"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çanakkale ve iç siyaset

Kâzım GÜLEÇYÜZ
22 Mart 2018, Perşembe
Cihan devleti Osmanlının 7 cephede saldıran 7 düvelle savaştığı son derece çetin ve zorlu bir dönemde Çanakkale’yi geçilmez kılan şanlı direniş, vatan müdafaası için oraya koşan medreseli ve mektepli genç nesillerin canlarını ortaya koyarak yazdıkları muhteşem bir destan olarak tarihe geçti.

O sene İstanbul Tıp Fakültesinin hiç mezun verememiş olması, çünkü son sınıf öğrencilerin tamamının Çanakkale’de savaşırken cephede şehit düşmesi, bu destanın en parlak ve duygulandırıcı örneklerinden sadece biri.

Eğer o imanlı, şuurlu ve aydın nesiller cepheden sağ dönebilmiş olsalardı, sonrasında tarihin akışı çok daha farklı şekillenebilirdi.

Osmanlının hızla çöküşe doğru sürüklendiği alabildiğine zorlubir süreçte yazılan şanlı Çanakkale destanı serâpâ ihlâs timsaliydi. O destana imza atanlar hiçbir şekilde dünyevî hesaplara girmediler; böyle birşeyi akıllarından ve hayallerinden bile geçirmediler.

Din ve vatan uğruna şehit olmak için Anadolu’nun, Balkanlar’ın, Kafkasya’nın, Orta Asya’nın ve İslam dünyasının her köşesinden, Hicaz’dan, Bağdat’tan, Gazze’den, Bakü’den, Saraybosna’dan... o mübarek topraklara koştular; ruh emanetini Sahibine teslim ettiklerinin farkına bile varmadan, ağuşunu açmış bekleyen Hz. Peygamber (asm) tarafından kucaklanarak, huzur-u İlâhîye kanatlandılar.

Böylesine temiz ve ulvî bir destan, Osmanlı ayakta kaldığı müddetçe, hiçbir şekilde siyasî hesapların konusu yapılmadı.

Ne zaman ki Osmanlı tarihe karışıp yeni kurulan devletimiz cumhuriyet adı altında bir tek parti ve tek adam rejiminin cenderesine alındı; ondan sonra birçok değerimiz gibi Çanakkale destanımız da resmî ideoloji için kullanılır oldu.

Öyle ki, bütün devlet imkânlarıyla yapılan tek taraflı propagandalarda, Cevat ve Vehip Paşalar vd gibi cephenin gerçek kahramanları gizlenip unutturulurken, destan, Çanakkale’yi geçilmez kılan tarihî 18 Mart deniz zaferinde yeri ve katkısı bulunmayanlara mal edildi.

Afrin’ için yapılan Çanakkale benzetmesinin çıkış noktası bu yaklaşım ise, yazık ki ne yazık!

***

Kılıçdaroğlu ve Akşener’in “O hutbede niye yok?” sorusunun en önemli cevaplarından biri, “Said Nursî ve M. Kemal” kitabımızda da yer verdiğimiz (s. 83) 20 Mart 2007 tarihli ve “Bir Çanakkale efsanesi” başlıklı yazımızda: http://www.yeniasya.com.tr/2007/03/20/yazarlar/kgulecyuz.htm

 

Medrese-i Yusufiye hizmetlerimizhttp://www.yeniasya.com.tr/video/medrese-i-yusufiye-hizmetlerimiz_456679

Okunma Sayısı: 4452
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gündüz Alp-2

    22.3.2018 13:59:20

    Çanakkale Şehitliğini ziyaret eden herkes görecektir ki, Balkanlardan Hicaz'a, Kafkaslardan Kuzey Afrika'ya kadar dünyanın her yerinden Müslüman İslâm'ın son karakolunu savunmak için gelmiş, canını feda ederek kimi şehit kimi gazi olmuşlardır. Hiç değilse onların aziz hatıralarına saygı duyarak ruhlarını incitmeyelim. Çanakkale gibi İslam dünyasının da kaderini değiştiren büyük bir zafer, menfi siyasetin ve resmi ideolojinin aleti olmayacak kadar yüksektir. Hukuk ve adalette olduğu gibi politize edilen, siyasallaştırılan her güzel şey, maalesef, güzelliğini kaybetmekte, zıttına dönüşerek menfi/olumsuz fiillerin ya sebebi ya bizzat faili haline gelmektedir. Yaşadığımız hukuksuz süreç bunun en bariz örneğidir. Onun için başta iktidar olmak üzere bütün siyasilerden isteğimiz,herkesin ortak malı olan dini ve milli değerleri alet olarak kullanmaktan vazgeçsinler.

  • Gündüz Alp

    22.3.2018 13:18:02

    Sayın Güleçyüz, hem dini hem milli mefahirin menfi siyasetin söylem ve eylemine alet edilmesi; hiç faydası olmayan tam tersine toplumda, bu iki konuda da ayrışma ve kutuplaşmayı netice verebilecek bir durumdur. Bunun ısrarla devam etmesi halinde, toplumda oluşabilecek adavet hissinin doğrudan milli ve dini değerlerin kendisine yönelme tehlikesi de bulunmaktadır. "Kahrolsun şeriat!" bağıranların olduğu dönemi hatırlayalım lütfen. Toplumu aynı "kahrolsun!..."noktasına getirmekten sakınmak gerekir.Toplumu dini ve milli meselelerde siyasetin taraftarı haline getirerek ifrat ve tefrit noktasına savurmanın kimseye bir faydası yoktur. Din nasıl ki umumun mukaddes malıdır, bunun gibi Çanakkale de Milli Mücadele de bu milletin fertlerinin ortak zaferidir. Her iki zafer de siyasete alet edilemez. Hele Afrin'in bunların yanında esamesi bile okunmaz. Ülkenin gerçek gündemine ve sorununa dönelim lütfen.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı