DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu’nun “Bugün dibine kadar rüşvete ve yolsuzluğa bulaşmış olmasına rağmen arkası güçlü diye üzerine gidilemeyen ve yüksek yargı koltuğunda oturan; ‘Mafya liderlerini cezaevinden tahliye etmezsen seni düz hâkim yaparız’ diyerek tehdit edilen, ‘Ama talimatlarımıza uyarsan da yüksek yargıç yaparız’ diyerek terfi ettirilen hâkimler biliyorum” sözleri üzerine “Kim bunlar?” diye sormuştuk.
Aradan çok zaman geçmedi; yakalanan bir uyuşturucu tacirinin bir Yargıtay üyesiyle ilişkisine dair iddialar gündeme geldi.
Bu Yargıtay üyesine istifa çağrısı yapan, istifa etmediği takdirde Yargıtay Başkanının onu istifaya davet etmesi gerektiğini söyleyip, bunu yapmazsa Yargıtay Başkanını da istifaya çağıran hukukçular oldu. Ama bunlar da kulak ardı edilip geçiştirildi ve kimse istifini bozmadı.
Bu arada 35 senedir yakından izlediği ve incelediği yeraltı dünyasındaki bağlantılar ve gelişmeler konusunda uzman gazeteci Tolga Şardan, Artı Gerçek’te İrfan Aktan’a verdiği uzun röportajda çok detaylı ve dikkat çekici bilgiler verdi ve değerlendirmeler yaptı.
“Her ne kadar finans İstanbul’da dönse de, devletin ve siyasetin merkezi, devlet adına nihaî kararların alındığı yer Ankara olduğu için yeraltı dünyası burada son derece güçlü” diyen Şardan, sözlerine şöyle devam etti:
“İstanbul’daki suç örgütlerinin, mafya gruplarının Ankara ayağı hiçbir zaman eksik kalmadı. İstanbul’un geniş bir siyasî ve finans çevresi ile devlet yapılanması var, ama sonuçta orası da Ankara’nın ‘taşra’sıdır. Dolayısıyla oradaki suç gruplarının bazı işlerini yürütebilmek için Ankara’yla mutlaka bir temaslarının olması gerekiyor. Çünkü hukukun yönetim merkezi de Ankara’dır. Yüksek yargı; Danıştay, herşeyden önce taşrada kuruluşları olmayan Yargıtay burada. Organize suç örgütlerinin hukuk üzerinden hareket alanlarının nihaî ucu Ankara’da. Yargıtay, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, polis ve Emniyet üzerindeki etki alanlarının merkezi de burası.”
Şardan’ın “Yargı ve polisin yol vermediği hiçbir yapı bu memlekette nefes alamaz” şeklindeki çarpıcı tesbiti de konuyu tamamlıyor.
Bu tesbitlerde ifadesini bulan ve hangi kurumlardan kimlerin dahil olduğunu bilmediğimiz karanlık ilişkiler ağı, temel görevlerinden biri suçla mücadele olan hukukun, yargının, emniyetin, diğer ilgili kurumların bu dönemde ne hale getirildiğini gözler önüne seriyor.
Yeraltı dünyasıyla iç içe geçmiş bir yapılanmada üretilmeye devam edilen, şimdiye kadar benzeri görülmemiş vahametteki hukuksuzlukların arka planına da ışık tutarak.