getirilmektedir!" söylemi birlikte mütalaa edilince, bu vahim gidişatta neden inat ve ısrar edildiği daha iyi anlaşılır, diye düşünüyorum vesselam.

  • Özcan ERKİŞ

    21.6.2017 16:05:38

    (4) Bir ülkenin Adalet Bakanı, o ülkede adaletin zamanında tecelli ve tahakkuku için gayret göstermesi gerekirken, yargının yaptığı hukuksuz ve keyfi işleri alkışlarcasına, yargıya toz kondurmaması, adında "adalet" olan bir parti iktidarında ve o iktidarın Adalet Bakanı olarak tarihe geçmiş ibretlik bir vakıadır. Bir de Bakanın mağdur olmuş ve zulme uğramış insanlara "Bildiklerinizi paylaşın!" çağrısı var ki emsali ancak Muhaberat Devletlerinde bulunur. Demokratik Hukuk Devletinde bir Bakan, vatandaşı "ispiyonculuğa" yahut itiraf adı altında "iftira" atmaya davet edemez.Çünkü masum bir şahıs hakkında, asılsız ihbar, iftira, yalan beyan, mektup v.s. "adaleti yanıltmakla" ve adaletsizliğe, mağduriyet ve zulme sebep olmakla cürümdür, suçtur. Ve kanun önünde aile reisinden devlet reisine kadar herkes müsavi ve eşittir.

  • Özcan ERKİŞ

    21.6.2017 15:46:42

    (3) İdeoloji olarak taban tabana zıtların bile, yargıya toz kondurmamak ve hukuksuz işlerini adeta alkışlamak adına "menfaat ortaklığı" yaptığını esefle müşahede ediyoruz. Mesela, müfrit bir Kemalist "Türk yargısı son 50 yılın altın devrini yaşıyor!" demiş. (Birgün, 21.06) Peki yargıya "altın yılını" yaşatan olay nedir? Kendi siyaset ve ideolojisine muhalif ve muarız olan insanların yaşadığı mağduriyet ve zulüm mü? Yargının haksız, hukuksuz ve keyfi uygulamalarını böyle akıl, mantık, muhakeme ve vicdandan uzak alkışlamak nasıl mümkün olabilir? Birgün'ün "Vatan Partisi'nde Adalet Yürüyüşü istifası" başlıklı bugünkü haberinde aynı müfrit şahıs, "adalet yürüyüşü" için "milli bir yürüyüş değil" dedikten sonra adalet için yürüyenleri "HDP ve f-ö'nün talepleri dile getirilmektedir!" diye itham ediyor. Zıtlar bile söz konusu "menfaat" olunca nasıl da hemencecik yan yana gelebiliyorlar değil mi? İktidar da 16 Nisan'da "hayır" diyecekleri "teröre destek vermekle" suçlanmıştı.

  • alim

    21.6.2017 15:35:30

    Kadir gecesinin arefesinde de dualarımız, hak ve özgürlükleri gasp edilen tüm masumların bir an önce sevdiklerine kavuşmaları için. Teröristlere gösterilen şefkatin, terörist iftirasına maruz kalıp zindanda tutulmaya devam edilen masumlardan esirgenmesi ne yaman çelişki! ALLAH IN DA BI HESABI VAR.

  • Özcan ERKİŞ

    21.6.2017 15:18:41

    (2) Bu süreç bize, yargının,sadece yapısal ve mevzuattan kaynaklanan sorunları olmadığını, buna ilaveten erdem (fazilet ki,'imanlı fazileti' kastediyoruz-ÖE) ve ahlakilik ilkesinin de ciddi bir yargı meselesi ve sorunun olduğunu göstermiştir. Erdem ve ahlakilik ilkesinden tecrit edilerek, yargının salt, sırf "bağımsız ve tarafsız" olması gösterdi ki, adaleti tahakkuk ve tecelli ettirmekte yeterli değil. Yargının mutlaka tarafsız ve bağımsız olmasıyla beraber, adil ve cesur, hür, erdemli ve etik (ahlaki) değerlere de bağlı olması iktiza etmesi lüzumunu anlıyoruz. Yoksa "dosyaya ehemmiyet vermeyen" bir yargı neyi yargılamasını yapacak ki? İktidar gibi yargının da söylem(üslup) ve eylem (icraat) sorunu vardır.

  • Özcan ERKİŞ

    21.6.2017 15:06:02

    Sayın Güleçyüz, 16 Nisan referandum sonrası "uçuşa" geçecek olan ve her işin sükunet ve suhuletle halledileceği bir Türkiye'den tek gündemi "adalet" olan bir Türkiye'ye geldik. İktidarın kendisi, taraftarları ve yanlıları Yargının yanlış gidişatına rağmen maalesef Yargıya "toz kondurmuyor" ve herkesin "adalet" istediği ve beklediği bu hukuksuz süreçte, haklı "adalet" taleplerine kulaklarını tıkıyorlar. Yeni Asya'nın bugünkü "HAKİMDEN SKANDAL CEVAP!" manşeti, Yargının yine Yargı lisanı ile hal-i perişanını aleme ilan ve beyan ediyor. Bir hakimin "Benim için bu dosyanın bir önemi yok! MİT'ten gelen bu Bylock listesi (ki MİT listesinin hukuki bir delil olmadığını hukukçular söyleyip duruken-ÖE) benim için önemli!"sözlerini tarafsız ve bağımsız, adil, cesur ve vicdanı hür bir yargıç söyleyemez. Söylüyorsa, o vakit, bir vatandaş olarak ben de Yargının bir yerden emir ve talimat aldığına hükmederim.

  • yusuf

    21.6.2017 13:30:48

    Hz. Peygamber’in duası:“Allah’ım merhametsizleri bize musallat etme.” (Tirmizi, Daâvât, 79). "Nasılsanız öyle yönelitilirsiniz"

  • sezer

    21.6.2017 07:51:30

    bir sürü masum insan içeride iken sayın bozdağ adaleti tesis ettiği rüyasını görüyor kendisini kim hipnotize ediyor onu düşünsün sonra başkalarına faydalı olmayı biraz da anayasa okursa bu rüya tabiriyle ugraşmasından daha faydalı olur

  • Özdemiroğlu

    21.6.2017 06:28:45

    Bozdağ tam da bu yönetime uygun bir bakan Sn. Güleçyüz. O'nu diğerlerinden ve baştakilerden ayırma.

  • Ali KALKAN

    21.6.2017 04:07:30

    Acaba birileri de onlara, rüya yoluyla, zulmetmelerini mi tavsiye ediyor ?

  • HÜSEYİN İLHAN

    21.6.2017 03:56:05

    BEKİRimizi nasıl hipnotize etmişler amaaan aman.FG.hakkında neler metheylemiş neler.Acaba o BOZDAĞmı gerçek bu BOZDAĞmı diyorum.Sakın sakın klonlanmış olup bu kopya olanı olmasın.

  • Ali Tam

    21.6.2017 02:06:51

    Türkiye olarak Fethulah Güven'e Dünya ülkelerinde hicbir yaptirim uygulayamamanin yansimasi olarak tavugun suyunun suyu baglantisiyla ve ihtimale dayali evhamlarla insanlarin üzerine giderek, Fethullah Gülen'e bak millet hapishanelerde sürünüyorsa, aileler dagiliyorsa insanlar islerinden oluyorsa senin yüzünden bilinecek biz de senden intikamimizi alacagiz gibi bir psikoloji gözüküyor. Yoksa akilli, mantikli, adil bir düsünce burada hakim degil. Özel bir husumetin yansimalari gibi...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı