"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cemaat “terör örgütü” olur mu?

Kâzım GÜLEÇYÜZ
24 Ağustos 2017, Perşembe
Sayın hâkimler ve savcılar (3)

Gündemdeki f.ö soruşturma ve davalarında bunca zaman geçmesine rağmen hâlâ netlik ve sarahat yok; belirsizlik, muğlaklık ve karışıklık var.

İşin bir ayağı 15 Temmuz yargılamaları. Belki sadece burada nisbeten bir açıklık olduğu söylenebilir. Özellikle o gece yaşanan olaylara fiilen katılan ve suçüstü yakalananlar açısından durum ortada. 

Ama orada bile soru işaretleri var.

Bilhassa Genelkurmay Başkanı ile kuvvet komutanlarının cevaplandırması gereken sorular hâlâ ortada. Şimdiye kadar o gecenin kahramanı olarak bilinen ve son YAŞ’ta “kızağa çekilen” Korg. Aksakallı hakkında dahi farklı iddialar ortaya atılmaya başlanması biraz tuhaf değil mi?

Öte yandan, darbe davalarındaki bazı sanık ifadelerinin iktidar medyasına yansıtılma biçimi de son derece problemli.

Dileriz, oluşturulan ortam bu davalarda gerçek darbecilerin sağlam delillerle tesbit edilip cezalandırılmasını engellemez.

Darbe davaları böylesine bir kargaşa ve curcuna içinde sürerken, işin diğer ayağında daha sıkıntılı bir tablo söz konusu.

Çünkü burada, sayısı yüz binleri bulan cemaat mensubu veya sempatizanının, 15 Temmuz’la hiçbir alâkaları olmadığı halde, bu meş’um kalkışmadan sorumlu tutulan “darbeci terör örgütü” ile ilişkilendirilerek iç içe geçirildiğini görmekteyiz.

Bir yapının terör örgütü olarak nitelenmesi ve kişilerin bu örgüte üyeliğinin ispatı için, Yargıtay içtihatlarında detaylı tarifleri yapılan kriterlerin esas alınması gerekirken, olayımızda böyle birşey yok.

Operasyonlar MGK kararları ile istihbarat ve emniyet raporlarına dayanılarak, tek taraflı medya manipülasyonları eşliğinde yürütülüyor. Suçlamalar için gösterilen gerekçeler ise siyasî ve sübjektif.

Düne kadar yasal olan okul ve dersanelerle ilişki, gazete ve dergi aboneliği, banka hesabı, sendika üyeliği, yardım derneğine destek, burs temini, kurban bağışı ve çok tartışmalı Bylock programı gibi kriterler, gözaltı ve tutuklamalar için dayanak gösterilen “terör örgütüne üye olmak” suçlamasına delil teşkil eder mi?

(Devam edeceğiz.)

***

-Faruk Çakır: Yeni Asya’da harcı olan iki mümtaz şahsiyetin vefat yıldönümü. Mustafa Polat  (1970), Dr. Sadullah Nutku (1972). Rahmetle yad ediyoruz.

-Hakim ve savcılara sesleniyoruz - http://www.yeniasya.com.tr/video/hakim-ve-savcilara-sesleniyoruz_440958 

 

- “Bazan felaketten saadet çıkar. Musibet mükâfatın mukaddimesidir” manalarının tahakkuk edeceği günlere artık erişmek dileğiyle.

Okunma Sayısı: 14326
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan ERKİŞ

    24.8.2017 18:17:18

    (7) Siyasetin menfi, menfaatçi ve merhametsiz düsturları ile İslam'ın ve imanın ulvi ve yüksek hakikatlerini karıştırıp, bulamaç haline getirerek Siyasal İslamı halka bir kurtuluş reçetesi olarak takdim edenlerin, iktidara geldikten bir müddet sonra menfaatlerine ters düştüğü noktada (hangi cemaat ve tarikat olursa olsun) onları rahatlıkla "terör örgütü" ilan edebileceklerini maalesef şu süreçte görmüş olduk. Hal böyle iken sair cemaatleri bir kenara bırakarak, aynı kaynaktan yani Risale-i Nur'lardan beslenen ve ders alan-veren (farklı isimlerle anılsa da) Nur cemaatlarının, antidemokratik sürecin netice verdiği mağduriyet ve zulümler karşısında benzer ve aynı tavrı gösterememesi, cemaat "terör örgütü" olur mu meselesinden daha mühim bir meseledir. Yeni Asya ve camiası bu meselede söylem ve eylemi/fiili ile hakiki Risale-i Nur cemaati olduğunu göstermiştir. Yanlış anlaşılmasın, ötekileri suçlamıyor ve itham etmiyoruz.

  • Özcan ERKİŞ

    24.8.2017 18:03:27

    (6) Hakiki manasıyla, Kur'ani esaslar ve Sünnet-i Seniyye düsturları çerçevesinde hizmet-i imaniye için çalışan ve bunun için gönüllü olarak bir araya gelmiş sivillerden teşkil olunan bir cemaata "terör örgütü" ve mensuplarına "terörist" demek aklın, kalbin ve vicdanın kabul edebileceği şeyler mi? Hem ehl-i hak ve hakikat böylesine ağır bir manevi mesuliyeti netice veren bir cürmü irtikap edebilir mi? Biri müspet ve yapıcı diğeri menfi ve yıkıcı olan iki zıt oluşumu bir araya getirip öyle olmayana "terör örgüt" ve "terörist" demek, eğer cehaletten ileri gelmiyorsa dehşetli bir hata olmaz mı? Siyasi ve ideolojik olarak meseleye yaklaşanlar için öyle olsa bile hak-hakikat adına hareket edenler için cemaat ve "terör örgütü" bir arada olması tasavvur bile edilmeyecek bir meseledir. Aman dikkat! Tuzağa düşmeyelim.

  • Özcan ERKİŞ

    24.8.2017 11:36:54

    (5)Bugün sayın Ahmet battal Beyin "Siyasetçi, çek elini dinden!" başlıklı harika ve tenvir edici yazısını okuduk. Teşekkür ediyoruz. Ben de sayın Battal'dan mülhem diyorum ki "Siyasetçi! Çek elini Yargıdan!" Çünkü nasıl ki dini siyasetine alet eden iktidar, dini ve dindarı ne hale getirmiş ise, Yargıyı siyasetine alet eden iktidar yargıyı da bu hale getirdi. Her iki örnekte bize gösteriyor ki, siyasetin el attığı bir kurum yahut kuruluş neticede politize oluyor, siyasallaşıyor ve asli hüviyetini kaybediyor. En canlı örneği Türkiye ve yaşadıklarımız. Yargı da yakasını siyasilerin eline kaptırmakla önce güvenini kaybetti ardından hukuksuz ve keyfi işlerle adalet yerine zulümlü fiillere imza attı.Her iki hal de OHAL denen gayri hukuki ve insani bir sistemin neticeleridir. OHAL de siyasal iktidarın kendi selameti için millet fertlerinin hukukunu feda etmesidir. El hasıl yeniden ve yine hak, hukuk ve adalet diyoruz.

  • Özcan ERKİŞ

    24.8.2017 11:23:13

    (4) Şu anda yapılması gereken "cemaat terör örgütü mü değil mi?" tartışmalarıyla toplumsal enerji ve zamanı israf etme zamanı değildir. 15 Temmuz zalimane teşebbüsünün netice verdiği OHAL ile askıya alınan hukuk ve demokrasi sonucunda mağdur olan zulme uğramış insanın hak ve hukuku için adaletin acilen tahakkuk etmesine yönelik gayretlerdir. Bir yandan demokratik hukuk devletinin yeniden tesisiyle topyekun milletin hukuku diğer yanda da OHAL'in hukuksuz ve keyfi uygulamaları ile mağdur olmuş binerce insanın hukuku için Yeni Asya gibi ciddi gayret göstermek gerekiyor. Yoksa "dedim-dedi" polemikleri ülkenin ne maddi ne manevi yaralarına merhem olmaz. Onları zaten siyasiler yapıyorlar. Zararsız yol zararlı yola üstündür ve menfaatin celbi zararın definden önce gelir,gerçekleri bize fuzuli ve malayani işlerle meşgul olmaktan ve zaman ve kelam israfından kaçınmamızı söylüyor.

  • Özcan ERKİŞ

    24.8.2017 11:10:45

    (3) Bir diğer mesele de Türkiye'de Nur Cemaati dışında onlarca cemaat bulunmaktadır. Ve cemaatler hem İslam Dünyasının hem de Türkiye'nin toplumsal gerçekleridir. Yok sayılması, reddi ve inkarı mümkün değildir. Dolayısıyla bir cemaatin "terör örgütü" olup olmayacağına bunların da -müspet veya menfi- bir sözü olmalıydı değil mi? Fakat susmayı tercih ettiler. İşte bu noktada Yeni Asya ve camiasının hakkaniyetli ve gerçekçi tavrıyla "hakiki cemaat" olma farkı ortaya çıktı. "Sükut ikrardan gelir" derler. Ve susmak bir manada "olmayan suçu" kabul demektir. Susmak çare değildir. Herkesin sustuğu yerde, hakkın hatırına hak ve hakikati söylemek hem marifet hem çaredir. Bir cemaatin hizmetini beğenmesek ve tasvip etmesek de netice itibariyle siyasal bir hesaplaşma sonucunda; ilgisiz, alakasız masum insanların mağduriyeti ve zulme maruz kalması ehl-i hak ve hakikat olarak bizleri "mütellim" etmeli ve buna mani olmaya çalışmalıyız.

  • Özcan ERKİŞ

    24.8.2017 10:58:45

    (2) 30 Mayıs 2016 tarihli T24 Haber'de Yargıtay Onursal başkanı Sami Selçuk şöyle diyor:"Yargı dışında hiç bir merci 'terör örgütü' kararı vermez." Ve "Sadece yargıçlar yasalar çerçevesinde bir oluşumun terör örgütü olup olmadığına karar verir." demektedir. Kendilerini yargının yerine koyan kurum ve kuruluşlar, bugün bu hareket için "terör örgütü" derse yarın öbür gün bir başka cemaat yahut cemiyet için bu kararı almayacakları ne malum? Mesele siyasi bir -hesap-meseledir fakat hesabını ödeyen ise mağdur edilen, zulme uğrayan binlerce Nur Hanım ve emsali masum insanlardır. Şimdi yapılması gereken Yeni Asya gibi mağdur olmuş, zulme maruz kalmış masumların hak ve hukuku için adalet talebinde bulunmak, hukuksuz ve keyfiliği dile getirmek, yargıyı hukuk içinde göreve çağırmak ve bunlar için gayret göstermektir.

  • Özcan ERKİŞ

    24.8.2017 10:40:09

    Sayın Güleçyüz, hepimiz bu ülkede yaşıyoruz ve yine hepimiz gerçekleri az çok biliyoruz. Bildiğimiz bir gerçek daha vardır ki 2013 yılına kadar Gülen Hareketine "cemaat" diyen siyasal İslamcı iktidar, 2013 Yolsuzluk Operasyonu sonrasında bu hareketi, rota değiştirerek önce "paralel yapı" ardından da "terör örgütü" ilan ettiler. 2013, 2014 ve sonraki tarihli gazeteleri internet ortamından izleyecek her kişi bu hakikatleri görecek ve okuyacaktır. Burada bizim için ehemmiyet arz eden konu sizin de başlıkta sorduğunuz "cemaat terör olur mu?" sualidir. İkinci sual de "bir oluşum, şahsı manevi, cemiyet yahut cemaatin 'terör örgütü' olup olmadığına kim karar verir? Hükümet ve MGK mi yoksa Yargı mı? Zira ortada ciddi bir hak, hukuk gasbının netice verdiği bir mağduriyet, zulüm ve adaletsizlik vardır.

  • Ali Tam

    24.8.2017 01:28:27

    Terör Örgütleri genelde uluslararasi bazda da terör tanimini haiz iseler öyle bir örgüt olarak kabul edilir. Terör Örgütleri yaptiklari eylemleri üstlenir, cünkü onlara göre bu örgütün davasinin reklamidir. Yani disaridan iskence ile ifadeleri alinmaksizin hür iradeleri ile "Evet biz yaptik diyerek eylemin faili olduklariniinkar etmezler"! F.Ö mühürleri alinlarina vurulanlarin bir terör örgütüne üye olmalarini DÜNYA KAMUOYU 1) "Nerde yeterli delilin?" diyerek sorguluyor, hatta reddediyor 2) F.Ö. diye bir örgütü BATI DÜNYASI kabul etmiyor. "Hani nerde bunlar, kimse bunlardan korkmuyor oysa terör örgütü üyelerinden korkulur" diyorlar!

  • Ali Tam

    24.8.2017 01:27:37

    3) 177 gündür HAPISTE bulunan Yeni Asya Gazetesi calisani Nur kizimizin alnina da delilsiz, senetsiz dayanaksiz sadece bir evham üzerine F.Ö Mührü vuranlarin TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYELIGI YAFTALARINA BIZ DE INANMIYORUZ. Hür ADALET Dünya'da asla öldürülemez! Türkiye de muvakkaten olmayabilir ama adil ve hakka tapan bu milletin vicdaninda da o hür ADALET yasar, öldürülemez! Bizler de sayin yazarimiz Gülecyüz'ü te'yiden hakim ve savcilari vicdanlarinda yasayan hür ADALET ile göreve davet ediyoruz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı