Bylock’la hiç işi olmayan bir kişi olarak, Nur’un başına gelenlerden sonra konuya eğilme ihtiyacı duyunca, geçen hafta Yeni Asya’da iki bölüm halinde çıkan Şerif Yılmaz imzalı detaylı incelemenin bir özetini buraya alıyoruz:
Bylock, kişilerin birbirleriyle mesajlaşma ve sesli görüşmelerini sağlayan, Google Play ve Apple Store mağazalarından ücretsiz olarak indirilip kullanılabilen bir mobil cihaz programı. 2016 Ocak ayına kadar Litvanya’daki server’dan (sunucu bilgisayar) hizmetini sürdürmüş.
Toplam 600 bin kişi programı indirmiş olup Türkiye’deki gerçek kullanıcı sayısının 215 bin olduğu MİT raporunda yer alıyor. Whatsapp, Viber, Tango vb. programlara benzer özellikler taşıyor. Ayırd edici özelliği telefon rehberi ve telefon numarasından yararlanmadan bağımsız kullanıcı ismi oluşturması ve buna göre başka kişilerle bağlantı kurabilmesi.
Bylock sadece hedefteki grubun kullandığı bir program değil. Hürriyet yazarı Mehmet Y. Yılmaz, programı masonların da üç yıldır kullandığını belirtiyor. 15 Temmuz Araştırma Komisyonu Başkan Vekili Selçuk Özdağ da Bylock’un ticarî sırlar ve özel ilişkiler dolayısıyla çeşitli kesimlerce kullanıldığını ifade etmiş.
MİT’in teknik raporunda, Bylock kullanımına ait verilerin hâkim kararı olmadan ele geçirildiği ifade edilmiş. Bu açıdan iddianamelere temel teşkil eden MİT raporu delil olarak kullanılamaz.
Bylock server’ından suç işlendiği iddiasıyla yapılan soruşturmada, CMK 134. maddeye göre bilgisayara, bilgisayar programlarına ve kütüklerine savcının istemi ve hâkim kararıyla imaj alma (yedekleme) işlemi yapılması zorunlu. Ama CMK 134 ve 6706 sayılı kanuna göre işlem yapılmamış, MİT tarafından özel yöntemlerle Bylock server’ı ele geçirilerek teknik rapor hazırlanmış ve işlem yapılmak üzere adlî mercilere gönderilmiş. Bu haliyle yasalarda belirtilen kanunî usûlün dışına çıkılmış, böylece elde edilen veriler delil niteliğini kaybetmiş.
Bylock sunucusu ile ilgili işlem yapma konusunda yetki BTK’da iken, bilgiler MİT yoluyla elde edildiği için hükümsüz.
Yarın devam edelim inşaallah.
Yeni Şafak’ın sürmanşetine göre, gereksiz tutuklamalar da “F..ö mücadelesi”ni sulandırmayı hedefleyen “mağdur üretme çetesi”nin marifetiymiş!
Gazeteye göre, süreci sulandırmak isteyenler, “F..ö”cü olmadığı halde birçok kişi hakkında soruşturma başlatarak mağduriyetlere sebep oluyor.
Bazı savcılar soruşturmada adı şüpheli olarak geçen kişinin evinde bulduğu Kur’an-ı Kerimi bile delil olarak sayıyor.