Öteden beri söylenen birşey var: “Bizim halkımız, işin ucu cebine dokunmadan tepki vermez. Ne zaman ekonomik gidişat cebini yakmaya başlarsa, ancak o zaman feryat etmeye başlar.”
Elbette bunu genelleyip halkın tümüne mal etmek doğru değil. Ama bir kesim için bu tesbitin yanlış olmadığı da bir vakıa.
Ve gayet kritik dengeler üzerinde yürüyen seçim sürecinde bu kesimin, sonuçları etkileyebilecek bir konumda olduğu da.
Peki, şimdiye kadar ekonomide de hep toz pembe tablolar çizerek bugünlere gelen iktidarın, o alanda biriken zorlayıcı riskleri de baskın seçim kararının en önemli gerekçelerinden biri olarak göstermek suretiyle kendisiyle yine çeliştiği sıkıntılı tablo halkın günlük hayatına nasıl yansıyor?
Taksilerde, berber dükkânlarında, kahvehanelerde bu konular nasıl konuşuluyor?
Bilhassa 16 Nisan referandumu öncesinden itibaren gözlemlediğimiz hal şu:
Emeğiyle geçinmeye çalışan dar gelirli kesimler sıkıntı içinde. İktidarın gösterişli sunumlarla reklam ettiği 3. köprü, 3. havaalanı, otoyol gibi gecikmeli projeler için “Bunlar benim karnımı doyurmuyor ki” diyenlerin sayısı giderek artıyor. Dahası, köprülerin fâhiş maliyeti ve geçmeyenlerin de sırtına yüklenen borç yükü ciddî şekilde sorgulanıyor.
İktidarın seçim öncesi açıkladığı paketteki “emeklilere iki ikramiye” gibi düzenlemeler ise hem “Yeni mi aklınıza geldi, bu zamana kadar neredeydiniz?” diye sorduruyor, hem de emekliler dışındaki çalışanlarla işsizlerin “Bizim halimiz ne olacak, bizi düşünen yok” itirazını gündeme taşıyor.
Reel ekonomideki olumsuz gidişatın bir diğer göstergesi de iş yapamadığı için dükkân kapatmak mecburiyetinde kalan esnaf sayısının her geçen gün daha da artması. Bu da halk arasında endişe yüklü dertleşmelere konu edilen hususlar arasında.
Döviz ve akaryakıttaki durdurulamayan yükseliş ile, bugüne kadarki “büyüme”nin lokomotifi olan inşaat alanında satılamayan konut stokunun anormal şekilde büyümesi ve hızla artan maliyetlerle birlikte o sektörde ağır bir krizin patlak vermesi de.
Görünen o ki, cebi yananların hızla arttığı bu olumsuz tablo, seçim tercihlerini de etkileyecek boyutlara ulaşmış durumda.
İktidardaki telâşın bir sebebi de bu.
***
- Her Ramazan’da medyaya servis edilen bir akşam bir eve misafir olup yer sofrasında iftar açma görüntüleri, aylar ve yıllardır haksız yere zindanlarda tutulan masumların izbe koğuşlarda, ailelerinin dışarıda, lokmalar boğazlarına dizilerek açtığı buruk iftarları unutturabilir mi?!
- Ömer Yavuzyiğitoğlu ile birlikte Medyascope’da İrfan Bozan’ın konuğuyduk. Yeni Asya’yı, cemaat-siyaset ilişkilerini ve Millet İttifakını konuştuk. http://medyascope.tv/2018/05/22/yeni-asyanin-secim-karari-kazim-gulecyuz-ve-omer-yavuzyigitoglu-ile-soylesi/